Hiper gerçekçi eserleriyle tanınan ressam Ali Leblebici’nin yeni sergisi “Ringin Ortasında”. 1 Eylül'de başlayan sergi 30 Eylül'e kadar Merdiven Art Space'te gezilebilir.
Leblebici, aktivist boksör Muhammed Ali’yi odağına aldığı sergide ringi ve ringin ifade ettiği anlamı günümüzden bir bakışla yeniden şekillendiriyor.
Küçük yaşlarından beri boks sporuna ilgi duyan, boks eldivenlerini gücün somut bir nesnesi olarak gören ve resimlerini yapan sanatçı ringi sadece spor yapılan bir alan olarak görmüyor.
Leblebici ringi politik ve sosyal bir simge olarak konumlandırarak mücadele, eşitlik, direniş, strateji, egemenlik ve otorite gibi kavramları Muhammed Ali’nin ideolojisiyle birlikte yeniden üretiyor.
‘Verdiğimiz mücadeleyle her gün ‘ringin ortasında’yız’
Muhammed Ali’nin politik ve sporcu kimliğinden, mirasından etkilendiğini söyleyen Leblebici serginin adını başta “Ringin Dışında” olarak düşünmüş. Çünkü Muhammed Ali sadece ringin içinde bir sporcu değil, ringin dışında da güçlü bir aktivist, politik bir figür.
“Ailemin siyasi geçmişi, işkenceler ve daha bir sürü şey beni sokaklardan alıkoydu” diyen sanatçı mücadelesini sanata taşıdığı süreci şöyle anlatıyor:
“Sokaklarda olmadığım için o mücadeleyi farklı bir alana taşıdım. Sanat benim mücadelem oldu. Bu yüzden de aslında ringin dışında değiliz hiçbirimiz. Savaşımızla, verdiğimiz mücadeleyle hepimiz her gün ‘ringin ortasında’yız. Ringde olmak sadece nakavt etmek değil, nakavt olmayı da göze alabilmektir.”
Yaşasaydı ne söylemek isterdi?
Sergi bizi Muhammed Ali’nin yapay zekaya hazırlatılmış bir konuşmasıyla karşılıyor: Muhammed Ali yaşasaydı insanlara ne söylemek isterdi? Sanatçının aslında son eser olarak planladığını söylediği video çalışmasına iki yönlü bakılabilir; hem bizi sergiye hazırlayan bir giriş konuşması, hem de sergiyi özetleyen iki buçuk dakikalık bir video çalışması.
Serginin devamında Muhammed Ali’nin çeşitli tablolarını görüyoruz. Sanatçının ilk dönem işlerine de gönderme yapan hiper-gerçekçi bir tablo için ressam, “Resmi yaparken çok huzursuz oldum. Ne zaman yanından geçsem yumruk yiyecekmişim gibi hissettim. Bu yüzden hep kaçıyordum eserden” diyor.
Geleceğin hayaletleri
Muhammed Ali’nin en meşhur pozlarından biri serginin ana eserlerinden biri olarak çıkıyor karşımıza. Eseri incelediğimizde ise küçük farklar dikkatimizi çekiyor, seyirciler arasında ‘dünya liderleri’ var. Trump, Kraliçe Elizabeth, Obama, Erdoğan, Putin ve daha birçok siyasi isim…
Muhammed Ali’nin ringde Superman’le dövüştüğü eserinde de benzer kişileri görüyoruz seyirci koltuğunda. “Dünya liderleri benim için geleceğin hayaletleri demek” diye anlatıyor sanatçı, kendisini de siyasilerin yanına iliştirdiği tablolar için. “İyi ya da kötü olarak niteleyebilirsiniz bu figürleri ama dünyayı değiştiren, dönüşüren kişiler biraz da onlar” diye ekliyor.
"Bir şeye inandığımızda küçülüyoruz"
Nerdeyse tüm resimlerini büyük boyutlarda yapan sanatçının küçük resmettiği tek bir tablo var: Muhammed Ali’nin ringde dua ettiği anın tablosu. Dini mekanların, ibadethanelerin hep büyük yerler olduğuna dikkat çeken Leblebici eseri şöyle anlatıyor;
“Camiler, kiliseler diğer dini mekanlar hep çok büyüktür ama bence biz bir şeye inandığımızda küçülüyoruz. Kendi içimize, özümüze dönüyoruz. Muhammed Ali’yi ringde dua ederken gördüğümde, o küçüklüğün içinde ne kadar büyüdüğünü hissettim. O yüzden bu resmi diğer resimlerden küçük yapmaya karar verdim.”
"Kendi kimliğimi kahraman imgesiyle benimsedim"
Serginin devamında sanatçının boks eldivenlerini şeklettiği bir heykel, gücün imgesi olarak durduruyor bizi. Arkasında ise bir sürü sloganın yer aldığı pankartlar ve dövizler bize Türkiye’de yapılmış çeşitli eylemleri anımsatıyor.
Tüm bu eylemlerin içinde azınlık bir milletin parçası olan Lebleci Muhammed Ali’nin aktivist kimliğinin kendi kimliğini kabullenişinde büyük rol oynadığından bahsediyor:
Muhammed Ali’nin de bir azınlığa, sömürülen bir halka mensup oluşu onunla benzeşmemi kolaylaştıran ilk adımdı. Ben Alevi bir Kürt’üm. Çocukken amcam, asla ‘biz ezildik’ diye cümleler kurmayacağız demişti bize. Ali’nin güçlü duruşu, aktivist oluşu, kahraman oluşu benim kendi kimliğimi benimsememi de kolaylaştırdı. Muhammed Ali’nin kahraman imgesiyle kendi kimliğimi benimsedim.”
(ZA/EMK)