6 Şubat depremlerinde en büyük yıkımın olduğu dört il Adıyaman, Hatay, Maraş ve Malatya’da gazeteler bir buçuk yılı aşkın süredir ‘mücbir sebep’ baskı altında çıkıyor.
Hükümet, normal koşullarda 31 Ağustos’ta sonlandırılan mücbir sebebi, 3 Eylül’de bir kez daha 3 ay süreyle uzatılarak 30 Kasım’a öteledi.
Bu durum, vergi mükelleflerine vergi ödemelerinde, işyeri sahiplerine de sigorta ödemelerinde kolaylık sağlıyor. Mücbir sebep halinin yılbaşına kadar bir kez daha uzatılacağı düşünülüyor.
Benzer şekilde Basın İlan Kurumu (BİK) da geçtiğimiz aylarda bu dört şehirde yerel gazete ve internet haber sitelerinin muafiyetlerini yılsonuna yani 31 Aralık tarihine kadar uzattı.
BİK tarafında karar, resmi ilan ve reklam yayımlama hakkı bulunan gazetelerin 31 Aralık’a kadar asgari fiili satış şartı, internet haber siteleri için de asgari ziyaretçi trafik şartının gözetilmeyeceği anlamına geliyor. Ancak sonrası deprem bölgesindeki yerel basın için belirsiz.
Hatay’da 19’u basılı, 5’i internet 24 gazete, Adıyaman’da 8’i basılı, 7’si internet 15 gazete, Malatya’da 2’si basılı, 6’sı internet 8 gazete ve Maraş’ta 8’si basılı, 5’i internet 13 gazete var. 60 gazetenin birçoğu kapanmak zorunda kalabilir. 400'den fazla gazeteci de işsizlik tehlikesiyle karşı karışa.
"Mücbir sebebin kaldırılması bizi çok zorlayacak"
bianet’in konuştuğu İskenderun Ses Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Sadet Berkyürek, depremin başından beri ertelenmiş vergi ve sigorta borçları olduğunu söyleyerek söze başladı.
Deprem sonrası çalışamadıkları süre boyunca kadrolarını koruduklarını dile getiren Berkürek “Hem kendimizi hem çalışanlarımızı sigortalı göstermek zorundaydık. Bu durumun bize getirdiği bir yük var. Mücbir sebep belirsizliği altında gazete çıkartıyoruz. Ödemelerin ne şekilde olacağı belirsiz. Birden bire hepsini ödeyin de diyebilirler, takside de bağlayabilirler. Ya da başka bir formül geliştirilebilirler” diye konuştu.
Berkyürek ayrıca İskenderun Ses’i deprem öncesi şehirde bastıklarını ancak şu an Adana’ya yönelmek zorunda olduklarını, mücbir sebebin ortadan kalkması durumunda sorun yaşayacaklarını anlattı:
"Deprem öncesi ekonomik kriz ortamında maliyetleri düşürmek için üç gazete kendi basım evlerimizi atıl hale getirdik ve bir arkadaşımızın matbaasında baskı yapmaya başladık.
Ama tabii bizim de diğer baskı yapan arkadaşımızın da tesisleri enkaz altında kaldı. Bizim baskı makinelerimiz halen molozların altında. Ne makineleri çıkartacak zaman, ne yeniden faaliyete geçirecek ortam, ne de iş gücümüz var. Zaten şehirde tesisi kuracağımız, makineleri koyacağımız bir yer de yok.
Deprem sonrası gazeteyi yeniden faaliyete geçirmek istediğimiz zaman İskenderun’da gazete baskısı yapabilecek yer aradık. Yoktu. Biz de Adana’da basmaya başladık. Bu işi Adana’da devam etmek zorundayız.
16 sayfa tabloid çıkıyoruz. Mücbir sebep kalktığı andan itibaren problem yaşayacağız. Hatay’da basmaya zorlanırsak gazetenin hem yüzölçümü hem de sayfa sayısı artacak. Birden bire 24 sayfaya çıkartmak zorunda kalacağız. Hem işçilik, hem içerik üretimi olarak bu bize ilave çalışma yükü getirecek. Aynı zamanda maliyet artışı da getirecek… Mücbir sebebin ortadan kalkması bizi çok zorlayacak.”
"Hâlâ konteyner ofiste çalışıyoruz"
Berkyürek, İskenderun da depremin üstünden 19 aydan fazla süre geçmesine rağmen olağanüstü bir dönemi yaşamaya devam ettiklerini dile getirdi.
“Ertelemek, biriktirmek, birden bire önümüze koymak… Bunlar çözüm değil. Birden bire normalleşmedik ki. ‘Aradan bir buçuk yıl geçti, hadi normalleştiniz buyurun…’ Hiçbir şeyimiz normalleşmedi. Biz tesisimizi molozun altından çıkartıp ikinci bir yere koyamadık daha. Hâlâ konteyner ofiste çalışıyoruz mesela.
Belediye yeni bir çalışma başlattı. Enkaz görüntüsü olan yerlerin üstü sıvandı. Duvar resimleri yapıldı. Bizim gazetemizin de yıkılan görüntüsünün üzeri sıvandı. Şu anda mavi arka plan üzerinde dalgaların olduğu güvercinlerin uçuştuğu bir duvar resmi var. Ama arkası yıkıntı. O yıkıntının üzerini sıvadınız zaman normalleştiğinizi mi söyleyeceğiz?”
(HA)