Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Hasankeyf’i sular altında bırakacak Ilısu Barajı ve HES Projesi kapsamında kalelerde dinamitle kaya düşürüldüğü iddiaları üzerine bir heyet dün incelemede bulundu.
İnşaat Mühendisleri, Jeoloji Mühendisi ve mimardan oluşan beş kişilik heyet yerinde inceleme yaptı.
Tüm itirazlara rağmen 12 bin yıllık Hasankeyf’i sular altında bırakacak Ilısu Barajı ve HES Projesi kapsamında kalenin iki tarafındaki vadilerde bulunan mağaralara dolgu çalışması ile beraber “tehlike arz eden kayalar”ın düşürülmesi çalışmaları yapılıyor.
Hasankeyf parça parça yok ediliyor. #HasankeyfBoğulmasın pic.twitter.com/zU3fFvKoEk
— Arkeofili (@Arkeofili) 15 Ağustos 2017
Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi, çalışmalar kapsamında tehlike arz etmeyen ya da düşme ihtimali az olan kayaların da dinamit tarzı patlayıcılar ile düşürülerek kalenin doğal yapısının bozulduğunu belirtmişti. Konuyla ilgili video paylaşmıştı.
Vali "dinamit yok" dedi
Hasankeyf'te tehlike arzeden kayaların kaldırılması esnasında dinamit kullanılması kesinlikle söz konusu değildir. pic.twitter.com/voObX7g5Di
— Ahmet Deniz (@denizahmet111) August 15, 2017
Batman Valisi Ahmet Deniz ise “Hasankeyf'te tehlike arzeden kayaların kaldırılması esnasında dinamit kullanılması kesinlikle söz konusu değildir” açıklamasıyla başka bir video paylaştı.
"Kayalar riskli ise uygun yöntemler uygulanabilirdi"
bianet’e konuşan İnşaat Mühendisleri Odası Batman Şube Başkanı Ferhat Demir, dinamitle patlatma yapıldığına dair hem video olduğunu hem de görgü tanıkları ile görüştüklerini söyledi. Demir, yukarıdaki videonun da vatandaşlar tarafından bugün çekildiğini belirtti.
“O kayalar orada binlerce yıldır duruyor. Yaptıkları sadece tahribat. Amaçları ne, niye indiriyorlar? Bunu anlamamız gerkeiyor. Eski fotoları da inceleyeceğiz. Ancak gözlemlediğimiz alttaki mağaralar, şarap mahzenleri yıkımdan tahribat görmüş. Mağaraların önü kapanmış. Kayalar risk teşkil ediyorsa uygun yöntemlerle olması gerekiyordu. En azından çelik fileler çekilip alttaki şeylere zara verilmemesi gerekiyordu. Gelişigüzel bir yıkım yapılması uygun değil” dedi.
Jeoloji Mühendisi Murat Altın da “Dinamitle patlatma olmuş, Bunun teknikleri var. Mekanik olarak patlatmadan da yapılabilir. Aşağıdaki şaraplık, kilise gibi yapıların zarar görmemesi için mutlaka önlem alınması lazımdı” dedi.
HDP milletvekili Meral Danış Beştaş ile CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu da iddialarla ilgili ayrı ayrı soru önergesi verdi. (NV)
Proje nedir?Ilısu Barajı; Mardin ve Şırnak İl sınırları arasında Dargeçit ilçesinin 15 Km. doğusunda, Dicle Nehri üzerinde yer alacak Barajın kurulu gücü 1200 megavat, kurulu güç ve yıllık enerji üretim kapasitesi bakımından, Atatürk Barajı, Karakaya Barajı ve Keban Barajı'ndan sonra Türkiye’nin dördüncü büyük HES’i olacak. Projeyi, Avusturya, İsviçre, Türkiye, Almanya konsorsiyumu yapıyor. Projeye göre, nehirden 40 metrelik bir su yükselecek ve karşısındaki dağ yamacında yeni bir Hasankeyf inşa edildi. Evlerinden edilenlerin TOKİ'nin yaptığı evlere borçlandırılarak taşınması planlanıyor. . TIKLAYIN - HASANkEYF'İN TAKLİDİNİ BİLE ALAMIYORLAR Ilısu Barajı'nın olacağı bölgede Hasankeyf dahil 289 arkeolojik SİT alanı bulunuyor. Bölgenin sadece yüzde 40'ında yüzey araştırması yapıldı. Araştırma tamamlanırsa bu sayının iki katına çıkacağı düşünülüyor. Hasankeyf, zamanın en büyük taş köprüsü özelliğini taşıyan köprüsü dışında özellikle El Rizk Camii, Zeynel Bey türbesi ve hamamı, yaklaşık 6 bin mağara, özellikle kaya üzerindeki kalesi ile biliniyor. Baraj yapıldığında sadece kültürel ve tarihi bir alan yok olmayacak. Proje, Batman, Siirt, Diyarbakır, Mardin ve Şırnak illerinde toplam 199 köy ve Hasankeyf ilçesinden resmi rakamlara göre 55 bin insan etkileyecek. 90'lı yıllarda zorla göç ettirilmiş insanları eklenince bu sayı 80 bine ulaşıyor. Bunun yanında soyu tükenmekte olan hayvanların besin ve habitatlarının yok edilmesi (yalnızca Hasankeyf ve 12 km uzunluğundaki batı çevresini kapsayan bölgede 123 kuş türü gözlemlendi, soyu tükenme tehlikesi altındaki Fırat kaplumbağaları), sıtma gibi su kaynaklı hastalıklarda artış, su kalitesinde ciddi düşüş de olumsuz etkiler arasında yer alıyor. Hasankeyf'in sular altında kalmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) devam eden bir dava da bulunuyor. |
(NV)