25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün simgesi Mirabel Kardeşlerden Minerva Mirabal’in kızı Minou Mirabal Evrensel gazetesinden Elif Görgü’ye konuştu.
Annesi 1960 yılında, Diktatör Trujillo’nun emriyle öldürüldüğünde 4 yaşında olan Minou Mirabal, şu anda 59 yaşında ve devlet başkanlığı seçimlerinde adaylığını açıkladı.
“Ben Minou Tavarez Mirabal, Dominikliyim. Ulusal Kongre milletvekiliyim ve şu anda Dominik Cumhuriyeti Devlet Başkanlığı seçimlerinde başkan adayıyım. Ayrıca kendini kadın hakları mücadelesine adamış bir kadınım. Bu mücadele bana asıl olarak 25 Kasım 1960’ta öldürülen Mirabal kız kardeşlerden Minevra Mirabal’in kızı olduğum için bir şekilde miras kaldı” diyen Minou Mirabal annesinin ve babasının öldürülmesi hakkında şöyle konuşuyor:
“Onlar siyasi bir suçun parçası olarak, diktatoryal, despotik bir hükümet tarafından öldürüldüler. 30 yıldan fazla bir süre ülkemizi yöneten bir tiran tarafından öldürüldüler. Bu cinayet Dominik halkını harekete geçirdi ve diktatörlüğün sadece altı ay sonra düşüşünde temel bir rol oynadı. Bizim toplumumuz için olduğu kadar dünya ölçeğinde de kadına yönelik şiddet konusunda bir sembol haline dönüştü. Cinayet 25 Kasım 1960’ta işlenmişti ve bu tarih önce Latin Amerikalı feministler, ardından da Birleşmiş Milletler tarafından her gün işlenen, hatta kadınların en fazla güvende hissettikleri yerde, bizzat kendi evlerinde maruz kaldıkları suça bir son verebilmek konusunda farkındalık yaratabilmek için referans bir tarih olarak seçildi.”
Dominik’te 10 kadından 6’sı şiddet görüyor
Dominik’te birçok evin duvarında Mirabal kardeşlerin resimleri var, 200’lük Peso’larda da onların resmi var.
Ancak Minou Mirabal, Dominik’te de erkek şiddetinin oldukça yaygın olduğuna dikkat çekiyor:
“Bu kesinlikle büyük bir çelişki. Anlaşılır gibi değil. En çok tanınan Dominikliler onlar, her yıl isimlerine dünyanın neredeyse her ülkesinde anmalar düzenleniyor. Fakat Dominik’te kadınlara yönelik şiddetin rakamlarının sadece bölgenin değil dünyanın en yüksekleri arasında olması utanç verici. Özellikle ölümle sonuçlanan şiddet açısından bu böyle. Geçtiğimiz yıl 200’den fazla kadın bu tür bir şiddet sonucu öldürüldü. 10 Dominikli kadından yaklaşık 6’sı yaşamlarının bir döneminde şiddet görüyor. Sahip olduğumuz bu deneyime, aldığımız derslere rağmen, kadınları koruyamıyoruz sadece kamusal alanda değil özel alanlarda da yapamıyoruz.
“Devlet yeterli kaynakları ayırmıyor, bunun için bir politika yürütülmüyor, kağıt üzerinde kalmayacak politikalar gerekli, bunlar hayata geçirilmiyor. Her yıl 25 Kasım’da bir çok deklarasyonlar yayınlanıyor, bir çok tartışmalar yürütülüyor, eylemler, yürüyüşler yapılıyor; buna rağmen kadına yönelik şiddete tolerans devam ediyor.”
Röportajın tamamı için tıklayın. (ÇT)
25 Kasım nedir?Dominik Cumhuriyeti’nde Rafael Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden üç kız kardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa, Trujillo'nun "Ülkede iki tehlike var: Kilise ve Mirabal Kardeşler" açıklamasından kısa süre sonra, 25 Kasım 1960’de Trujillo'nun emriyle öldürüldüler. Ölümlerine araba kazası süsü verildi. Ancak Mirabal kız kardeşlerin anısı, özgürlük ve insan hakları için verdikleri mücadele, dünyada ve Türkiye'de insan hakları savunucuları ve kadın hareketleri için bir sembol haline geldi. Ve 1999 yılında Birleşmiş Milletler, 25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesi kararını aldı. |