Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı Makina Mühendisleri Odası (MMO), 5 Haziran Dünya Çevre Günü'ne dair yazılı bir açıklama yayımlayarak Türkiye'nin çevre politikalarını eleştirdi.
Türkiye ve dünyadaki çevre tahribatlarının iklim krizini tetiklediğini söyleyen Oda, gezegenin tehdit altında olduğunun altını çizdi.
º Çevre Günü: 1972 yılında İsveç'in Stokholm kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'nda alınan bir kararla, 5 Haziran günü "Dünya Çevre Günü" olarak kabul edildi. O günden sonra her yıl dünyanın her yerinde kutlanan veya çeşitli eylem ve etkinliklerin gerçekleştiği bir gün haline geldi. |
TIKLAYIN - Kömürün geleceği yok: Adil dönüşümün zamanı geldi
"Azami kâr güdüsü"
Türkiye'deki orman ve dağların ekseriyetle imara açılarak "betonlaşma" sürecine itildiğini söyleyen Oda "Bu alanlar sermayeye hibe edilmektedir," diyerek açıklamasına şöyle devam etti:
"Yanlış enerji, ulaşım politikaları ile plansız sanayileşmenin sonucu oluşan atıkların yol açtığı tahribat, çevre ve halk sağlığı sorunlarını artırmaktadır. Bu duruma sermaye ve iktidar çevrelerinin azami kâr güdüsü yani doğa ve kentsel-kırsal alanlar üzerindeki rant talanı yol açmaktadır.
"Ülkemizdeki bu sorunların da katkıda bulunduğu küresel iklim değişikliğinin kapitalizmin sistemik bir sonucu olduğu açıktır. Öyle ki küresel karbon bütçesi olarak anılan miktarın yüzde 65'i tüketilmiş durumdadır ve kalan üçte bir oranındaki emisyon düzeyi 10 yıl sonra tamamen kullanılmış olacaktır."
"Hedefe dair strateji yok"
Dünyanın yüzey ısısı artışını Paris Anlaşması'ndaki hedef olan 1,5 derecede tutabilmek için sera gazı emisyonunun sınırlanması gerektiğine dikkat çeken Oda, açıklamasını şöyle sonlandırdı:
"Çözüm olarak öngörülen 'yeşil dönüşüm' ise fosil yakıt kaynaklı karbon salımlarını, sera gazlarını ve endüstriyel kirleticileri sona erdirmeyi öngörmüyor. AB'nin karbon ticaret sistemi de dünyayı kirletme hakkını satın almayı yani karbon salımının sadece yer değiştirmesini hedefliyor. İktidar da rant ve atık ithalatı politikaları ile buna katkı sağlıyor. Türkiye'nin Net Sıfır Emisyon hedefine nasıl ulaşacağına dair tartışılmış, açıklanmış bir stratejisi bulunmuyor.
"Doğayı ve iklimi olumsuz yönde etkileyen yıkım sürecinin insan yaşamı ve tüm canlı varlıklara yönelik tehdide dönüşmesini önlemek için kamucu, planlamacı, katılımcı toplumcu bir programla yeşil bir çevre, mavi bir gökyüzü, yaşanabilir bir doğa ve adaletli bir enerji politikası için mücadele etmeliyiz."
(TY)