"Yeryüzünde birinin anayurdunu yitirmesinden daha büyük bir acı yoktur." Gazeteci yazar Halit Kakınç tarafından bu sözlerle açılışı yapılan panelde ilk sunum, BM Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Mirza Hussein Khan tarafından yapıldı. Gazeteci Mithat Bereket'in yönettiği panele, Prof. Dr. Mete Tunçay, Prof. Dr. Kemal Kirişçi, Prof. Dr. Şule Kut, Soli Özel, Esra Koç ve gazeteci-yazar Aydın Engin konuşmacı olarak katıldı.
"Geri dönme düşüyle yaşıyorlar"
Mülteciler Araştırması Proje Koordinatörü Esra Koç konuşmasında mültecilerin karşılaştıkları gündelik sorunları dile getirdi:
"Türkiye'ye iltica edenler, Orta Anadolu kentlerine yerleştiriliyor. Onlar şehir halkını, şehir halkı da onları tanımıyor. Yerleştirildikleri şehirden çıkmaları, gece 24:00'den sonra sokağa çıkmaları yasak. Her an gitmek düşüyle yaşıyorlar. Dispansere, okula gitme hakları olmasına rağmen, bu haklarını kullanamıyorlar. Bazen başvurularının değerlendirilmesi 3 yılı buluyor. Onlar bu süre sonunda ya üçüncü bir ülkeye gönderiliyor ya da ülkelerine geri gönderiliyorlar."
"Valiziniz hep kapının önündedir"
1980 yılından 1992 yılına kadar tam 12 yılını mülteci olarak Almanya'da geçiren gazeteci yazar Aydın Engin , deneyimlerini anlattı:
"Mültecilik iğreti bir yaşamdır. Valiziniz daima kapının önündedir. Hep çok kısa zaman içinde geri döneceğinizi düşünürsünüz. Bir arkadaşım 2,5 yıl boyunca saatini Almanya'daki yerel saate göre ayarlamadı. Çiçeklere çok düşkün olan eşim, tam 2,5 yıl boyunca çiçek dikmedi. Oraya yerleşmek istemedi. Ancak, geri dönmeyi düşündüğümüzde farklı bir zorlukla karşılaştık. Oraya da kök saldığımızı farkettik. Bazı arkadaşlarım bu nedenle dönmeye cesaret edemedi."
Geçen hafta oğluyla birlikte Makedonya'dan Türkiye'ye gelerek iltica talebinde bulunan Müesser Kazmovski de Manastır'da son dönemde toplam 120 dükkan, 701 evin yakıldığını belirterek, "Bütün akrabalarımı, hayatımı arkamda bırakıp öldürülmemek için Türkiye'ye geldim. Kendime sığınacak bir yer arıyorum" dedi.
BM Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Mirza Hussein Khan , mülteci ve göçmen ayrımına dikkat çektiği konuşmasında, Türkiye'nin uluslar arası standartları benimsemesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Kemal Kirişçi ise, AB ile uyum sürecinde Türkiye'nin karşılaştığı sığınma sorunlarını anlattı. Konuşmacıların ardından, gazeteci Coşkun Aral tarafından hazırlanan bir savaş klibiyle dünya üzerindeki savaşların sonuçları ve mültecilerin yaşamları gözler önüne serildi.
(BB/NA)