İstanbul Özgür Radyo genel yayın koordinatörü Füsun Erdoğan ve Atılım gazetesi yayın koordinatörü İbrahim Çiçek'in de bulunduğu 23 kişinin "örgüt üyeliği" suçlamasıyla yargılandıkları dava İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün delil olarak sunduğu belgelerin tartışılmasına sahne oldu.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, dün (26 Haziran) devam edilen yargılamada Erkan Salduz ve Arzu Torun'u tahliye etti.
Marksist Leninist Komünist Partisi (MLKP) isimli örgüte üye olmak veya yöneticiliğini yapmakla suçlanan 23 kişi, 8 Eylül 2006'da çeşitli illerde yürütülen "Gaye" adı verilen operasyonu çerçevesinde tutuklanmıştı.
Radyocu Erdoğan'a müebbet hapis isteniyor
Bu kişiler için 40 yıldan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına kadar ağır cezalar isteniyor. Manisa, İstanbul ve Antalya dahil 10'u aşkın ilde 8-11 Eylül 2006 tarihlerinde gözaltına alınan sanıkların bir bölümü, "Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak" ile suçlanıyorlar.
Sanıklar arasında Bayram Namaz, Ziya Ulusoy ve örgütün Genel Sekreteri olmakla suçlanan Naci Güner, Arif Çelebi, Sultan Ulusoy, Adem Serkan Gündoğdu, Ali Hıdır Polat, Seyfi Polat, Mehmet Ali Polat ve Erkan Özdemir de bulunuyor.
Dört tanık: Ali Taş ve iyi bir insan olarak bilirdik
17'si tutuklu 23 sanıktan 22'sinin katıldığı duruşmada, Aydın'ın Nazilli İlçesi'ne polisin operasyon yürüttüğü ve Naci Güner üzerine kayıtlı olduğu ifade edilen evin yer aldığı Ocaklı Köyü muhtarı Ali İhsan Demiralay, köyde komşuları olan Şükrü Tanrıverdi, Ufuk Öztürk ve Mehmet Beşir Çifçi tanık sıfatıyla dinlendi.
Tanıklar, 10 yılı aşkın bir süredir köyde ikamet eden ve tarımla uğraşan Naci Güner'i "Ali Taş" olarak, Fatma Siner'i de eşi "Hanım Taş" olarak tanıdıklarını; bu kişileri yardımsever bildiklerini ve şüphelerini çeken herhangi bir olaya rastlamadıklarını söylediler.
"Eve geldiğimde operasyon yapılmıştı"
Demiralay, gözlemci olarak eve çağrıldığını, 30 kadar polisin görevli olduğunu tahmin ettiği olayda, evde altı kişinin elleri arkadan kelepçeli yere yatırılmış olduğunu gördüğünü, aramaları kısmet gözlemleyebildiğini, arama yapılan bütün odaları görmediğini, evden çıktığı sırada polislerin halen evde bulunmakta olduğunu, polis tutanağını da sadece göz atarak imzaladığını söyledi.
İki tanık, Güner'in çiftçilikten elde ettiği maaşını Ankara'dan getiren ve yeğeni olarak bildikleri Seyfi Polat'ı teşhis etti.
Dört polisin mahkemeye gelmemesi tepki çekti
Müdahil avukatları, müvekkillerinin 2 yıl 10 aydır tutuklu bulunduklarını vurguladıktan sonra operasyonda tutanak tutan dört polis memurunun duruşmaya çağrıldıkları halde gelmemelerini, "yargılamayı uzatmaya dönük" ve "maksatlı" buldular. Mahkeme, görevli polislere bir kez davetiye çıkardı. Yargılamaya 6 Kasım'da devam edilecek.
Avukat Mihriban Kırdök, "Polis istediği gibi tutanak tutma alışkanlığına devam ediyor..Üretilmiş belgeler, Türkiye'de düşüncelerini paylaşmadığınız insanlara karşı uygulanan ayyuka çıkan bir uygulamadır...Polis neden hepsini iddia ettiği gibi kongre sırasında basmadı da ayrı ayrı yerlerde yakalamış?" dedi.
Arama, yakalama tutanağının sonradan hazırlandığını söyleyen Arif Çelebi, bazı belgelerde 30 kadar polisin imzası varken bazılarında daha azının olmasını dayanak gösterdi. Çelebi, sahte belge hazırlayanlar ve tutanağı hazırlayanlar hakkında suç duyurusunda bulundu.
Avukat Müslüm Akkuş da, örgütsel doküman olduğu ileri sürülen 40 sayfalık bilgisayar çıktısının hangi bilgisayardan çıktığının dahi belli olmadığını ileri sürdü; fotokopilerin delil olamayacağı şeklindeki Yargıtay kararını hatırlattı Benzer noktalara avukatlar Ercan Kanar ve Gülüzar Tuncer da işaret ettiler.
Avukatları, Erdoğan ve Çiçek'in iddia edildiği gibi Nazilli'de değil İzmir'de yakalanarak bu ilçeye getirildiklerini savunarak Emniyetin aylar öncesinde başlayan teknik takip kayıtlarında operasyon öncesi günlere ve operasyon gününe işaret edecek bir unsur bulunmadığını iddia ettiler.
Erdoğan: Bir bilgisayar çıktısından üç yıldır tutukluyum
Ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanan Erdoğan, sosyalist bir gazeteci olarak, hiçbir maddi kanıt olmadan nerden geldiği belli olmayan bir bilgisayar çıktısı gerekçesiyle üç yıldır tutulduğunu savundu; tahliyesini istedi:
"Bu duruma itiraz ediyorum etmeye devam edeceğim. Şahsımızda çalıştığımız kurumlar yargılanıyor Özgür Radyo Atılım Gazetesi, düşünce ve ifade özgürlüğü yargılanıyor."
Duruşmayı İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel, Yazar Necmiye Alpay ve Bağımsız İletişim Ağı (BİA) proje koordinatörü Ertuğrul Kürkçü'nün de aralarında bulunduğu çok sayısı kişi, gözlemci olarak izledi. (EÖ)