İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi (ÇOÇA) İstanbul’daki çeşitli ilçelerdeki devlet okullarına devam eden Suriyeli öğrencilerle ilgili bir araştırma yaptı. Araştırma birçok sorunu tespit ediyor, müdahale yöntemlerini arıyor.
Sayıların dili
Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) verilerine göre, Suriye’de savaş dolayısıyla yerinden edilerek komşu ülkelere kaçan bireylerin sayısı Temmuz 2015 itibariyle dört milyonu aştı ve bu insanların yarısından fazlası çocuk.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Kurulu (BMMYK) da Suriye’nin dışında sığınma arayışında olan çocukların sayısının en az iki milyon olduğunu belirtiyor.
UNICEF’in Eylül 2015 verilerine bakılırsa, Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli mülteciler içinde bir milyondan fazla çocuk var ve yarısından fazlası okul çağında.
İstanbul’da 300 binden fazla Suriyeli mülteci bulunuyor. BMMYK Eğitim Yöneticisi Jennifer Roberts bu nüfusun üçte birinin Suriyeli okul çağındaki çocuklardan oluştuğunu belirtiyor.
Özel durum
ÇOÇA’nın araştırma sonuçlarından ürettiği politika notunda eğitimin Suriyeli mülteci çocuklar için özel önemine de değiniliyor.
“Araştırmalar okula gitme hakkından faydalanamayan Suriyeli çocukların…
* Daha fazla istismar ve kötü muamele riski altında olduğunu,
* Travma sonrası stres bozukluğu semptomlarını (tedirginlik, stress, endişe, umutsuzluk gibi) daha fazla gösterdiğini,
* Fiziksel ve psikolojik gelişimlerini tamamlamayı başaramadıklarını gösteriyor.”
Temel sorunlar
ÇOÇA’nın araştırmasına göre, Türkiye’deki eğitim sistemine dahil olan Suriyeli öğrenciler daha okula kayıt aşamasından başlayarak eğitim sürecinin tamamında birçok sorunla başbaşa kalıyor.
ÇOÇA’nın tespit ettiği temel sorunlar şöyle…
* Çoğu Suriyeli çocuk Türkçeyi kullanarak yeterli iletişim kuramıyor.
* Geçici Eğitim Merkezleri dışındaki devlet okullarının Suriyeli öğrencilere uygun, ayrı bir müfredatı bulunmuyor.
* Diğer öğrencilerin; özellikle de velilerinin Suriyeli çocukların okullara kayıt olması konusundaki isteksizliği ve öğretmenlerin yaşanan ayrımcı tutum ve davranışlarla başetmek konusunda yeterli donanıma sahip olmaması.
* İdareciler ve öğretmenlerin devletin Suriyelilere sunduğu olanak ve hizmetlerden haberdar olmaması ve dolayısıyla Suriyeli öğrencileri veya ailelerini destek almaları için yönlendirememeleri.
ÇOÇA araştırmayı Ocak-Mart 2015 döneminde yürüttü. (YY)
Mevzuat |
ÇOÇA’nın araştırmasında varolan mevzuat ile ilgili anahatlarıyla şu bilgiler veriliyor: Türkiye’de Geçici Koruma Yönetmeliği’nin yanısıra, eğitim hakkına erişimle ilgili 2014/21 sayılı Yabancılara Yönelik Eğitme ve Öğretme Hizmetleri Genelgesi bulunuyor. Bu genelge Suriyeli ve resmi kayıt olmuş çocukların, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda ya da Suriyelilere yönelik olarak oluşturulmuş Geçici Eğitim Merkezleri’nde eğitim alabileceklerini ifade ediyor. Ayrıca genelge, Suriyeli çocukların okula yerleştirilmeleri ve eğitim haklarına erişimlerinin takibi konusunda İl/İlçe Eğitim Komisyonları kurulmasını öngörmektedir. 2014/21 Sayılı genelgenin yayınlanmasının ardından Türkiye’deki Suriyeli çocuklar sadece Suriyeli öğrencilerin devam ettiği Geçici Eğitim Merkezleri’ne veya Türkiye’deki devlet okullarına yasal olarak kayıt olma olanağı kazandı. |
ÇOÇA'nın Politika Notu'na buradan ulaşabilirsiniz.