Altı ilden 47 lise öğretmeni, Mor Sertifikalarını aldı. Lise öğretmenlerine yönelik bir toplumsal cinsiyet farkındalığı eğitim programı olan Mor Sertifika’da, medya ve ders kitaplarındaki kadınlık ve erkeklik temsillerinden kadın hareketine, ergen ruh sağlığından şiddet ve cinsel tacize kadar birçok konu işleniyor. Programın ardından öğretmenler kendi illerinde uygulayacakları projeler geliştiriyor.
Bir haftalık eğitim programında birbirinden ilginç dersler yer alıyor. Ben de Yrd. Doç. Dr. Deniz Tarba Ceylan’ın Ders Kitaplarında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği dersine katıldım.
Öncelikle o kadar lise öğretmenini, sınıfta öğrenci olarak görmek ilginçti. Öğretmenlerin kendi arasındaki fısıldaşmaları, kıkırdamalar, sınıfta sessizliğin bir türlü sağlanamaması, söz istemeden konuşanlar… Öğrencileri izlese çok eğlenirlerdi.
Ceylan, ders kitaplarında yer alan cinsiyetçi kalıpları örneklerle gösterirken, matematik problemlerinde bile kadınların temizlik yaptığını, derslerde ev işlerinin kadının “biyolojik görevi” olarak anlatıldığını bize hatırlattı.
Henüz programın ikinci günüydü, dolayısıyla bu cinsiyetçi kalıplar birçok öğretmen tarafından “Bunlar toplumsal gerçekler. Bunu ayrımcılık olarak ortaya koymanız sizin tavrınızdan kaynaklanıyor” gibi tepkiler aldı. Konu çocuk bakımına gelince, kadınlar “babalar da çocuğa bakabilir” derken, ders boyunca söz almadan konuşan erkeklerden çıt çıkmıyordu.
Programın son gününde ise öğretmenler kendi sunumlarını yaptı ve ortaya bambaşka bir tablo çıktı. Öğretmenler “acaba ninni ve şiirlerde de cinsiyetçilik var mı” diye soruyorlardı. Altı ilin öğretmenleri gruplar halinde poster çalışmaları yapmıştı. Sunumlarda homofobi, trans cinayetleri, siyasette kadın kotası, cinsel yönelimlere saygı, bakım hizmetlerinde ortak sorumluluk, medyada cinsiyetçilik gibi konular işlendi. Öğretmenler, cinsel istismara uğrayan bir öğrenciyle karşılaştıklarında neler yapabileceklerini, cinsel yönelimi nedeniyle ayrımcılığa uğrayan öğrencilere nasıl yardım edeceklerini bile planlamışlardı.
Mor Sertifika programının başarıya ulaştığını bence Eskişehirli öğretmenlerin yaptıkları sunumda kullandıkları slogan özetliyor: “Farklıyım, farklısın, farklıyız ve bunun farkındayız”.
Şimdi söz öğretmenlerde. Neden Mor Sertifika’ya katıldılar? Neler öğrendiler? En çok neye şaşırdılar? Önyargıları kırıldı mı? Öğrendiklerini öğrencilerine nasıl yansıtacaklar?
"LGBT'lerin aileleri olabileceğini düşünmemiştim"
Eylem Küçük, Aydın, Rehber öğretmen: Programın ön tanıtım toplantısında, toplumsal cinsiyet kavramının kendi yaşamımda gördüklerimle, günlük hayatta karşılaştıklarımla örtüştüğünü gördüm. Toplumsal cinsiyetin ne olduğunu anladım aslında. Farkettim ki, kız çocukları ve kadınlar hemşirelik, öğretmenlik gibi uzmanlık gerektiren işlere, erkekler ise daha çok yöneticilik gibi işlere yönleniyor. Ama kız çocukları da çok başarılılar. Bu konuda neler yapabileceğimi düşünüyorum.
Programa katıldıktan sonra bunun sadece kadın-erkek meselesi değil, ötekileştirilen (cinsel yönelimleri farklı olanlar gibi) tüm grupların bunun içerisinde değerlendirildiğini gördüm. Özellikle LGBT bireylerin aileleriyle tanışmak ciddi bir kırılmaydı benim için. Ben onların sadece seks işçiliği gibi işler yaptığını düşünmüştüm, hiçbirinin ailesi olabileceği aklıma gelmemişti. Ders kitaplarındaki söylemlerin cinsiyetçiliğini, kendim farkında olmadan yaptığım yönlendirmeleri gördüm.
