12. Uluslararası Kadın Hakları ve Kalkınma Forumu için farklı ülkelerden 2000'in üzerinde kadın hakları savunucusu İstanbul'a geldi.
Forumun yapıldığı Haliç Kongre Merkezi'nin girişinde katılımcıları ellerinde ingilizce pankartlarıyla üç aylık maaşlarını ve kıdem tazminatlarını alamadan işten çıkarılan Hey Tekstil işçileri karşıladı. İşçiler, Li&Fung şirketine öfkelerini ve Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) başkanı Victor Fung'a "Sizin yüzünüzden açız" mesajlarını uluslararası kamuoyuna aktarmış oldular bu vesileyle.
İçerde de farklı ülkelerden kadınlar, alana yerleştirilmiş standlarda el işlerini satıyor, derneklerini tanıtıyorlar.
Forum, "Ekonomik Güç: Neden bu kadar önemli ve bunu küresel bağlamda nasıl anlarız" başlıklı oturumla açıldı.
AWİD (Kalkınmada Kadın Hakları Derneği) başkanı Lina Abou-Habib'in moderatörlüğündeki oturuma Kosta Rika'dan AWİD İdari Yöneticisi Lydia Alpizar Duran, Af Örgütü Tunus ofisi eşkurucusu avukat Bochra Bel Hadj Hmida, Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği'nden İpek İlkkaracan, Causa Justa-Haklı Sebep İdari Yöneticisi Maria Poblet ve Hindistan'dan Yeni Çağ İçin Kalkınma Alternatifleri ile Kadın (DAWN) derneğinden Prof. Dr. Gita Sen'in yanısıra video mesajıyla Birleşmiş Milletler Kadın Genel ve İdari Yönetici baş müsteşarı Michelle Bachelet katıldı.
Burmalı kadınlar anlatıyor
Forum onlarca oturum ve grup toplantısıyla devam ediyor. Toplumsal cinsiyet, ekonomik kalkınma ve hayatın her alanında kadın haklarının konuşulduğu, dünya deneyimlerinin paylaşıldığı forumda, "Burma'da Militarize Olmuş Kalkınmaya Direnen Kadınlar" da ülkelerindeki "korku kültürünü" anlattı.
1962'den beri askeri rejimin hüküm sürdüğü Burma'da 1 Nisan 2012'de yapılan seçimleri Ulusal Demokrasi Ligi kazandı.
Burma Kadın Ligi'nden Nang Lao Lian Won, "Burma demokrasiye geçtiğini söylese de etnik bölgelerde hak ihlallerine devam ediyorlar" diyor. Burma'da Burman, Chin, Kachin, Karen, Mın, Rakhain, Shan ve Karenni etnik grupları yaşıyor.
Bu zamana kadar süregelen askeri rejimde Burma'ya 25 HES inşa edilmiş ve bu süreçte 2500 kişi asker zoruyla yerinden edilmiş.
Tahmin edileceği üzere yerinden edilenlerin tamamı yukarıda saydığımız etnik gruplardan. Yine tahmin edilebileceği gibi, HES'lerden elde edilen elektriğin sadece yüzde 1'i Burma'ya gidiyor. Yüzde 51'i Çin'in, yüzde 38'i Tayland'ın elektriğini sağlıyor. Geriye kalan yüzde 9'un nereye gittiğiyse meçhul.
Won, "Tüm bunların üzerine, Chindwin nehrine Hindistan'a elektrik sağlamak için Kuki, Naga ve Shan kabilelerini yani 45 bin kişiyi yerinden edecek yeni bir HES yapılacak" diyor.
"Yerinden edilmenin ardından en çok kadınlar mağdur oluyor, iş bulamıyorlar.
"Zorla yerinden edilen ailelere yeni bir hayat kurmaları için 5 dolar veriliyor. Yeni yerleşilen yerler ise suya çok uzak, kadınlar ve çocuklar saatlerce yürüyor."
Korku kültürü
Kuki kadınları Hindistan başbakanına, Burma devlet başkanına mektuplar yazmış, cevap gelmemiş. Bürokratik yollar işe yaramayınca, 14 Martta üç kabile toplanıp Chindwin'i HES'lerden korumak için beraber dua etmişler.
İki gün sonra sekiz köy lideri gözaltına alınmış ve şiddet görmüş. Köylülere de "Bir daha böyle bir eyleme katılmayacağım" yazılı kağıtlar imzalatılmış.
Won, "insan hakları" kavramını dile getiremediklerini söylüyor. Binlerce siyasi tutuklu olduğunu anlatıyor.
O sırada ABD'li bir kadın fotoğraf çekmek istiyor. Won irkiliyor, "Kişisel kullanım için mi yoksa bir yerde yayınlamak için mi istiyorsunuz? Çünkü bir yerde yayınlarsanız ülkemize döndüğümüzde bu bizim için sorun yaratır" diyor.
Sonra ekliyor; "Burma'da bir korku kültürü hakim. Fotoğrafımı çekmek istediğinizde, başka bir ülkede olmama rağmen bir an korktum. Burma'dayken nasıl hissettiğimi siz düşünün."
Burmalı kadınların Hindistan ve Burma hükümetlerinden talepleri net: "HES planını bir an önce iptal edin. Zorla yerinden ettiğiniz binlerce insanın evlerine dönmesine izin verin ve zararlarını telafi edin."
Burma'da hareket etmenin, muhalefet yaratmanın zorluklarını anlatan kadınlar, etnik grupların ihlallere uğramadan yaşamaya devam edebilmesi için uluslararası kamuoyunun baskı yapması gerektiğini dile getiriyorlar.
Burma'nın militarizme direnen cesur kadınları, 6 Mayıs'ta HES'lere karşı yaşama hakkı için yapılacak gösterilerde dünyanın her yerinden hak savunucularının desteğini bekliyorlar. (ÇT)