Siz Kahtalı Mıçı olarak tanındınız. Fakat bu bölgede Mustafa'ya 'Mıçı' diyorlar.
Evet, doğru. Bana hiçbir zaman 'Mustafa' diyerek hitap edilmedi.
Özellikle 1980 öncesinde Adıyaman'da aktif müzik yaşamınız var.
Adıyaman'da bana müzikte önderlik eden, Aziz Çelik hocamdır. Onun öğrettikleriyle bir yerlere geldim. Onun bana katkısını hiçbir zaman unutmadım. Unutamam da.
'80 ihtilalinde içeri alındınız.
Tabi, Aziz Hocam ile yaptığım güzel çalışmaları yarıda keserek askere gittim. Askerde de çok değerli hemşehrim, Stüdyo Ozan'ın sahibi Hasan Duymaz'ın yardımlarını gördüm.
Askerlik görevimizi tamamladıktan sonra Hasan kaset yapım işlerine tamamen yöneldi. Aziz Çelik, Hamit Çelik, Hasan Duymaz derken, yolumuza ara vermeden devam ettik. 12 Eylül olmadan önce 3 ay Sivas'a sürgün gittim. Kasete Kürtçe okuduğumdan dolayı beni Sivas'a sürdüler. Biz cezasını çektik, şimdi herkes kaymağını yiyor.
O zaman Kürtçe parça okumanın popüler olduğu söyleniyor. Siz nasıl yorumluyorsunuz?
Tabi popülerdi. Kasetlerimiz yok satardı. Kürtçe kaset temin etmek için epey mücadele verilirdi. Oturak aleminde veya dost meclisinde Kürtçe söylerdik ve onu da kasete alıp çoğaltırlardı. Onun haricinde, konserlerde veya düğünlerde Kürtçe parça söylemek yasaktı.
O şartlarda kasetleriniz daha çok satmıyor muydu?
Öyle satıyordu ki, hiç sorma. Hasan'ın dükkanında kasetimiz çoktu. Nasıl olduysa anlamadık, bir parçadan yargılandık.
Kürtçe parça okumak sanat yaşamınızda daha kısa zamanda tanınmanızda vesile olmadı mı?
Ne demek. Tabi ki iyiye yönlendirdi.
Kürtçe parça okumanın hem cezasını ve hem de mükafatını gördünüz. Bunu kabul ediyor musunuz? O yılları zaman zaman gözlerinizin önüne getiriyor musunuz?
Tabi o yılları unutmak mümkün değil. Pirin Palas'da siyasi içeriği olmayan Kürtçe bir parça okumanın cezasını çektik. Kürtçe okumanın cezası kadar, mükafatını da gördüm. Önce Sivas sürgünü, sonra Adıyaman, Malatya, Gaziantep sonrasında İstanbul'a yerleştik. Ve ister istemez Adıyaman'dan koptuk. Sanatsal olarak başka bir gelirim olmadığından .dolayı mecburiyet karşısında İstanbul'a gidip yerleşmek zorunda kaldık.
İyi bir sanatçı olmak ve istediğin yerlere ulaşmak için Adıyaman'dan ayrılmak mı gerekiyor?
Sanatsal olarak geçmişin sağlamsa Adıyaman'dan ayrılmak gerekiyor. Sanatçı olarak düşünürsen, Adıyaman'dan ayrılmak şart.
İstanbul'da Adıyaman'ı her zaman yaşıyorsun.
Tabi yaşıyorum. Bu bölge bizim. Bizim bu bölgeden kopuk yaşamamız mümkün değil. Sahne çalışmalarımız nedeniyle sık sık çok sevdiğim memleketime gelemiyorum.
İstanbul'u sevdiniz mi?
İşin doğrusu zorunlu olmazsan İstanbul yaşanacak bir şehir değil.
Kaset çalışmanız var mı?
Son kasetimi bir yıl önce çıkardım. 2005'in Haziran ayına doğru yeni kasetimi çıkarmayı düşünüyorum. Hazırlıklarımız devam ediyor.
