Mülteci Dayanışma Ağı, 13-15 Kasım arasında Van'da bulunan sivil toplum örgütleri, dernekler, siyasi partiler ve ailelerle yaptıkları görüşmeler sonucu hazırlanan "Van Çalışma Programına İlişkin Raporu"nu açıkladı.
Van Serhat Göç Araştırmaları Derneği binasında düzenlenen toplantıya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Murat Sarısaç, İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şube Başkanı Murat Melet, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar da katıldı.
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, HDP Van İl Örgütü yöneticisi İdris Polat'ın okuduğu raporda, kent sakinlerinin hemen hemen her gün mültecilerin yaşadıkları trajedilere şahit olduğu ve bu insanlık dramına karşı bir şey yapmak istedikleri ancak "kaçakçılık" yaftasıyla tutuklanmaktan çekindikleri belirtildi.
"Kaçakçı" yaftasından çekiniliyor
Raporda, bir kamu görevlisi ile yapılan görüşme "Geçen yıl bir kadının karda doğum yaptığına, çocuğun ölü doğmasına şahit olduğuna ve yardım etme isteklerinin güvenlik güçlerinin tehditleriyle engellendiğini söylüyor. 'Yardım ederseniz 'kaçakçılığın içindesiniz' diye tutanak tutarız' dediklerini belirtiyor" ifadeleriyle aktarıldı.
"Türkiye yüzünü Van'a dönmeli" denilen raporda, kentteki sınır köylerinde son üç ay içerisinde sekiz kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi.
"Kadınlar sessizliğe mecbur bırakılıyor"
Kadınlar ve çocuklara yönelik şiddete dikkat çekilen raporda şöyle denildi:
"Kadınlar ve çocuklar göç yolunda her türlü istismar ve şiddete karşı savunmasız haldeler. Geri Gönderme Merkezi'nde (GGM) yaşanan istismar olayları basına yansımıyor çünkü geri gönderilmekle tehdit edilen kadınlar sessiz kalmaya mecbur bırakılıyor.
"Kadınların kimliksiz oldukları için başvuracakları herhangi bir kurum olmaması ve varsa pasaportlarına evdeki erkekler tarafından el konması, onları istismara daha açık hale getirmektedir.
"Demokratik kurumlarla iletişime geçmeleri de kolluk güçlerinin geri gönderme tehditleriyle engellenmektedir.
Erişilebilir sığınma prosedürü önerisi
Raporun son bölümünde ise "Mültecilerin ülkeye güvenli erişimi sağlanmalı, etkin, şeffaf ve erişilebilir sığınma prosedürleri uygulanmalıdır. Mültecilerin statüsüzlük durumu uluslararası insan hakları standartlarına uygun şekilde anayasal bir güvenceyle çözüme kavuşturulmalı ve uygulanmalıdır" denildi.
(DŞ)