Ancak ben, teknolojinin oyuncaklarıyla barışık olmaktan yanayım. İnternetin dili bozduğunu söyleyenlerin haklılığını teslim ediyorum, öte yandan bozulmamış bir dilin had safhada sıkıcı olacağını düşünüyorum. İnternete neden bir örgütlenme alanı olarak bakmayalım? Dili bozmanın, bir tür anarşinin, görece sansürsüzlüğün sulak toprağı. O halde, dil de bu anarşist çıkışlardan payını alacak. Kısaltmalar, deformasyon, ifade bozuklukları, bunların hepsi dile yeni bir form kazandıracak. Kazandırıyor da...
MSN ikonları da bu dil anarşizmini kuran önemli araçlar. Dilin gelişmesine kast ettiği söylenebilir ama dilin olanaklarını aşan bir iletişim seferberliği sunduğu reddedilemez.
Başlangıçta, gülme, ağlama, kızma, şaşırma ikonlarından ibaretti. Bunları zamanla, "yalakalık", "ukalalık", "kötülük", "sersemlik", "saldırganlık", "seks", anlamları içeren komik, sempatik, sinir bozucu ya da kafa karıştırıcı ikonlar eklendi. Bunları televizyon şovlarının popüler tiplemelerinin çarpıcı anları, filmlerden alıntı kareler izledi.
Adeta bir koleksiyonculuk zihniyeti başladı. Herkes birbirinde gördüğü ilgi çekici ikonları kendi arşivine eklemeye başladı. Yumruk atan kediler, sevimli tavşanlar, zıp zıp zıplayan tuhaf şekilli yaratıklar, envai çeşit göz kırpmalar...
MSN'de, icabında, tek bir sözcük dahi etmeden iletişmenin keyfini ve kolaylığını yaşamaya neden itiraz edelim? İkonlar arasından neden en sevdiklerimizi, az sevdiklerimizi, sevmediklerimizi seçmeyelim?
Örneğin benim en sevdiğim ikon, kız lisesi önlerinde dolaşan ve çıplak bedenine giydiği paltoyu bir anda açarak cinsel organını teşhir eden tiplemenin ikonu. Çünkü bu çok sarsıcı ve bütün normal günlük dil sistematiğini bozan bir ikon. Canı sıkkın ya da "uf puf" diyen bir arkadaşınızı sarsmanın en iyi yollarından biri. Bir sonrakinde artık ilk anda olduğu kadar şaşırtmasa da, o şaşkınlığın izini taşımaya devam edecek.
Örneğin titreşim gönderme... Dakikalarca cevap beklediğiniz birini omuzlarından tutup sarsmak istersiniz, değil mi? Söylenecek bir şey yoktur. Bu perspektiften, bilgisayar ekranını temsiliyet alanlarının en kusursuzu olarak en tamamına ermiş biçimi olarak görebiliriz bu durumda.
Söyleyeceğimi ben değil, benim aracılığımla, çeşitli yüzler, şekiller söylüyor. Aradan çekiliyorum, ikonlarıma yetki veriyorum ve aklıma geleni söylüyorum arkadaşlarıma. İkonların en sevimsizinin bile sahip olduğu sevimliliğe sığınıyorum elbette.
MSN ikonlarının yaşamın başka alanlarında kullanılmasını sağlayacak teknolojilerin icat edileceği günleri iple çekiyorum, ancak şu anda sahip olduğum olanağa da şükrediyorum.
Bu ikonların derinlikten yoksunluğu ya da iletişim kirliliğine yol açması tartışması bir yana, MSN'nin günlük yaşam örgütlenmeleri kolaylaştırması, gizliliklere ve aynı oranda gizliliklerin teşhirlerine, kayıtdışılıkların kaydına gebe olması, bağlanmaktan kaçan bir sevgili kadar cazip kılıyor onu.
MSN'i olmayanları bilgisayarlarına MSN yüklemeye ve ikonların eğlenceli dünyasını keşfetmeye davet ediyorum. Herkesin favori belirleyeceği, hoşlanmayacağı, kullanmaktan kaçınacağı bir ikon mutlaka çıkacaktır.
Yeni çağın güzel oyuncağı ikonlara hergün bir yenisinin eklenmesi umudu ve beklentisiyle, mevcut ikonları hızla tüketmeyi öneriyorum. İkon icatçıları her gün bir yenisini hayatımıza eklemeye devam etsin diye...(NZ/EÜ)