Lise grubu öğrencilerinin bilinçlerini geliştirmelerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Meslek, evlilik, cinsel yönelim konusunda doğru adımlar atmaları mutlu bireyler olmalarını sağlayacak. Aydın’dan sekiz kişi geldik. Aydın Kadın Girişimciler Derneği ve belediyenin desteğiyle (belediye başkanımız da kadın, şanslı illerdeniz) projeler geliştirmeyi düşünüyoruz.
"Topluma kadının penceresinden baktım"
Halük Kabakbaş, Antep, Tarih öğretmeni: Toplumsal cinsiyet şimdiye kadar hiç ilgilenmediğim bir konuydu. Bu konuda bakış açımı geliştirmek ve öğrencilerimize de yardımcı olmak için programa başvurdum. Ders kitaplarındaki cinsiyetçi kalıpları bu programda farkettim. Örneğin tarih kitapları hep erkek ağzıyla yazılır. Çocuklara bunu hissettirebilirsek bu önemli bir adımdır. Sağlıklı bir toplumsal yapıya ulaşabilmek için bir önkoşuldur.
Buraya gelirken bilmediğim birçok kavram vardı; heteroseksüel olduğumu biliyordum ama trans, biseksüel nedir bilmiyordum. Şimdiye kadar transseksüellik hastalık zannediyordum, bunun bir cinsiyet kimliği olduğunu öğrendim. Oğlan çocuğuna pembe kıyafet alırsan, eşcinsel olur sanıyordum. Kesinlikle önyargılarım vardı, bu önyargılardan kurtuldum. Bugüne kadar olaylara kadınların penceresinden bakmamıştım. O pencereden bakınca böyle bir toplumda yaşamanın zorluğunu hissettim. Kız çocuğum ve eşime bakış açım değişti, inanır mısınız! İyi ki gelmişim buraya.
Şimdi burada aldığımız eğitimi okullarımıza taşıyacağız. Toplumsal Cinsiyet Ayrımcılığına Karşı Kadın Kulübü kuracağız, 8 Mart etkinlikleri düzenleyeceğiz.
"Transları anladım, eşcinselliği okumam lazım"
Özlem Dolaz, Maraş, Eğitim Bilimleri öğretmeni: Kadın haklarına çok önem veriyorum. Yaşadığım şehirde de kadınların çok farklı şekillerde ayrımcılığa uğradığını görüyordum ve üzülüyordum. Yine de “Arkadaşım, bunları yaşamak zorunda değilsin, şöyle yap” diyemiyorsun. Ama elimizde böyle bir belge olduktan sonra kadınların çok olduğu Halk Eğitim Merkezleri’nde sunumlar yapabilirim.
Programda çok şey öğrendim. Transları, eşcinselleri kendi seçimleri ya da rol modelde yoksunluklar yaşadıkları ya da bir tecavüzden sonra öyle oluyorlar zannediyordum. Birdenbire değişmedim tabii. Mesela trans olanları anladım. Ama eşcinsellik konusunda kalbim ve beynim uyum sağlayamadı. Bu yaz tatilinde buna çok zaman ayıracağım, bilimsel yazıları okuyacağım.
Böyle programlar maalesef öğretmenler arasında tatil olarak düşünülüyor, müdür yardımcıları Milli Eğitim Bakanlığı’nın duyurduğu eğitim programlarını okuldaki diğer öğretmenlere anlatmıyor bile. Sabancı Üniversitesi’ne araya Bakanlığı sokmadan, tanıtımı kendileri yaptığı için teşekkür ediyorum. Mor Sertifika’nın tanıtım toplantısına erkek müdür yardımcımız gitseydi, haberimiz bile olmazdı. Ama neyse ki kadın müdür yardımcımız gitti ve broşürü bize de ulaştırdı. İyi ki de öyle olmuş.
Aslında emekli olmayı düşünüyordum ama bu programdan sonra 10 yıl daha öğretmenlik yapacak enerjiyi buldum.
* Sabancı Üniversitesi ve Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı, BM Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi ve Sabancı Vakfı tarafından yürütülen Mor Sertifika Programı 2015’e kadar 11 ilde (Aydın, Çanakkale, Edirne, Erzincan, Eskişehir, Gaziantep, Kahramanmaraş, Kastamonu, Kayseri, Kocaeli, Ordu) uygulanacak.