Zimbabwe Seçim Komisyonu, 29 Mart'taki seçimlerde Muhalefet partisi lideri Morgan Tsvangirai'in yüzde 47,9, Robert Mugabe'nin ise yüzde 43,2 oy topladığını, dolayısıyla, seçimlerin ikinci tura kaldığını açıklamıştı.
Muhalefet şiddetle susturuldu
Mugabe, ilk tur seçimlerinde muhalefetin oy çoğunluğun karşısında seçim kampanyasını sertleştirmişti.
Tsvangirai'ın lideri olduğu Demokratik Değişim Hareketi, Mugabe'nin partisi Zanu-PF'ye bağlı milislerin 86 taraftarlarını öldürdüğünü, 25 bin kişiyi evlerini terk etmeye zorladıklarını savunmuştu. Hükümet ise şiddetten muhalefeti sorumlu tutuyordu.
Yaşanan şiddet olaylarının yanında, 12 milyon 300 binlik nüfusunun yaklaşık yüzde 80'i halen işsiz ve birçoğu da yiyecek yardımıyla yaşayabilen Zimbabwe’de hükümet, ülkede faaliyet gösteren tüm yardım kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin alan çalışmalarını muhalefeti destekledikleri gerekçesiyle askıya almıştı.
Siyasi şiddetin artmasını gerekçe göstererek ikinci turdan çekilen ve Hollanda Büyükelçiliği'ne sığınan muhalefet lideri Tsvangirai, “Seçiminin ikinci turunda diretmesi ve kendisini galip ilan etmesi halinde, "sivillerin ölümünden sorumlu gayri-meşru bir lider durumuna düşeceğini" belirtmişti.
Seçimler düzgün yapılmadı
Morgan Tsvangirai destekçilerine, yaşamları tehlikede olmadıkça oy kullanmama çağrısı yaparken, İnsan Hakları İzleme Örgütünün açıklaması, Mugabe'nin partisi ZANU-PF'nin taraftarlarının başkent Harare'de kapı kapı dolaşarak ellerinde mürekkep izi olmayanları bulup şiddet uyguladığı yönünde.
Muhalefetin katılmadığı ikinci tur seçimlerinde Zimbabve Seçim Kurulu'nun açıkladığı rakamlara göre Robert Mugabe oyların yaklaşık yüzde 85'ini alırken, katılım oranı yüzde 42'de kaldı.
Tüm dünya seçimlere tepkili
Afrika Birliği’nden oluşan gözlemci bir grup ikinci tur seçimlerinin demokratik olmadığını belirtirken dünyanın birçok bölgesinden farklı tepkiler geldi.
ABD dışişleri bakanı Condoleezza Rice, ABD, Almanya ve İngiltere'nin Zimbabve hükümetine karşı sert önlemler çağrısında bulunulan bir karar tasarısını BM Güvenlik Konseyine sunmaya hazırlandığını belirtirken Çin Dışişleri Bakanı Yang Jiechi, Zimbabve'de hükümet ve muhalefet arasında diyalog çağrısı yaptı.
Afrika Birliği liderlerine, Robert Mugabe'yi Zimbabve lideri olarak tanımamaları yönünde çağrılar yapılıyor.
Afrika Birliği liderleri, bugün Zimbabve konusunu görüşmek üzere Kahire'de toplanacak. Zirveye Zimbabve
Cumhurbaşkanı Robert Mugabe'nin de katılması bekleniyor.
Zimbabwe ve Robert Mugabe
1924 yılında Zimbabwe’de doğan Robert Gabriel Mugabe’nin, Fort Hare Üniversitesi’nden G. Afrika’da Sanat, Londra Üniversitesinden Fen bilimleri diploması var. Ayrıca Güney Afrika Üniversitesi’nden Kamu yönetimi, Hukuk, Eğitim diplomaları ve Hukuk ve Fen bilimleri alanında ise yüksek lisans derecesinin yanında 9 ayrı üniversiteden onursal doktora unvanı bulunmaktadır.
Eski adı Güney Rodezya olan Zimbabwe 1980 yılına kadar İngiliz sömürgesi olan bir güney Afrika ülkesidir.
Mugabe 1960 yılında Zimbabwe Afrika Halkı Birliği'ne (ZAPU) katıldı. 1963’de Şona ve Ndebele kabileleri arasındaki etnik ayrım nedeniyle Mugabe, Zimbabwe Afrikalı Ulusal Birliği'ni (ZANU) kurdu.
Bir yıl sonra arkadaşlarıyla birlikte tutuklanıp 10 yıl hapse mahkum edildi. 1974’de ZANU’nun askeri kanadını oluşturarak beyaz yönetime karşı gerilla savaşı başlattı.1980’de bağımsızlığına kavuşan Zimbabwe’nin başkanı Robert Mugabe oldu.
Zimbabwe siyasi ve ekonomik çıkmazda
Başkanlığının ilk yıllarında beyazlar ile uzlaşmacı tavrı ve her iki tarafı da içeren çözüm önerileri ile uluslararası kamuoyundan destek aldı. Ayrıca İngilizlerden miras kalan demokratik hukuk sitemini değiştirmedi ve herkes için eğitim ve sağlık anlayışına da bu sistem içine dahil etti.
Ancak sömürgeci mirası reddeden diğer sert politikaların yürütülmesi çerçevesinde çoğu kişi acı çekerken çok az kişi bu süreçten yararlanabilmişti. Beyazların sahip olduğu büyük ticari çiftlikler kamulaştırıldı ve bu kamulaştırma sonucu 1 milyondan fazla kişi işsiz kaldı.Bu politikalar sonucu Zimbabwe bölgede gıda ihracı yapan bir ülkeyken uluslararası gıda yardımına muhtaç yaşayan bir ülke konumuna gelmiştir.
Dünya çapında bir çok eleştiriye uğrayan ,28 yıldır iktidarda olan ve daha beş yıl olacak Mugabe hükümeti, yolsuzluk, siyasi muhalefeti bastırmak, toprak reformunu kötü idare etmek, ekonomiyi kötü yönetmek ve insan haklarını ihlal etmekle suçlanmaktadır.
Robert Mugabe ise ekonomik ve siyasi krizden, "kendisini devirmeye çalışan İngiltere ve diğer Batılı güçleri" sorumlu tutuyor.
(NV-CU/EZÖ)
* Bu haberi wikipedia ve bbcturkish.com ve bbc.co.uk'den derledik.