51. Uluslararası Venedik Bienali'ni İstanbul Modern 'e taşıyan küratörlerden Rosa Martinez, bu seyahat sayesinde sanatsal üretimin yeni anlamlar kazandığını söylüyor.
Ortaya çıkan kavramsal soruları işin erbabına bırakırsak, 28 Ocak'a kadar sürecek serginin bu sene tarihinde ilk defa kadın küratörlere emanet edilen bienalden bir seçkiyi bırakın uçak parasını denkleştirmeyi, akbil hesapları içinde kıvranan genişçe bir kitlenin burnunun dibine getirerek önemli bir amme hizmeti veriyor.
Semiha Berksoy'la giriş
Diyelim bu cömertliğe karşılık vermeye karar verdiniz ve yola koyuldunuz. Tophane camiinin yanından kıvrılıp antrepoların arasına daldınız.
Üstünüz arandı; şanslıysanız "indirimli" kategorisinden biletinizi kaptınız ve ilk kattaki kalıcı sergiyi gözucuyla süzerek alt kata indiniz: sizi bu toprakların yetiştirdiği en şahsına münhasır kadınlardan biri olan Semiha Berksoy karşılayacak.
Berksoy'un kendi içinden koparıp çıkarttığı ve imgesini yansıttığı tuvallerini geçip sergi alanına girdiğinizde Katalunya'nın rahatsız zihni Antonio Tapies'ten Rem Koolhaas'a 10'dan fazla sanatçının işleriyle hemhal olacaksınız.
Ölüm meselesinden düğün ritüellerine, Filistin meselesi, ırkçılık ve ayrımcılıktan Latin Amerika'nın ayak izlerine bugün dünyanın dört bir yanında ve tek başına yeni bir insalık durumu üzerine söz söyleyen -daha doğrusu iki nokta üstüste koyup bırakan- video, enstelasyon vd. ile vakit geçirin.
Tavandan sarkan şık ve devasa avizenin birbirine örülmüş binlerce tampondan oluştuğunu farkedince şaşıracaksınız. Portekizli sanatçı Joana Vasconcelos "Bu projemi galericime anlattığımda 'Bu kirli bir düşünce' demişti. Tabii böyle bir cevap alır almaz hemen orayı terk ettim. Kadınları özel günlerinde rahat ettiren, istedikleri gibi hareket etmelerini sağlayan, onlara özgürlük tanıyan bu tamponlar bazı kimseleri rahatsız etti!" diyor "Gelin" adını verdiği avize işiyle ilgili olarak.
Veya Nikos Navridis'in "Nefes" adını verdiği video çalışmasının gösterildiği odada yerden geçen çöp görüntülerinin neden dengenizi bozduğunu ve yürümekte zorlandığınızı bir türlü çözemeyip gözünüze inat kapıya doğru ilerlemeye çalışacaksınız. Bu odayı en çok çocuklar seviyor.
Müzede gerilla taktiği
İstanbul Modern'in açıldığından beri salonlarından daha fazla kafesinin dolmasını, bienal-müze, sanat-ticaret gibi sorular kafanızda dolaşa dursun, bu serginin esas vurgusu "kadın" üzerine.
Kadının bugünün dünyasındaki yeri, daha özelde de kadının sanat dünyası içindeki yerine eleştirel bir bakış sunuyor sergi.
110 yıllık tarihi olan Venedik Bienali'nin ilk defa iki kadın küratöre teslim edilmiş olması çok anlamlı. Onlar da bu durumun hakkını vermişler ve bienalin orta yerine kadın meselesini oturtmuşlar.
İstanbul'a gelen seçkinin yıldızı da eğlenceli posterleriyle bir yandan sizi güldürürken diğer yandan da verdikleri bilgilerle boğazınıza bir yumrunun oturmasını sağlayan Gerilla Kızlar.
1985'te New York Modern Sanat Müzesi'nde (MoMA) açılan Resim ve Heykele Uluslararası Bakış (An International Survey of Painting and Sculpture) sergisinde yapıtları sergilenen 169 sanatçıdan sadece13'ü kadın olunca bir grup kadın sanatçının sabrı taştı.
Sergi -tabii ki erkek olan- küratörüne göre o sırada dünyada yer alan çağdaş sanatı kucaklıyordu fakat işleri seçilenlerin tamamı Avrupa ve ABD'dendi ve beyazdı.
Bir araya gelen kadın sanatçılar ufak bir araştırma sonucunda müzelerde, galerilerde, koleksiyonerlerde, kısacası sanatın her alanında ayrımcılığın benzer bir şekilde işlediğini gördü ve bu durumu afişe etmek için çalışmaya başladı.
Kendilerini goril maskeleri ardına saklayan kadınlar ayrımcılığa karşı bir "gerilla savaşı" yürütmeye başladı ve bu hareket ses getirdi.
Aradan geçen 20 senede hareket oldukça büyüdü, kurucu sanatçılardan Lee Krasner "Şu an kaç kişi olduğumuzu bilmiyoruz ama her kızın gerilla olarak doğduğundan şüpheleniyoruz" diye açıklıyor durumu.
Gerilla Kızlar, İstanbul'a gelen seçki için Türkiyeli kadın sanatçılara bir kahve falı bakmayı da ihmal etmemişler; ne çıktığını görmek isteyenler bu sergiyi kaçırmamalı.
Daha iyisi, bahçede yer alan posterleri görmek için bilet almanıza da gerek yok.(EÜ)