Mültecilerle Dayanışma Derneği (MÜLTECİ DER), Suriyeli mültecilerin yerel seçimlerde oy kullacaklarına dair iddialarla ilgili açıklama yaptı.
Son günlerde haberlerde ve sosyal medyada Suriye vatandaşlarının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabul edildiği, maaş hibe edildiği, yerel seçimlerde oy kullanacağı, sandıkta kimliklere dikkat edilmesi gerektiğine dair haber ve paylaşımlar yer alıyor.
MÜLTECİ DER açıklamasında, hiçbir resmi veri ve bilgiye dayanmayan haberlerin yerinden yurdundan edilen bu kişiler ile Türkiyeli vatandaşları arasında kin ve nefret duvarları ördüğü ve iltica gibi temel bir insan hakkının ihlal edildiğini belirtti.
Açıklamada, mevcut yasal mevzuat kapsamında vatandaşlık hakkı kazanan kişiler dışında vatandaş olmayan mültecilerin oy kullanma hakkı bulunmadığına dikkat çekilerek şöyle dendi:
"Türkiye’de mültecilere ve geçici koruma sahiplerine verilen tanıtım kartları ve/veya geçici ikamet tezkereleri, vatandaşlara verilen T.C. kimlik kartı yerine geçmez. 99 sayısı ile başlayan 11 haneli yabancı kimlik numarası da T.C. kimlik numarası ile eşdeğer değil ve bu yabancı kimlik numarası seçimlerde oy kullanma hakkı tanımaz."
Mayıs 2013'e kadar 71 Suriyeli vatandaşlık aldı
Açıklamada, 2008-2013 yılları arasında mevzuat koşullarını yerine getirerek vatandaşlık alan/kazanan Suriye uyrukluların sayısı toplam 3577 olduğu ancak 5901 Sayılı Kanun uyarınca bunların da ancak 71'i (Mayıs 2013 tarihi itibarıyla) son üç yılda Türkiye'ye gelip de, istisnai haller kapsamında vatandaşlık kazandığı belirtildi.
Son üç yıldır bir milyondan fazla Suriyelinin ve daha önce Suriye’de ikamet eden mültecinin Türkiye'ye sığındığı bunun da 213 bin 358'nin kamplarda yaşadığı hatırlatıldı.
Kamplar dışında kalan 800 binden fazla Suriyeli mültecinin yerel yönetimler ve insani yardım kuruluşlarının sınırlı ve yetersiz gıda, giyim ve kırtasiye yardımları dışında Türkiye Cumhuriyeti devletinden veya Birleşmiş Milletlerden maaş almalarının söz konusu olmadığı hatırlatıldı. (NV)
Yasal mevzuatAçıklamada, oy kullanmaya dair hukuki mevzuat şöyle: Anayasaya göre seçme ve seçilme hakkı, sadece vatandaşlara tanınan bir hak. Vatandaşlığı kazanma/alma şartları 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu ile düzenlemiş olup sadece uygun koşulları taşıyan kişilerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını kazanması mümkün. Suriye ile sınırımız 1921 tarihli Ankara anlaşması ile çizilmiş ve bu sınır çizgisi ile bölgedeki pek çok aile bölünmüş, aynı ailenin bireylerinin bir kısmı Türkiye topraklarında, diğerleri ise sınırın Suriye tarafında kalmıştır. Bu minvalde dava açmak yolu ile soy bağını ispat ederek vatandaşlık hakkı kazanabilecek kişiler vardır. Ancak Suriye'deki kayıt sistemi ve savaş yüzünden mevcut kayıtların temininin güçlüğünden dolayı, bu hakkı olanların bile vatandaşlık başvurularını işleme sokmalarının son derece zor olduğu gözlemlenmektedir. 5901 Sayılı Kanun kapsamında evlilik yoluyla vatandaşlık kazanılması için en az üç yıldan beri evli olmak ve evliliğin devam etmesi şartı var. İçişleri Bakanlığı'nın verilerine göre, bu şekilde 2008-2013 yılları arasında evlilik yoluyla vatandaşlık kazanan Suriye uyrukluların toplam sayısı 2543'dür. Vatandaşlığa bir başka kabul şekli de, olağanüstü hizmet ve başarı, vatandaşlığa alınması zaruri görülen kişiler ve göçmen olarak kabul edilenler olarak belirtilen istisnai hallerdir ki, bu şekilde Türk vatandaşlığına kabul edilen Suriye uyruklu sayısı son üç yılda -24.05.2013 itibarıyla- 71 kişi. Kanuna göre evlilik dışında vatandaşlığa geçiş için başvuru tarihinden geriye doğru kesintisiz beş yıl Türkiye'de yasal olarak ikamet şartı var ancak sığınma veya iltica başvuru sahibi veya sığınmacı olarak Türkiye'de ikamet edilmesi, Türk vatandaşlığının kazanılmasında geçerli ikamet olarak kabul edilmez ve bu kişilerin başvuruları kabul edilmez. 2008-2013 yılları arasında tüm bu koşulları yerine getirerek vatandaşlık alan/kazanan Suriye uyrukluların sayısı toplam 3577'dir, 5901 Sayılı Kanun uyarınca bunların da ancak 71'i son üç yılda Türkiye'ye gelip de, istisnai haller kapsamında vatandaşlık kazanmış kişiler, geri kalanlar kriz öncesi Türkiye'ye gelip başvuru için istenilen yasal ikamet sürelerini doldurmuş kişiler olmak durumundadır. |