Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur Mumcu'nun öldürülmesiyle ilgili yürütülen soruşturma ve kovuşturmada ihmali görülen yetkililer hakkında işlem yapılması istemiyle ailesinin yaptığı suç duyuruda, ''kovuşturmaya yer olmadığına'' karar verdi.
Mumcu Ailesi ve olayı aydınlatmak için uğraşan avukatları, gerçek sorumluların bulunmasıyla ilgili mücadelenin bitmediğini bildirerek, "Topluma olayın faili olarak sunulanlar değil, olayın arkasındaki gerçek failler ortaya çıkarılıncaya kadar bu dosya kapanmayacaktır. Kapanmamalıdır" dedi
Uğradığı bombalı suikast sonucu 24 Ocak 1993'te Ankara'da yaşamını yitiren araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu, ölümünün 18. yılında anılmıştı. Ailesi, açılan soruşturmada cinayetin üzerine gitmeyen dönemin yetkililerinin yargılanmasını talep etmişti.
Dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'ın, Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'yu ziyaret ettiği sırada soruşturmanın karşılaştığı güçlere işaret ederken, "Bir duvar örülüyor" dediği, Mumcu'nun da "Bir tuğla çekerseniz duvar yıkılır" söylerine "Yapamam" şeklinde yanıt verdiği yıllardır gündemde.
Başsavcılığa göre "gereken yapılmış"...
Ankara Başsavcılığı, cinayetle ilgili 11 Temmuz 2000'de sanıklar Ferhan Özmen ve Necdet Yüksel hakkında dava açıldığı, Ankara 2 Nolu DGM'nin bu kişileri mahkum ettiğini anımsatarak, suikast eylemi Özmen ve Yüksel ile halen firarda bulunan Oğuz Demir'in gerçekleştirdiği, bu kişilerin de suikastın arkasında olduğu iddia edilen Tevhit-Selam Kudüs Ordusu örgütü üyesi olduklarının mahkemece saptandığı da belirtildi.
Oğuz Demir hakkında açılan davanın da Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürdüğü belirtilen kararda, bu kişi hakkında yakalama kararı verildiği, İnterpol aracılığıyla da kırmızı bülten çıkartılarak aranmasına devam edildiğine yer verildi.
Kararda, Tevhit-Selam Kudüs Ordusu örgütü üyesi olmak iddiasıyla Aydın Koral, Selahattin Eş, Ali Akbulut ve Ahmet Cansız hakkında yargılamanın da Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürdüğü ve bu kişiler hakkında yakalama kararı verildiği, ayrıca Aydın Koral hakkında İnterpol aracılığı ile kırmızı bülten çıkarıldığı anımsatıldı.
İddianamede ikametleri Tahran/İran olarak gösterilen bu kişilerle ilgili, "Askeri yönden İran'da eğitilmişler ve doğrudan gizli olarak bağlantı kurulan bu tip elemanlara ayrıca bomba ve silah eğitimi verilerek örgütsel gruplarla bağlantıları kesilmiştir" deniyor.
Suikastla ilgili şüpheliler hakkında üç ayrı kamu dava açıldığı, tüm şüpheliler hakkında yakalama emri ve bir kısım şüpheliler
hakkında kırmızı bülten çıkarıldığı, halen şüphelilerin yakalanması yönündeki çalışmaların Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine açılan davalar çerçevesinde sürdüğüne işaret edildi:
Kararda, ''Kamu görevlilerinin soruşturma ve kovuşturmada herhangi bir ihmallerinin bulunmadığı gibi dosya şüphelileri hakkında kesinleşmiş mahkeme kararları ve açılmış iddianameler bulunduğundan CMK'nın 223/7. maddesi gereğince kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi'' denildi. (EÖ)