20 yıl önce Dersim'de yasaklara, köy boşaltmalarına karşı gerçekleştirilen Munzur Kültür ve Doğa Festivali bugün başlıyor.
Valilik yasak kararına ilişkin Festival Tertip Komitesi, saat 13.00'te Seyit Rıza Meydanı'nda açıklama yapacak.
Festivalin gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceğine dair son karar basın açıklaması ile halka duyurulacak.
Açıklama öncesinde halk, Seyit Rıza Meydanı'nda toplandı.
Basın açıklamasını bekleyen Dersimlilerle festivalin kendileri için anlamını bianet'e anlattı.
Dersimliler, Munzur Kültür ve Doğa Festivali'nin Dersim için anlamının çok büyük olduğunu vurguluyorlar, "Festival esasında öze dönüş" diyorlar.
Munzur Fırat, uzun yıllar İstanbul’da yaşadıktan sonra 2013 yılında Dersim’e dönüyor. Dersim’de yaşamaktan mutlu olduğunu söylüyor. Dersim’de yaşamanın en çok ekonomik anlamda yorduğunu belirtiyor: “Dersim oldu bitti hep pahalıdır, şu an yaşanan ekonomik krizden de bağımsız hep pahalıydı. Biz Dersimliler buna pek anlam veremiyor ama bu gidişatın değişmesini de çok istiyoruz.”
"Festival acıları arkaya arttırdı"
Festivale değiniyor Fırat, festivalin ilk yıllarındaki coşkunun bugün olmadığını ama yine de festivalin Dersim için çok kıymetli olduğunu vurguluyor:
“Köyler boşaltıldıktan sonra gidenler belki de bir daha geri dönmeyecekti, insanlar çok büyük bir travma yaşamıştı ama Festival Dersim’de ikinci Dersim yarattı, ikinci bir Dersim doğdu. Avrupa ve Türkiye’nin her yerindeki Dersimliler burada yeniden bir bilince kavuştu, kendi kültürlerine yüzünü döndüler. Festival insanların arkada bıraktıklarına dönüp bakmasını sağladı ve festival coşkusu insanların acısını arkasına alabildi.
"O birliktelik ‘işte Dersim böyle olmalı duygusunu’ verdi. Bugün kısmen 90’lardaki baskı ortamına geri dönülme çabası var. Yine baskılar var ama biz bu baskıları birlikte yan yana durarak aşacağız diye düşünüyorum. Bu yasaklar birlikteliğimize konuluyor ama Dersimliler doğasından da kültüründen de vazgeçmeyecektir.”
"Festival birlik beraberlik buluşması"
25 yıldır İzmir'de yaşayan Meral A., "festivalin Dersim'e gelmek için bahane olduğunu" ifade ediyor: "İzmir'den geliyoruz. Gelişlerimizi daha çok festival dönemine denk getirmeye çalışıyoruz. Memleketimizi doğamızı seviyoruz. Festival döneminde çok kalabalık oluyor, Festival aslında birlik beraberlik buluşması bizim için. Şimdi yasaklandığını öğrendik bu karar bizleri çok üzdü. Kültürümüze engelleme olarak görüyorum. Festival bizim için öze dönüş."
"Festival bir çeşit rehabilitasyon"
Şant Demirçivi, Dersim'in Ovacık ilçesine yaşıyor. Arıcılık yapıyor. Festival Dersim'de birlikteliğin yanı sıra doğa katliamına, maden ocaklarına, barajlara karşı verilen mücadeleyi de güçlendirdiğini söylüyor:
"Devlet halkın bir şeyler yapmadan önce halkın nabzını yoklar. Bizler de nabız yoklamaya fırsat vermeden tutumumuzu öncesinde ortaya koyuyoruz. Ayrıca festivalin bir önemi de Dersim'e geri dönüşlerin sağlaması. Birçok aile Dersim'e festival sayesinde geri döndü. Festival zorunlu göçlerden sonra bir çeşit rehabilitasyon oldu. Bir nevi grup terapisi gibi."
"Kültüre sahip çıkmak neden yasak?"
Bursa'da yaşayan aslen Dersimli olduğunu ancak ailesinin 1938'de Sivas'a sürgün edildiğini söyleyen Meliha Bilgili, sözlerine kentte varana kadar yapılan kimlik kontrollerine değinerek başlıyor.
"Dersim'e gelene kadar 10 yerde asker durdurdu kimlik kontrolü yaptı Türkiye'nin neresinde böyle bir uygulama var?" diyor ve devam ediyor: "İlk Dersim'e geliyorum, gelişimize festivale denk getirdik, ancak karşıya kaldığımız manzara gerçekten içler açısı, her yerde polis her yerde panzerler var.
"Üç gündür buradayım, kendimi zihnen çok özgür hissediyorum, coğrafya, coğrafyanın insanları bunu hissettiriyor ama büyük bir baskının olduğunu etrafınıza baktığınızda görüyorsunuz. Parkta oturuyoruz etrafımız polislerle çevrili, bunu kabul etmek mümkü değil. Bu ülkeyi yönetenler böyle bir uygulamanın nerede olduğunu söylesinler?
"Festivalin yasaklandığı açıklandı, bunun gerekçesi nedir, insanların doğasına, kültürüne sahip çıkmasının yasaklanmasının mantığı ne olabilir?"
(RT)