* 5 yaşındaki Senegalli Seydina Muhammed Mbaye'nin beyin tümörü nedeniyle acil tibbi müdahale görmesi gerekiyordu. Mart ayında Fransa'daki babasının yanına gitmeye çalışan Seydina'nın vize alabilmesi için gereken şartlar konsolosluk tarafından o kadar çok değiştirildi ki, yolculuğu ertelemek zorunda kaldılar. Nihayet binebildiği Paris uçağında ağır bir kan pıhtılaşması sorunu yaşadı ve öldü.
* Almanya'da 16 yıldır yaşamakta olan Nepalli Shambu Lama, Mart ayında sınır dışı edileceğini ve oğlundan ayrılmak zorunda kalacağını duyunca kendini Gifhorn'da trenin altına attı.
* Sınır dışı edilmekten korkan İranlı Kambiz Rustayi Nisan ayında Amsterdam'ın merkezinde kendini yaktı.
* Kendisine 18 yaşına bastığında Afganistan'a geri gönderileceği söylenen 17 yaşındaki Aminullah Muhamadi Paris'te bir parktaki ağaçta asılı bulundu.
United Against Racism (Irkçılığa Karşı Bir Arada) 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü nedeniyle yaptığı açıklamada Avrupa ülkelerinin mülteci politikalarının yol açtığı ölümlerden bu örnekleri veriyor.
UNITED ırkçılık, faşizm, milliyetçiliğe karşı ve mültecilerle göçmenlerin hakları için Avrupa'da çalışan 560 örgütten oluşuyor.
Örgüte göre Avrupa'da Haziran 2011'e kadar 1,478 mülteci öldü, Bunların 1,387 kişisi ise Libya ve Tunus'tan Avrupa'ya ulaşmaya çalışırken Akdeniz'de boğuldu.
UNITED Kuzey Afrika'yla İtalya arasında yaşanan trajedinin medyada yer bulamadığını hatırlatarak Mültecilerin korunmasına dair Cenevre Sözleşmesinin kabulünün üstünden 60 yıl geçmesisne rağmen gerçeklerin görülmesi için daha kaç yıl beklemek gerektiğini soruyor.
UNITED sitesine göre belgelenebildiği kadarıyla 1988'den bu yana Türkiye'den Yunanistan'a geçmeye çalışırken 751'i boğularak, 71'i mayın tarlasında, 16'sı kişi hipotermi nedeniyle, 49'u trafik kazasında, birer kişi cinayet ve havasızlıktan, 33'ü de belirlenemeyen bir şekilde olmak üzere 952 kişi hayatını kaybetti.
UNITED Dünya Mülteciler Günü'nde insan hayatına mal olan Avrupa'daki mülteci politikalarının eksikliğine özellikle dikkat çekiyor.
* Libya'da savaşın patlamasının üstünden aylar geçmesine ve Avrupa'ya doğru kaçışın artmasına rağmen, Avrupa Birliği mültecilere destek için herhangi bir sosyal program yapmadı. Avrupa Birliği (AB) politikalarını belirleyenler savaştan kaçan mültecilerle nasıl ilgilenilecekleri konusunda bir uzlaşmaya varamadı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin Libya'dan ayrılan tüm aşırı kalabalık teknelere "tehlike altında" muamelesi yapılması yönündeki bilgilendirmesine rağmen, Nisan ayında Libya'dan yola çıkan bir teknenin yardım çağrılarına NATO'nun yardım etmemesi sonucu 63 kişi boğuldu.
* Avrupa Birliği göçmen ve mültecilerle anti-demokratik bir ülkenin (Libya) ilgilenmesini isteyip, sonra da bu ülkenin diktatörünü bando mızıkayla karşılamasının sonuçlarıyla yüzleşmek zorundadır: Akdeniz'de boğulanların, batan teknelerin sayısındaki korkunç artış. UNITED'ın Ölümler Listesi'ne 2011'de eklenen sayılar, üç farklı tarihteki üç vakada 321, 241 ve 308 göçmen.
* Bu trajediler Avrupa'nın yalnızca sınırlarında yaşanmıyor. Avrupa'ya girdiklerinde de göçmenler kendilerini dışlayan ve taleplerini dikkate almayan bir sistem tarafından aldatılıyorlar. Vize kısıtlamaları, istikrarsız düzenlemeler ve sınır dışı edilme tehdidi mültecileri öldüren birer siyasi silaha dönüşüyor.
Ölüme ne zaman bu kadar alıştık? 60 yıldır her zamankinden daha fazla insan hakları yasalarına sahibiz ama ne yazık ki gerçekler bunun tam da aksini kanıtlıyor.
UNITED de hepimize hatırlatmak istiyor: İnsanlar hala karasularımızda boğulmaya devam ediyor, akıbetlerinin ne olacağını bilmeyen insanlar hâlâ sahillerimize geliyor ve hâlâ geri gönderiliyor.
10. Dünya Mülteciler Günü'nde UNITED Avrupa'ya duyarsızlığın kabul edilemez olduğunu ve tek çözümün harekete geçmek olduğunu söyleyerek herkese çağrı yapıyor: "Özrünüz yok. Biz hala çalışıyoruz, siz ne duruyorsunuz?" (ÖD/ŞA)