Muğla'da dört yıl önce bir kadına tecavüz eden ve dört yıllık hukuk mücadelesi sonunda ilk kez hâkim karşısına çıkan sanıklar, davayı "kadın örgütlerinin komplosu" olarak nitelendirdi.
Sanık avukatları da tecavüze maruz kalan kadının üye olduğu dernek ve örgütlerin araştırılmasını istedi. Müdahil avukatların yanı sıra hâkimin de tepki gösterdiği bu talebi, mahkeme reddetti.
Tecavüze uğrayan kadının avukatlarından Sevda Bayramoğlu, sanıkların bu tutumunu "Çok sık karşılaştığımız bir durum" diye değerlendiriyor.
"Taciz ve tecavüz davalarında genellikle tecavüz mağduru kadının psikolojisinin bozuk olduğu, ruhsal sorunları bulunduğu ve bu ruhsal sorundan kaynaklanan bir iftira ile karşılaşıldığı şeklinde bir savunma yapılır."
Bayramoğlu, sanık avukatlarının tecavüz mağdurunun "psikolojisinin ve ailevi durumunun" incelenmesini talep etmiş olmasını da bu duruma örnek gösteriyor.
"Sanık müdafilerinin, 'Müşteki kadın, parçalanmış bir ailenin çocuğu. Parçalanmış ailelerin çocuklarının durumu biraz böyle olur' gibi, bizleri etik ve hukuksal açıdan hayrete düşürecek yorumlarıyla karşılaştık. Sanık avukatlarının ailenin durumuna dair delil sunma talebini mahkeme, itirazlarımıza rağmen kabul etti."
Bayromoğlu, taciz ve tecavüz suçlarında kadının beyanının esas alınmasının da bu nedenle çok önemli olduğunu vurguluyor:
"Erkek egemen zihniyetin hâkim olduğu toplumsal koşullarda kadının beyanı esas alınmıyor. Bu da kadının yargılama ve soruşturma sürecinde bir kez daha mağdur edilmesi anlamına geliyor. Mağdur kadın itham eden değil, kendini savunmak zorunda bırakılan kadın durumuna düşürülüyor."
"Fethiye davası suçlulara ibret, mağdur kadınlara umut olacak"
Türkiye'de tecavüz mağduru kadınlar için yargı yolunun açılmasının bile çok zor olduğunu hatırlatan Bayramoğlu, "Olağandışı hukuk yolları işletilerek bu davanın açılabilmiş olması çok önemli" diyor.
Bayramoğlu, yargılama sürecinin de "olağanüstü" koşullarda gerçekleşeceğini düşünüyor. Hukuk yargılamasının temel ilkeleri gibi meşruiyet ilkesinin de etkin işletilmesini umuyor.
Kadınların dava sürecine gösterdiği duyarlılık bu nedenle çok önemli:
"Hem suçun cezasız kalmaması hem de tecavüz mağduru kadınlara cesaret vermesi için dayanışmanın dalga dalga büyümesi gerekiyor."
Çünkü suçun işleniş şekli ve mağdur kadının beyanları, bunun örgütlü bir suç olma ihtimalini ortaya koyuyor. Bayramoğlu'na göre bu, "kuvvetli bir hissiyat".
"Cinsel saldırı mağdurlarının çoğu yeni mağduriyetler yaşamamak için susuyor, travmaları ile kendi başlarına başa çıkmaya çalışıyor. Bu dava onları cesaretlendirebilir."
İki dava birleştirildi
Muğla'daki toplu tecavüz sanıklarının altısının yargılaması dün başlamıştı. Olay tarihinde 18 yaşından küçük oldukları için davaları ayrı ve kapalı görülen iki sanık ise ikinci kez hâkim karşısındaydı. Önce yetişkin sanıkların duruşması başlamıştı. İki sanık da müşteki avukatlarının itirazlarına rağmen duruşma salonuna alınmıştı.
Müşteki avukatları sanıkların tutuklanmasını istemiş ancak savcı tutuklama talep etmemişti.
Dava sonunda mahkeme, müşteki avukatlarının itirazına rağmen iki davanın birleştirilmesini kararlaştırmıştı. (BB)