Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), Dünya Mülteci Günü’nde yaptıkları ortak açıklamada, mülteci olmanın zorluklarını vurguladı ve bu durumdan en fazla etkilenenin kadınlar ve kız çocukları olduğunu belirtti.
“Hiç kimse kendi evini ve sahip olduklarını terk etmeyi seçmez. Mülteci olmak, dayanılmaz koşulları yaşamaktır. Bu durumdan en çok etkilenenler kadınlar ve kız çocukları oluyor, statü ve haklar konusunda belirsizlikler yaşıyorlar, cinsel şiddet olasılığı tehlikesini yaşıyorlar.”
“Aynı zamanda onların güçlerini de takdir ediyoruz. Kriz dönemlerinde ailelerini, topluluklarını ve toplumlarını taşıyan kadınların ve kız çocuklarının dirençleri ve kararlılıkları oluyor.”
“Onların görüşü dinlenmeli”
Açıklamada, kadın ve kız çocukları “sağlık ve eğitim gibi etkin ve verimli hizmetlerin ve geçim kaynaklarını destekleme konusunda en etkili savunucuları” olarak nitelendirildi.
“Onları etkileyen kararlarda eşit söz hakkına sahiplerdir.
“Mülteci kamplarında güvenli sıhhi tesisler, kadın dostu kamplar ve kadınların fiziksel ve cinsel şiddet risklerini ortadan kaldırmak ve yaşam kapasitelerini artırmak konusunda uzmanlar kadınlardır. Onların görüşlerini dinlemeli ve onları güçlendirmeliyiz.
“Uluslararası toplum, mülteci kadın ve kız çocuklarını insani yardımın merkezine yerleştirmeye kendisini adamalıdır.”
“Çocukluklarını yaşayamıyorlar”
Ortak açıklamada verilen bilgiler şöyle...
* UNFPA’ya göre tüm dünyada 26 milyon kadın ve genç kız çocuğu insani yardıma ihtiyaç duyuyor.
* Birçok aile kız çocuklarının korumanın en iyi yolunun evlilik olduğunu düşünüyor. Bu durum kız çocuklarının çocuklarını yaşamalarını engelliyor, eğitimlerini sonlandırıyor, üreme sağlığı riskleriyle karşı karşıya bırakıyor.
Eğitim hakkı
* Kadınlar ve kız çocukları eğitim imkanlarından yararlanamıyor ya da sosyal olarak dışlanıyor. Ortaöğretim gören mültecilerin üçte birinden daha azı kız çocuklarından oluşuyor. Bu durum onların gelir elde etme kapasitelerini de etkiliyor.
* Yaşları 15 ila 49 arasında değişen yerlerinden edilmiş kadınların yüzde 6 ila 14’ü hamile ve yaklaşık yüzde 15’i hamileliklerinde hayati risklerle karşı karşıya.
BM Nüfus Fonu hakkında
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye Ofisi 2011 yılından itibaren İnsani Yardım Programı çerçevesinde sığınmacılara yönelik hizmet sunumuna destek olmak amacıyla Kadın ve Kız Çocuklar için Güvenli Alanlar (Kadın Sağlığı Danışma Merkezleri) uygulamasını yürütüyor. Hâlihazırda 30 merkez, Sağlık Bakanlığı ve yerel ortaklar ile sığınmacı kadın ve kız çocuklarına hizmet veriyor.
BM Kadın Birimi hakkında
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) uluslararası antlaşmalar ve ulusal mevzuatın öngördüğü şekilde, mülteci kadın ve kız çocuklarının güçlenmesi, fırsatlara, haklara ve hizmetlere erişimi için çalışmalar yürütüyor. (YY)
Türkiye’de sığınmacıların durumu |
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü 2017 verilerine göre Türkiye’de 3 milyonu aşan sığınmacı nüfusun yaklaşık yüzde 80’ini kadınlar ve çocuklar; bu nüfusun 4’te birini üreme çağındaki kadınlar, yaklaşık yarısını gençler oluşturuyor. Nüfusun 4’te birini gebe/doğuran kadınların oluşturduğu tahmin ediliyor. Bu gebeliklerin yüzde 15’inin riskli gebelik kategorisine girdiği düşünülüyor. Dil, kültürel bariyerler, haklar konusundaki bilgi eksikliği ve yoksulluk sebebiyle sığınmacılar özellikle üreme sağlığı ve koruma hizmetlerine sınırlı olarak erişmekte, şiddet dahil ciddi sağlık riskleri ile karşı karşıya kalıyor. |