Küçük Silahlara Karşı Uluslararası Eylem Ağı (Iansa) öncülüğünde başlayan hareket giderek kabul gördü.
Birleşmiş Milletler ateşli silahlarla ilgili yasaların gözden geçirilmesini istiyor. Ruhsatsız ve yasadışı silahları toplamak istiyor. Silah kullanıcılarının etkin cezalandırılması için yasal önlemler alınması teşvik ediliyor.
Ruhsat alımın zorlaştırılması hedefleniyor... Dünya milletleri bu arayışlar içinde. Ama bizim milletvekillerimizden bazıları ise Meclis Adalet Komisyonunda ruhsatsız silah taşımanın cezasının artırılmasına karşı çıkıyorlar ve "silahı öcü gibi gösterip, milleti silahtan soğutmayın" diyerek soğuk soğuk konuşmaya devam ediyorlar...
Silahlarla ilgili etkin cezalar önerilirken, ateşli silahtan sabıkası olanların "affı" ve cezanın azaltılmasını, ruhsatların daha kolay verilmesini istiyorlar...
Haziran sıcağı herhalde başlarına vurdu.
26 Haziran 2006 günü başlayan Gözden Geçirme Konferansı öncesinde, Birleşmiş Milletler (BM) önceki yıllara ait bir faaliyet raporu yayınladı. Herkes yararlansın düşüncesiyle bu Raporun özeti; Umut Vakfının web sitesinde yayınlandı.
Anlaşılan milletvekillerinin okumaya vakti yok. Raporda şunlar var:
Unicef silahlı birliklerde görevlendirilmiş binlerce çocuğun yaşadıkları kötü deneyimi unutması ve topluma tekrar kazandırılması için çalışıyor.
Afganistan'da terhis edilmiş 4.000 çocuk asker için okula devam edebilmeleri ya da meslek edinmeleri amacıyla bir program yürütülüyor.
Burundi'de Unicef 2005 yılında terhis edilen 3007 çocuğun 800'ü için destek sağlıyor. Siera Leone'de ise, savaş mağduru 2.800 çocukla ilgilenilmiş...
1990'larda, Sierra Leone'de iç savaş sırasında, silah elde etmek çok kolaydı. 11 yıl süren çatışma, on binlerce cana mal oldu. Bu durum savaş sonrası kalkınmayı güçleştiren bir silah kültürünün doğmasına yol açmıştı.
BM ve Sierra Leone hükümeti tarafından geliştirilen "Gelişim için silahını ver" programı çerçevesinde bir çok küçük ve hafif silah sahibi, küçük ölçekli kalkınma projesi karşılığında silahlarını teslim etmişti.
Bugün 20'den fazla kabilede artık silah mevcut değil ve verdikleri silahlar karşılığında okul, sağlık ocakları, spor merkezleri ve Pazar yerleri elde etmiş durumdalar. Ayrıca Sierra Leone'de "silahsızlanma eğitimi" ve "çatışma çözme" eğitimleri de veriliyor.
Bizim milletvekillerini Sierra Leone'ye göndersek iyi olur mu acaba? Aksine çok kötü olur. Çünkü oradaki eğitimi bozarlar. Silahsızlanma eğitimini, "silahlanma" eğitimine, "çatışma çözme" tekniklerini "silahlı çatışma çözme teknikleri"ne çevirirler...
Kamboçya'da geçtiğimiz birkaç yılda Avrupa Birliği'nin (AB) de desteklediği proje çerçevesinde 190.000 silahın tahrip edildiği 500 adet "Barış Ateşi" töreni düzenlendi.
Kampanya sonrasında 1998'de 100.000'de 4,0-5,4 olan cinayetler, 2003'de 100.000'de 1,1-1,7'ye düşmüştü. 1998'de 1.822 olan silahlı soygunlar 2003'de 1.175'e indi.
