Kentlerin dönüşümünü uydu görüntüsü, harita ve fotoğraf dışı bir araçla; tanıklık, deneyim ve gözleme dayalı yürüme eylemiyle tespit etmek mümkün müdür? Asli çözümlere yürümekle yani düşünsel ve bedensel anlamda harekete geçmekle mi ulaşılır?
Mimar ve araştırmacı Nazlı Tümerdem'e göre tüm bunlar mümkün.
2016'da başlattığı İstanbul Walkabouts projesiyle de bunu yapma uğraşısında. İstanbul'un kuzeyinde, Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı çevresinde son yıllarda hızlanan değişimleri yerinde inceliyor. Yani yürüyor; yürürken izliyor, şehre dair temsiller üretiyor ve bunları yaparken eleştirel yaklaşıyor.
İstanbul Walkabouts projesi Tümerdem'in " Istanbul Walkabouts: Kuzey İstanbul’un Eleştirel Yürüme Araştırması " başlıklı doktora çalışmasının hazırlık sürecinde ortaya çıkmış.
Tümerdem bu çalışmasından yola çıkarak hazırladığı "Kuzey İstanbul'da eleştirel yürüyüşler" başlıklı sunumuyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Çarşamba Seminerleri'ne konuk oldu.
Çalışma Arnavutköy ile başladı
Tümerdem, projenin oluşum ve gelişimini oturuma katılanlara anlatarak; başkalaşan coğrafyalara dair farkındalık ve şeffaflık yaratmada yürümenin rolü üzerinde durdu.
Yürüme pratiğini eleştirel bir yöntem olarak araçsallaştıran Tümerdem, İstanbul'un kuzeyinde yürüme projesini neoliberal kentleşme politikaların ülkede en yoğun hissedildiği dönemde hayata geçirdiğini belirtiyor.
İlk olarak 3. Havalimanı ve Kuzey Marmara Otoyolu projelerinin ilan edildiği 2011 yılında yüksek lisans projesi için Arnavutköy’e gittiğini ve bu bölgelerden haberdar olduğunu anlatan Tümerdem, kendisine köprüyü ve otoyolu kabul alıp, içinden geçtiği coğrafyanın sahip olduğu değerler acaba kendini korumaya devam eder mi diye sorarak bir pozisyon geliştirmeye çalıştığını anlatıyor.
Haritayı bir kenera koymak
Araziye daha önce hep çizimler, haritalar üzerinden yaklaştığını anlatan Tümerdem, yürüyüşlere başladıktan sonra olaya ikili bir düşünce tarzının ötesine geçmeye çalışan kentsel ve kırsal, doğal ve doğal olmayan gibi örneklemler üzerinden yaklaşım göstermeye başladığını belirtiyor.
İstanbul Walkabouts projesi de aslında bu bölgeyi anlamak ve tasarlamak için sadece haritalara bakmak yerine yürümeyi de öneriyor. Gerçekten o yolculukları yapmadan, oralara gitmeden, oraları gerçekten bilebilir miyiz? Bilmediğimiz yerleri tasarlayabilir miyiz?
İstanbul'un tarihsel gelişimini ve şu anki durumunu Marmara Bölgesi'nde yapılan çalışmalarla görselleştirmeye çalışan Tümerdem, bir harita üzerinde gösterdiği bölgesel yapılanma ve çalışmalarla İstanbul'un çevre illerinin aslında İstanbul'u geliştirilmeye çalıştığını ifade etti.
İstanbul Marmara'nın merkezi ve bu şekilde kalması için çalışılıyor. Çevredeki iller ise sadece İstanbul'u destekliyor ve desteklemesi için yapısı bozuluyor.
Yürüme Biçimleri
İzleyicilerden gelen "Neden başka bir eylem ya da anlamlandırma çalışması değil de yürüyüş?" sorusuna ise Tümerdem konuşma sırasında şöyle cevap veriyor:
Yürürken izler bırakıyoruz. Bu izler insanın yeryüzüne bıraktığı, silinemez izler. Bunlar ilk insan yapımı tasarım ürünleri olarak düşünülebilir. Bir adım atıyorsunuz ve iziniz kalıyor. Bu bağlamda yürümenin sanatla ve mimarlıkla da doğrudan bir ilgisi var.
Ayrıca yürüme bir direniş biçimi. Çünkü yürümekle kitlesel hareketler benzerlik gösteriyor. Hareket edebilmeniz için önce adım atmalısınız. Benim burada yapmak istediğim şey de tam olarak bu. "Eleştirel yürüme." Burada yaşananlara eleştirel bir pozisyon getirmek.
"Eleştirel yürüme"
Kentin, coğrafyaya üsten bakan politikalar yüzünden dönüştüğünü dile getiren Tümerdem, bunun sadece Türkiye'ye özgü bir şey olmadığının da altını çiziyor.
Aynı zamanda mimarlık ve kentsel planlamanın statik, stüdyo ve ekrana bağlı tasarlama biçimlerini de yürüme pratiği üzerinden eleştiriyor. Saha bir okul haline geliyor.
Ayrıca bu projesiyle, romantize edilen ve genellikle erkeklere atfedilen yürüme pratiğinin kadınların, çocukların ve hatta insan olmayanların da gerçekleştirdiği sıradan ve gündelik bir eylem olduğunun da altını çizmek istiyor.
Coğrafyayı geri kazanmak
Tümerdem, kenti bir bütün olarak ele almak istediği için İstanbul'un merkezinden kuzeye doğru bir yolculuğa çıktığını aktarıyor. Kuzey İstanbul'un da kentleşmiş, küresel, popüler ve kalabalık İstanbul kadar değerli olduğunu anlatan Nazlı Tümerdem, Kuzey İstanbul'un da bilinmesinin, arşınlanmasının, belgelenmesinin, haritalandırılmasının ve planlanmasının gerekliliğini yukarıda anlatılanlardan yola çıkarak hatırlatıyor.
Tepeden inme kentleşme politikalarını eleştirelim ki, böyle yaşanan dönüşümlere karşı çıkılabileceğini, güncel kentleşme politikalarına rağmen bu coğrafyanın geri kazanılıp korunabileceğini anlatalım.
Nazlı Tümerdem hakkındaMimar, araştırmacı ve akademisyen. İstanbul ve Slovenya Ljubljana'da yaşıyor. Lisans eğitimini 2008'de İTÜ'de tamamladı. Yüksek lisansını ise 2011 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde. 2011 ve 2016 yılları arasında araştırma görevlisi ve mimar olarak çeşitli kurum ve ofislerde çalıştı. 2016 Venedik Mimarlık Bienali'nde Türkiye Pavyonu'nun proje ekibinde yer aldı. 2018 yılında İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimari Tasarım Bölümü'nde "İstanbul Walkabouts: Kuzey İstanbul'un Eleştirel Yürüme Araştırması" başlıklı doktora tezini bitirdi. Istanbul Walkabouts projesini bağımsız olarak sürdürüyor ve İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde Yürümek ve Haritalamak adı altında bir seçmeli ders veriyor. |
(HA)