JİTEM ana dava, Musa Anter ve Ayten Öztürk davası, yarın Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam edecek.
Dosyanın Musa Anter cinayeti bakımından zamanaşımına uğramasına 6 gün kaldı.
Hafıza Merkezi, davayla ilgili süreci şöyle özetledi:
Dava nasıl başladı, süreç nasıl ilerledi?
JİTEM adlı bir birimin, “terörle mücadele” adı altında devlet teşkilatı içerisinde oluşturulduğu ve 1980’li yılların sonundan itibaren devlet adına hukuk dışı infaz, zorla kaybetme ve işkence suçlarına ilişkin ilk olarak 1999 yılında hazırlanan bir iddianameyle, JİTEM hakkında 6 sanıklı bir dava açıldı.
Birkaç ay sonra hazırlanan ikinci bir iddianameyle, JİTEM ile ilgili 5 sanıklı bir dava daha açıldı. Açılan iki dava, 2000 yılında birleştirildi ve savcılığın JİTEM elemanı olduğunu belirttiği 11 sanık, tek bir dava kapsamında yargılanmaya başladı.
JİTEM’in eylemlerine ilişkin diğer bir iddianame ise, İsveç’te siyasi mülteci olarak bulunan eski PKK itirafçısı ve JİTEM elemanı olduğu iddia olunan Abdülkadir Aygan’ın (Aziz Turan), Türkiye’deki çeşitli basın organlarına açıklamalar yapması ve internette JİTEM bordrosunu ve üst düzey askeri yetkililerle çekilmiş fotoğraflarını yayınlaması üzerine, 2005 yılında düzenlendi.
JİTEM hakkında hazırlanan bu üçüncü iddianameyle, 8 sanıklı yeni bir dava açıldı. Bu davanın sanık sayısı bazı sanıkların askeri mahkemede yargılanması gerekliliğinden 5’e düştü.
Üç dava birleştirildi
Davaya bakmakla görevli mahkemenin belirlenmeye çalışılmasıyla geçen yılların ardından, 2009 yılına gelindiğinde, davanın ilk duruşması yapılabildi. 2010 yılında, 11 sanıklı ve 5 sanıklı JİTEM davalarının da birleştirilmesine karar verildi.
Birleştirilen davada, maktullerin 1989-1992 yılları arasında farklı tarihlerde ve farklı yerlerde, bazılarının işkence edildikten sonra, bazılarının ise elleri arkadan bağlanarak, boğulma izleri ve/veya kafalarına kurşun sıkılmak suretiyle öldürülmesi suçlarına ilişkin iddialardan oluşuyor.
Bu bağlamda işlendiği iddia edilen yaşam hakkı ve işkence yasağı ihlallerine ilişkin, aralarında Ergenekon ve Ankara davalarının sanıklarından Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım ve Abdülkadir Aygan’ın bulunduğu toplam 16 sanık, halen Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılanıyor.
Musa Anter davası da eklendi
Duruşmalar sürerken, farklı tarihlerde verilen birleştirme kararlarıyla, başka iki dava daha JİTEM Davası’na eklendi.
Bunlardan ilki, gazeteci yazar Musa Anter’in 20 Eylül 1992 tarihinde Kültür ve Sanat Festivali’nin konuğu olarak geldiği Diyarbakır’da kimliği belirsiz bir kişi tarafından vurularak öldürülmesiyle ilgili görülmeye devam eden Musa Anter davası.
Uzun yıllar boyunca “faili gayri muayyen” olarak kalan Musa Anter cinayetiyle ilgili yürütülen soruşturma, Abdülkadir Aygan’ın itiraflarında cinayetinin tetikçisi olarak eski korucu başı Hamit Yıldırım’ı işaret etmesiyle canlandırıldı. 2012’de Yıldırım’ın göz altına alınıp, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanmasıyla, uygulamada başvurulan zamanaşımı süresi, dolmasına 84 gün kala kesildi.
Yürütülen soruşturma sonucu, 2013 yılında iddianame düzenlenerek, tetikçilik yaptığı belirtilen Hamit Yıldırım’ın yanı sıra, JİTEM Davası’nın da sanıkları arasında bulunan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, Abdülkadir Aygan ve ayrıca emekli Albay Savaş Gevrekçi hakkında dava açıldı.
Açılan davanın JİTEM Davası’yla birleştirilmesi hakkındaki karar, 2016 yılında kesinleşti ve böylece henüz sonuçlanmayan her iki dava, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülmeye başlandı.
TBMM Araştırma Komisyonu ve Başbakanlık Teftiş Kurulu raporlarında da geçen Musa Anter cinayetine ilişkin açılan bu davanın, o dönem özel yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görev yapmakta olan cumhuriyet savcısı Osman Coşkun tarafından hazırlanan iddianamesinde, JİTEM’in kuruluşu ve işleyişi hakkında önceki tarihlerde hazırlanan iddianamelerden daha ayrıntılı bilgiler yer aldı.
Ayten Öztürk davası
JİTEM Davası’na eklenen ikinci dava, Ayten Öztürk’ün 1992 yılında Elazığ’da zorla kaybedilmesine ilişkin olarak görülmeye devam eden Ayten Öztürk davası.
