Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü nedeniyle Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu, İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi ve Ankara Tabip Odası da birer açıklama yayınladı.
Ankara Tabip Odası açıklamasında çeşitli veriler paylaşarak Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü'nde üzerinde durulması gereken diğer bir konunun da göçmen/mülteci çocuk işçiler olduğunu belirtti.
"Türkiye'de bulunan yaklaşık 5 milyon göçmen/mültecinin nüfusunun yarısı çocuktur. Başta Suriyeliler olmak üzere göçmen/mülteci çocuk işçiler, küçük işletmelerde, düşük ücretlere, uzun sürelerle çalışmak zorunda kalmaktadır.
"Emek piyasasında daha kötü koşullarda çalışan göçmen/mülteci çocuk işçiler, ayrımcılığa uğramakta ve ücret pazarlığına girememektedir. Suriyeli çocuk işçiler, tekstil sektörü olmak üzere hizmet, sanayi, tarım, mevsimlik tarım işçiliği, inşaat işçiliği, çobanlık, garsonluk, tezgâhtarlık gibi alanlarda çoğunlukla da kayıt dışı çalış(tırıl)maktadır."
İHD ise ulusal ve uluslararası demokratik kişi, kurum ve örgütlerin çocuk işçiliğinin tümden ortadan kaldırılması konusunda daha kararlı, daha tutarlı, samimi ve daha fazla ısrarcı olmaları gerektiğini belirtti.
İHD: Çocuk hak ihlalleri temelde politiktir
"Çocuk işçiliğinin önlenmesi için demokratik kitle örgütlerinin, sendikaların, sivil toplum örgütleri ve hak savunucusu örgütlerin 18 yaş altında olan tüm çocukların her ne ad altında olursa olsun çalışmalarını yasaklayıcı düzenlemeler başlatılmalıdır."
Türkiye'de çocukların sosyal güvenlik korumasından uzak bir biçimde çoğu zaman yetişkinlerle aynı iş yaptırılarak çalışmaya mecbur bırakıldığının altı çizildi.
"Bu durum; sosyo-ekonomik sebepler, çocukların toplumsal alanda sağlıklı gelişimine engel olmakta ve aynı zamanda yoğun hak ihlallerinin temel sebebini oluşturmaktadır. Bu nedenle çocuk hak ihlalleri temelde politiktir. Çocukların, birey olarak görülmemesi, ucuz ekonomik iş gücü olarak görülmesi, sosyal yaşama ve karar alma süreçlerine dâhil edilmemesi, aile ve sosyal yaşamımızda demokratik kültürün oluşmasının önündeki en büyük engeldir."
Diyarbakır Barosu: Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı
Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi de eğitimde fırsat eşitliğini gündeme getirdi.
"Sosyal devlet olma gereği; eğitimde fırsat eşitliği sağlanarak çocuğun iş yaşamından alınıp eğitime katılımının sağlanması, mevsimlik işçiliğin çocuklar yönünden engellenmesi, çocuğun ruhsal ve fiziksel gelişimine uygun olmayan işlerde çalıştırılmasının önüne geçilmesi, bu yönlü denetimlerin sıkı yapılması vb. önlemler ile ciddi bir çocuk politikası üretilmeden çocuk işçiliğinin önlenmeyeceği oldukça açıktır.
"Hükümet yetkilileri çocuğa ayrılan bütçeyi belirleyerek, asıl yeri eğitim evleri olan çocukları sağlıksız işyerlerinden derhal uzaklaştırılmalı."
İstanbul Barosu: İşverenlere uygulanacak denetimler artırılmalı
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesini hatırlattı.
"Çocuğun kişisel, fiziksel ve zihinsel gelişimine engel olan çocuk işçiliği Türkiye'de yüksek sayıda olması vahim bir noktada olduğumuzu gösterir. Bu konuda kamu otoritesi, gerek mevzuatta gerek istihdam alanında çocuk işçiliğine engel olacak çalışmalar yapmalıdır.
"Özellikle işverenlere uygulanacak denetimlerinin artırılması ve yaptırımların caydırıcı olması gerekmektedir. Keza Türkiye'nin taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi çocuk işçiliğini engellemek taraf devlete sorumluluk yüklemiştir.
"Taraf Devletler, çocuğun, ekonomik sömürüye ve her türlü tehlikeli işte ya da eğitimine zarar verecek ya da sağlığı veya bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâksal ya da toplumsal gelişmesi için zararlı olabilecek nitelikte çalıştırılmasına karşı korunma hakkını kabul ederler.
"Taraf Devletler, bu maddenin uygulamaya konulmasını sağlamak için yasal, idari, toplumsal ve eğitsel her önlemi alırlar. Bu amaçlar ve öteki uluslararası belgelerin ilgili hükümleri göz önünde tutularak, Taraf Devletler özellikle şu önlemleri alırlar:
- İşe kabul için bir ya da birden çok asgari yaş sınırı tespit ederler,
- Çalışmanın saat olarak süresi ve koşullarına ilişkin uygun düzenlemeleri yaparlar,
- Bu maddenin etkili biçimde uygulanmasını sağlamak için ceza veya başka uygun yaptırımlar öngörürler. (AÖ)
Fotoğraf, http://www.diyarbakirbarosu.org.tr'den alınmıştır.