Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomi bölümü öğretim üyesi Prof. Seyfettin Gürsel, Merkez Bankası’nın faiz artırımı kararını doğru bulduğunu, aksi takdirde Türkiye’nin durgunluğa gittiğini söyledi.
Şimdi iç talepte kısılma olacağını, konutta ve dayanıklı tüketim mallarında bir talep düşüşü yaşanacağını ama en azından durumun kurtarılabilir olduğunu belirtti.
Merkez Bankası’nın kararının hayatımıza etkisi ne olacak?
İç talepte kısılma olacak, çünkü kredi faizleri artacak.
Dolayısıyla gerek konutta gerek dayanıklı tüketim mallarında bir talep düşüşü beklemek lazım.
Bunun da tabii daraltıcı etkileri olacak hiç kuşkusuz. Ama en azından belki yüzde 2 civarında bir büyümeyle durum kurtarılabilir, aksi takdirde durgunluğa gidiyordu Türkiye ekonomisi.
Bu müdahale yapılmasaydı...
O takdirde alıp başını giden dövizin ekonomi üzerinde yaratacağı tahribat çok daha yüksek olacaktı.
Bunu geçmiş dönemlerden de biliyoruz. Türk Lirası böyle şok halinde yüzde 20-25 değer kaybettiğinde -üstelik dövizin daha nereye kadar gideceği de belli değildi- bir dizi çok olumsuz etki, durgunlaştırıcı etki yapıyor, çünkü yatırımları şiddetle olumsuz etkiliyor.
Müdahale edilmeseydi, birinci çeyrekte negatif büyüme ortaya çıkabilirdi.
Dolayısıyla işsizlikte daha hızlı bir artış ortaya çıkardı. Ayrıca bir dizi zam gelecekti, özellikle enerji fiyatlarına.
Daha yılın başında enflasyon hedefinden uzaklaşılmış olunacaktı. Bütün bunları dikkate aldığınız zaman faiz artışı için kötünün iyisi diyelim.
Faiz artırımını doğru bir karar olarak değerlendiriyorsunuz...
Tabii ki doğru yaptı. Ben bir faiz artışının kaçınılmaz olduğunu haftalardır savunuyorum.
Ama geç kaldı, geçen hafta bu hamleyi yapsaydı belki de faizleri bu kadar arttırmak zorunda olmayacaktı.
Şimdi en azından düşük bir büyümeyle durum kurtarılabilir. Durgunluk tehdidi bence uzaklaştı. O bakımdan Merkez Bankası’nın hamlesini destekliyorum. (YY)