Kuzey Kutbu’ndaki petrol aramalarını protesto ederken Rusya tarafından tutuklanan 30 Greenpeace üyesinden Gizem Akhan genel affın ardından Türkiye’ye geldi. Greenpeace’in ofisinde bir grup gazeteciyle buluşan Akhan başından geçenleri anlattı.
"Petrol, doğa için büyük yıkım"
“Gastronomi okuyorum. Stajımı Greenpeace gemisinde yapmak istiyordum. Stajım için başvurdum ve Kuzey Kutbu kampanyasına kabul edildim. Çalışmayı çok istediğim bir kampanyaydı.
“Kampanya öncesi de çok güzeldi. Gemiyle çok güzel yerlerden geçtik. Fiyordlar, balinalar gördük. Sismik araştırma gemilerine de gitmiştik. Ben de bottaydım. Sadece bir saat kaldık. O metrelerce altına atış yapılıyor ve biz suyun üstünde olduğumuz halde göğsümde ağrıyla döndük, oradaki canlıları düşünün. Büyük yıkım. Bu nedenle çok inanarak gittik.”
"Gemiye çıkacaklarına inanmamıştım"
Protesto sırasında da sahil güvenliğin şiddet uyguladığını söyleyen Akhan protestoyu ve sonrasında gözaltına alınma sürecini şöyle anlatıyor:
“Platformun yanından havaya, denize ve botlara doğru ateş açıldı. Platforma çıkan tırmanıcı arkadaşlarımızın ipleri kesildi. Benim bulunduğum bot kesildi.
“Gemiye döndüğümüzde biz günlük işlerimize geri döndük. Gemiye operasyon ertesi gün oldu. Ben asla beklemiyordum. Bir ses duydum, herhalde bizi gözetliyorlardır dedim. Sonra bir arkadaşım helikopter geldi dedi. Ama ben yine inanmadım. Yukarı, yemek yediğimiz ala çıktığımda otomatik silahlarla gemiye indiler.
“Gemideki herkesi yemek yediğimiz alanda topladılar. Geminin her yeri arandı, dışarısıyla üm iletişimimiz kesildi, bilgisayar, telefon ve diğer cihazlara el konuldu. Hala geri alamadık. Geminin kontrolüne el koydular. Motorlar kapatıldı. Bizi çekerek Murmansk’a götürdüler.”
"Korsanlık suçlamasına güldüm"
Akhan karaya ancak beş gün sonra vardıklarını, tutuklanmayı beklemediklerini söylüyor:
“Konsolosluk görevlileri gemiyi boşalttıktan sonra 24 saat sonra geri döneceksiniz dediler. Çıkış o çıkış. Bize avukatımız olmadan imza attırmaya çalıştılar. Kabul etmedik. Avukat isteyince de ‘Türkiye’de her işinizi avukatla mı görüyorsunuz’ dediler.”
Akhan korsanlıkla suçlandıklarını öğrendiklerinde çok güldüğünü söylüyor. Ancak kimseyle görüşmediği ilk beş günlük süreden “15 yıl cezaevinde kalacağıma inanmıştım, ama sonra bize gelen destekleri öğrendik” diye bahsediyor.
"Mücadeleye devam"
Akhan iki aylık tutukluluğunun büyük bölümünü tek başına bir hücrede geçirdi.
“Diğer mahkumlarla kalınca durumumuzun ne kadar iyi olduğunu anladık, çünkü bize diğerlerine kıyasla iyi davranıyorlardı. Saint Petersburg’da beraber kaldığım tutuklular gardiyanlardan çok korkuyordu.”
Türkiye Konsolosluğu’nun çok yardımcı olduğunu söyleyen Akhan, Türkiye’ye döndükten sonra Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da kendisini aradığını söylüyor.
Rusya’da geçirdiği iki aylık tutukluluk süresinin mücadelesini perçinlediğini söyleyen Akhan “Artık çevre mücadelesinin yanında inan hakları içinde mücadele edeceğim” diyor. (EA)