2019 yılında Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan Ayten Öztürk’ün öldürülmesine ilişkin davada henüz hiç duruşma görülmeden, aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunması gerekçesiyle davanın, birleştirilerek Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Musa Anter ve JİTEM davasıyla birleştirilmesine karar verildi.
AİHM’de ihlal kararı
Musa Anter cinayeti bakımından kovuşturma başlamadan önce Anter ailesi AİHM’e başvuru yapmış, 2006 yılında Anter ve Diğerleri vs. Turkiye davasında (Başvuru No: 55983/00, 19 Aralık 2006) Anter ailesinin başvurusu kabul edilmişti. AİHM, AİHS 2. Maddenin esas ve usul yönünden ve 13. Maddenin ihlal edildiğine karar verdi.
AİHM’in tespit ettiği ihlallerin sonuçlarının ortadan kaldırılması ve ihlalden doğan mağduriyetlerin giderilmesi bağlamında hiçbir adım atılmadı, kararların iç hukukta icra edilmesi yükümlülüğünü yerine getirecek bir yargılama yürütülmedi.
Birleştirmelerin sonuçları
Hafıza Merkezi, davayla ilgili yaptığı özette, birleştirme kararlarını şöyle değerlendirdi:
Davanın, güvenlik gerekçesiyle suçun işlendiği yer olan Diyarbakır’dan Ankara’ya nakledilmesi, davayla JİTEM Ana Davanın birleştirilmesi, birleşen davaların uzun yıllar süren kovuşturma safhalarının ardından 2019 yılına gelindiğinde yalnızca sanıklar bakımından aynılık olmasına rağmen hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu gerekçesiyle henüz yeni başlamış olan Ayten Öztürk Davasıyla birleştirilmesi davaların her biri bakımından cezasızlığa zemin hazırlayan nitelikte.
Davaların birleşmesi davalar arasında irtibat kurulması beklentisi yaratırken, bu birleştirme işlemleri ancak davaların uzamasına neden oldu.
Abdülkadir Aygan’ın ifadesi alınamadı
JİTEM Davası’nda, sanıklardan Abdülkadir Aygan’ın İsveç’te siyasi mülteci olarak yaşaması nedeniyle ortaya çıkan ve halen çözülemeyen ifadesinin alınamaması sorunu, uzun süredir davayı gören mahkeme heyetlerini meşgul ediyor.
Müşteki/katılan vekilleri, ilk duruşmalarda Abdülkadir Aygan’ın naip hâkim tayin edilerek dinlenmesini talep etti, ancak Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi Abdülkadir Aygan’ın SEGBİS ile duruşmada hazır bulunarak savunmasının alınması gerektiğini belirterek, bu talebi reddetti.
Abdülkadir Aygan’ın savunmasının alınması için Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne müracaat edilmesine karar verilmişse de ilgili evrakın usulüne uygun hazırlanamamış olması, uzun süre talebe cevap gelmemesi, İsveç hukukundaki usul kuralları gibi nedenlerle, Abdülkadir Aygan’ın istinabe usulüne uygun ifadesinin alınması henüz mümkün olmadı.
Zamanaşımı tehlikesi
Anter Ailesi vekili Avukat Selim Okçuoğlu 2020 yılından bu yana Musa Anter davasının birleşen davalardan tefrik edilmesini talep ediyor.
Selim Okçuoğlu’nun, yargılamanın yıllardır sürdüğü, zamanaşımına az zaman kaldığı, adalet talebinin hala sonuçlanmadığı, istinaf ve temyiz aşamaları da düşünüldüğünde kalan sürenin yetmeyeceği, birleşen dosyaların aşamalarının henüz başında ya da araştırılmayan durumda olduğu, Abdülkadir Aygan’ın ifadesinin alınması için Adalet Bakanlığı’nın cevap vermediği, Adalet Bakanlığının bilinçli olarak iş birliği yapmadığı gerekçelerine dayandırdığı tefrik talepleri mahkeme tarafından reddedildi.
Ret gerekçesi, “davanın sonuçlanmasının eylemi gerçekleştiren kişi olarak ismi anılan Hamit Yıldırım aleyhine ifadeler veren süjenin yurtdışında yaşamakta olan sanık Abdülkadir Aygan (Aziz Turan) olduğu halde, adı geçenin dosya esasında halen dahi savunmasının saptanılamamış olması”.
Musa Anter Davası iddianamesinde ağır insan hakları ihlallerinin iki önemli kategorisini oluşturan zorla kaybetme ve hukuk dışı infaz eylemleri için suç isnadı, eski veya yeni TCK hükümlerine sevkle, kasten öldürme suçundan yapıldı.
Hukuk dışı infazdan sorumlu tutulan sanıklar hakkındaki suçlamaların ceza zamanaşımı süresinin aşılması nedeniyle düşürülmesi tehlikesi var.
15 Eylül 2022 (yarın) görülecek duruşmanın Musa Anter cinayeti bakımından son duruşma olacağı, 20 Eylül günü davanın tefrik edilerek zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi bekleniyor. (AS)