Bu gelişmeler, kayıt dışı silahların toplanması, Milli Savunma Bakanlığı depolarının güvenlik önlemlerinin arttırılması ve ihtiyaç fazlası silahların imha edilmesi sonucunda gerçekleşti.
2001-2005 yılları arasında tüm ordu ve Jandarma silahları merkezi sistemle kayıt altına alındı ve tedbirler sıkılaştırıldı. 2004 Nairobi Protokolü, Büyük Göller Bölgesi Silah Kontrolü anlaşmasında alınan karar uyarınca Uganda, BM Kalkınma Teşkilatı'nın (UNDP) da desteği ile eski teknoloji ve kullanılmayan 57.000 tabancayı imha etmeye başladı.
Brezilya'da 2003'de çıkan yasa ile silah sahibi olma kısıtlandı ve aynı yıl gönüllü silah bırakma eylemi başlatıldı. Takip eden yıl, silah sonucu olan ölümler yüzde 8 oranından (3.200 kişi) düştü.
Bu 13 yıldır olan ilk azalmaydı. Brezilya Hükümeti 2001-2004 yılları arasında çoğu kayıt dışı olan 500.000 silahı topladı. Brezilya, özellikle silahla ölüm oranının trafik kazarlarından fazla olduğu bir kaç ülkeden biri.
Bu sorunu çözebilmek amacıyla Brezilya Hükümeti 2005 yılında düzenlediği referandum ile ülke çapında güvenlik güçleri hariç her türlü silah ve cephane satışının yasaklanmasını talep etti.
Katılımcıların 2/3 aleyhe oy vermiş olmasına rağmen, silahların Brezilya'daki şiddeti körüklemesi ve silahların yasaklanmasına ilişkin tartışmalar devam ediyor. BM faaliyet Raporuna göre; yasa dışı silahlara dair cezalar sertleştikçe cinayetler azalıyor.
Avustralya'da 2004'de yenilenen silah kanunları, 1990'larda meydana gelmiş olan ateşli silah ölüm oranlarından düşme sağlamıştır.
1991'den bu yana bir çok yeni silah kanunu yürürlüğe koyan Kanada'da ise ateşli silahlarla işlenen cinayetler 2003 yılında yüzde 46 düşmüştür.
Erkeklerin ölüm oranı yüzde 37 azalırken bu azalma kadınlarda yüzde 61 olmuştur. Aynı dönem içinde silahla işlenen cinayet oranı diğer cinayetlere nazaran yüzde 36 azalmıştır.
Birleşik Krallıkta, silah yasaları 1997'de gözden geçirilmiştir. 2003 yılında İngiltere ve Galler'deki cinayet oranları yüzde 33 düşmüştür. Aynı dönemde kadına yönelik cinayetler ise yüzde 48 azalmıştır.
Bizim milletvekilleri ise Türkiye'de ruhsatsız silahlarla ilgili cezalar artarsa Karadeniz'de yaşayan nüfus için iyi olmayacağını söylüyorlar.
Milletvekili diyor ki; "Bu düzenlemeyi yaparsanız Karadeniz'de nüfusun yarısını içeri atarsınız. Günah ve sevabı birlikte değerlendirmeliyiz"
Milletvekillerini Brezilya'ya mı göndersek acaba? Belki fahri hemşehrilik verirler.. Çünkü Brezilyalılar da "içeriye", yani cezaevine girmeye aday. Onlar da silahlarından vazgeçmiyorlar..
Birleşmiş Milletlerin çalışmalarını sürdürüyor. Umut Vakfı'nın da amaçlarından biri olan "Barış Kültürü" Birleşmiş Milletlerinde desteği ile dünyanın baskın kültürü olma yolunda...
Bizde ise bazı milletvekillerinin baskın kültürü "silahtan" yana. Milletvekillerinin kim olduğuna gelince!...Önemsemeyin, onların kimlikleri önemsiz. (Fİ/BA)