Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili Alpay Antmen Muharrem Ayı dolayısıyla yayınladığı mesajında Muharrem Ayı’nın diğer adının da zulme başkaldırı ve adalet ayı olduğunu söyledi.
Antmen, bu vesileyle Meclis’e İmar Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında bir kanun teklifi de sunarak, kanunun 18’inci maddesinin 3’üncü fıkrasının 1’inci cümlesinde yer alan “İbadet yeri” ibaresinin “Cami, Cemevi, Mescit, Kilise, Sinagog, Havra” olarak değiştirilmesini istedi.
Söz konusu değişikliğin uygulanması için, “Alevi vatandaşlarımızın yıllardır uğradığı hak gasplarından birisine son vermek demek olacaktır” dedi.
“Bu zulme hep birlikte dur demeliyiz”
Antmen Muharrem Ayı dolayısıyla yayımladığı mesajında şöyle seslendi:
“Hz. Hüseyin ‘Zalimin zulmüne karşı çıkmamak mazluma yapılacak en büyük kötülüktür. Ben zalimlerle birlikte varlık içinde yaşamayı alçaklık sayarım. Zalime karşı gelerek bulacağım ölümü ise yücelik sayarım’ demiştir. Zulüm hep devam etti. Ancak zulmedenler oldukça onlara adalet için isyan edenler de hep olacaktır.
“Anayasa önünde herkes eşitken uygulamada tam tersi işliyor. AKP iktidarı kendinden olmayan ve kendine benzemeyen herkesi düşmanlaştırma gayretinde. Devlet yönetimini tamamen partizanlık ve tek adam zalimliğine göre dizayn ediyorlar.
“Bu zulme hep birlikte dur demeliyiz. Muharrem Ayı’nın ülkemize adalet, hoşgörü, kardeşlik, barış, demokrasi ve özgürlük getirmesini diliyorum.”
Kanun değişikliği teklifi
Antmen, İmar Kanunu’nun 18. Maddesinde talep ettiği değişikliğin gerekçesini de şu sözlerle açıkladı:
“Anayasa’nın ve Türkiye’nin de imzaladığı Uluslararası sözleşmelerin hükümlerine rağmen ülkemizde yaşayan Alevi vatandaşlarımız, inanç özgürlüklerinden, inanç temsiliyetinden ve kamu kaynaklarının eşit şekilde kullanılması ve paylaşılmasından yararlanamamaktadır.
“Camilerin giderleri Alevi vatandaşlarımızında verdiği vergilerle karşılanırken, Alevi vatandaşlarımızın ibadet yeri olan Cemevlerinin hiçbir gideri vergilerden hak ettiği desteği görmemektedir.
“Adaletsizlik giderilecek”
“Nitekim 24 Haziran seçim sürecinde, seçimlere 1 ay kala, Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan ‘Cemevlerine hukuki statü tanıyacağız’ beyanında bulunmuştu.
“Yapılacak bu değişiklikler Anayasa’mızın ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerin gereğini yerine getirerek yıllardır süren büyük bir adaletsizliğin giderilmesine, vatandaşlarımızın tamamımın devlete ve demokrasiye olan güvenlerini arttırmaya, ülkemizde son yıllarda zayıflayan birlik ve beraberlik duygularımızın güçlenmesine neden olacaktır.
Şükür orucu matem orucuna döndü
Alevilerin kutsal saydıkları Muharrem ayı yarın (20 Ağustos) başlıyor. 20 Ağustos 2020, Hicri takvimde 1 Muharrem 1438’e denk geliyor.
Mersin Cemevi Dedesi Hasan Kılavuz, bianet'e Muharrem ayını ve orucunu şöyle anlatmıştı:
* Muharrem ayı Anadolu Alevilerinin kutsal ayıdır. Mitolojik olarak Adem peygamberden günümüze kadar uzanır. Adem peygamberle başlayan üç gün oruç tutma geleneği Nuh peygamber tufandan kurtulunca 10 güne çıkmıştır.
* Anadolu Alevileri ise 10 günlük bu orucu Kerbela olayından sonra 12 güne çıkartıp ismini matem orucu koydu. Çünkü Kerbela'da hazreti peygamberin torunları, hazreti Ali'nin evlatları 12 imamların hepsi şehit edildi.
* Bütün peygamberlerin icazateleri ve iradetleri Muharrem ayında oldu: Adem peygamberin cennete yeniden kabulü, Musa peygamberin kavmini ikiye ayrılan Kızıldeniz'den geçirerek Firavun zulmünden kurutulması, Yunus peygamberin balığın karnından çıkması, Nuh peygamberin tufandan kurtulması, Eyüp peygamberin o gün dertlerine şifa bulması, İbrahim peygamberin Nuh ateşinden kurtulması.
* Böyle kutsallıklarla dolu bir ayda nasıl oluyor da hazreti peygamberin evlatları Kerbela'da kurtulmuyorlar. O yüzden bu bizim şükür değil matem ayımız ve matem orucumuzdur.
* Eğlenceden de uzak durmaya çalışılır, bu günlerde düğün nişan tören yapılmaz. Kişiye kin tutulmaz, küfür edilmez. O gün peygamberin evlatlarına yapılan eza ve cefayı düşünenler ağladığı için çevremizdeki insanları ağlatmamak için dikkat ederiz. (TP)