Özgür Gündem Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenleri’nden Murat Çelikkan, “Terör örgütü propagandası” suçlamasıyla iki ay bir hafta geçirdiği cezaevi sürecini bianet’e anlattı.
Söze 100 kişinin Özgür Gündem gazetesinde nöbetçi genel yayın yönetmenliği yaptığını hatırlatarak başlayan Çelikkan, bunlardan 38’i hakkında dava açıldığını, sadece kendisinin cezaevine atıldığına dikkat çekti.
Çelikkan, 38 kişinin neye göre belirlendiğini, kendisinin niye seçildiğine dair bir bilgisi olmadığını söyledi.
Daha önce bir kere 12 Eylül döneminde 5,5 ay askeri cezaevi tecrübesi olan Çelikkan, bu seferki tecrübesinin daha olumlu olduğunu aktarıyor ve cezaevinde yaşadıklarını şöyle aktarıyor:
“Kötü muameleyle karşılaşmadım”
"Sadece 2 ay 1 haftalık süreyle ve bir tane cezaevi deneyimiyle değerlendirme yapmak doğru değil ama ben Kırklareli Cezaevi’nde herhangi bir kötü muameleyle karşılaşmadım.
"Yemeklerin kötü olduğu söyleniyordu, ben beğendim. Mektup ve kitap konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamadım. Bana gönderilen bazı mektuplar ulaşmadı ama onların neden ulaşamadığını bilmiyorum. Belki postada sorun çıkmıştır.
"Haftada bir telefon görüşmesi yapabiliyordum, görüşlerde de bir sıkıntıyla karşılaşmadım.
"Ancak burada bir not düşmek lazım. Piyasada yasal olarak satılan kitapların cezaevinde bir kurul tarafından tekrar denetlenmesini anlamak mümkün değil. Aynı şekilde dışarıya yazılan mektuplarda kullanılan bazı ifadeler nedeniyle disiplin işlemi uygulamasını da anlamak zor. Bu noktada, cezaevleri için ekstra suç tanımı yapılıyor.
“İngilizce öğrettim, Kürtçe öğrendim”
"PKK dosyasından tutuklu ve hükümlü olan dört kişiyle aynı koğuşta kaldım.
"Sabah 7.30’da kalkıp, 8.15’te sayıma hazır oluyorduk. Sonra kahvaltı, gazete okuma rutinlerinin ardından koğuş arkadaşlarıma İngilizce dersi veriyordum. Arkadaşlardan biri de bana Kürtçe öğretti.
"Dil dersleri, kitap okuma, her gün bir, bir buçuk saat volta, gazete, haberler derken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordum. Bazı günler mektup yazmaya vakit bulamadığım oldu.
"Cezaevi kütüphanesinden kitap alabiliyordum ama bana o kadar çok kitap geldi ki, kütüphaneyi kullanmama gerek kalmadı.
“Açık cezaevinde fasulye topladım”
"Son bir hafta açık cezaevinde kaldım. Bana orası daha zor geldi. Dört kişiyle muhatap olurken birden bire 1200 kişilik bir yerde buldum kendimi.
"Evet, sınırsız telefon hakkı var, 23.00’e kadar açık havada kalabiliyorsun ama öte yandan çalışmak zorundasın. Mesela ben fasulye topladım. Ama en çok kalabalık zor geldi."
Ne olmuştu?
Murat Çelikkan, gazetenin başlattığı kampanyaya destek vererek 28 Mayıs 2016 tarihli Özgür Gündem gazetesinin Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni olmuştu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada mahkeme, 16 Mayıs 2017 tarihinde Çelikkan’ı “terör propagandasına” ilişkin Terörle Mücadele Kanunu 7/2 maddesince mahkum etmişti. Bülent Dalkıran (mahkeme başkanı), Pınar Gezen Atanian ve Kadri Arslan’dan oluşan mahkeme heyeti “Sanığın duruşmadaki davranışları ile yeteri kadar pişmanlık göstermemiş olması” şeklindeki açıklamasıyla cezada indirime gitmedi ve cezayı, benzeri yargılamalardaki durumun aksine, ertelemedi.
Murat Çelikkan 17 Mayıs 2017 günü yapılan duruşmasındaki savunmasında nöbetçi yayın yönetmenliği yaptığı gün gazetede çıkan üç haberin neden “suç” sayılamayacağını anlatmıştı.
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışmak amacıyla bir günlük Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği yapan gazeteci Murat Çelikkan’a, “Örgüt propagandası yaptığı” iddiasıyla 1 yıl 6 ay hapis cezası verilmişti.
1 Eylül 2016’da yayınlanan 671 sayılı KHK ile Denetimli Serbestlik Yasası’nda değişiklik yapıldı. Bu değişiklik uyarınca denetimli serbestlik hakkından yararlanmak için sınır olan 1 yıl hapis cezası, 2 yıla çıkartıldı.
Çelikkan da 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldığı için bu haktan yararlanarak denetimli serbestlik yasası uyarınca tahliye edildi.
Murat Çelikkan hakkında25 yıllık gazetecilik hayatı boyunca muhabirlik, editörlük, köşe yazarlığı ve yayın yönetmenliği gibi çeşitli görevler üstlendi. Türkiye insan hakları hareketinde aktif olarak yer aldı; İnsan Hakları Derneği, Uluslararası Af Örgütü - Türkiye, Helsinki Yurttaşlar Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın kurucusu oldu ve yönetim kurullarında yer aldı. Kürt meselesi ve medya etiğiyle ilgili projelerde çalıştı. 2010'dan bu yana kurucularından olduğu Hakikat Adalet Hafıza Merkezi direktörü. |
(EKN)