Kasetinizde genelde Adıyaman'a özgü parçalara yer veriyorsunuz.
Evet, Adıyamanlı arkadaşların parçalarına yer veriyoruz. Fakat genelde ülkemizin güzel insanlarına hitap edecek kaseti yapıyoruz.
İstanbul'da Adıyamanlılar mı birliktesiniz.
Şunu açık bir şekilde ifade edeyim ki, İstanbul'da Malatyalı hemşehrilerim bana.gösterdiği ilgi ve desteği Adıyamanlı hemşehrilerim göstermediler. Malatyalılar bana büyük destek oldular. Ve olmaya da devam ediyorlar.
Malatyalıların sizi çok sevmesini neye bağlıyorsunuz?
Ya, ben natürel bir sanatçıyım. Ben yöreye ve topluma göre değişen kişi değilim. Doğallığımı hiç bozmadım. Zaten doğallığımı bozmayı da beceremem.
Adıyaman'ın güzel gazelleri var. Bu gazelleri en iyi şekilde yorumlayanların başında geliyorsunuz. Gazellerin unutulmaması ve gelecek nesillere taşınması için bir albüm çalışması yapılsa, size düşen görevi yerine getirir misiniz?
Evet, memnuniyetle yerine getiririm. Valiliğimiz veya Belediyemiz böyle bir çalışma yaparsa seve seve bana düşen görevi yerine getiririm.
Adıyaman'a gelişinizde değişiklik gözlemliyor musunuz?
Tabi Adıyaman'da gelişme olmaz mı! Olur. Sanayi bakımından büyük gelişmeler gözlemliyorum. Mesela basın yönünden bayağı değişiklikler olmuş. Çok değerli ağabeyim Mahmut Tekin, Fadıl Binzet, Abuzer Demir'in öncülüğünde günlük olarak yayınlanan Adıyaman'da Bugün gazetesini okuyorum. En büyük değişikliği basın da gördüm.
Yeni sanatçılar için ne diyeceksiniz?
Sanatsal anlamda okuyan herkesi severim. Gençlerimizin temelleri sağlam ise bu işe girsinler. Hem ekmek yerler, hem de bir yerlere .gelirler. Aksi halde kendilerini yormasınlar. Her şeyden evvel saygılı olmak lazım. Bir iki türkü söylemek ve bir iki televizyona çıkmakla sanatçı olunmuyor. Adıyaman'a genel olarak bunu söylüyorum. İstanbul'da yeni sanatçılarımızı görüyorum, neredeyse merhaba etmeyecekler. Ayıptır, böyle bir şey olur mu? Bizden öncekilere gösterdiğimiz saygıyı hürmeti bizden sonrasında da görmek sanatçılık adına doğal hakkımız.
Latif Doğan Küstüm Şovda sizi sahneye davet ettiğinde elinize uzanması beni de duygulandırdı.
Ne yaptıysa bir insan kendine yapar. Latif o hareketiyle kendini büyütür. Latif bizden çok küçük ve kendisini severim. Allah kendine bir şans tanımış o çansı iyi değerlendirmeye çalışan kardeşimiz.
Latif Doğan ile yaptığım bir röportajda kendisi anlattı. Ona, "Latif sen iyi yerlere geleceksin, ama ben görür müyüm?" demişsiniz.
Evet, hatırlıyorum. Öyle dedim. Şuan dediğim sözün doğruluğu ortada. Kıvırcık Ali için de aynı şeyi söyledim. O da bu sözüme inanmadı. Sonra şöhret olduğunda benim haklığımı hürmetleriyle ifade ediyor. Ben herkesin bir yerlere gelmesini isterim. Fakat had bilmekle bir yerlere gelineceğini hiç kimse kafasından çıkartmasın.
Üç yıl önce Gaziantep Seç Gazinosu'nda sahne çalışmam yar. Latif de arkadaşlarıyla birlikte beni dinlemeye gelmişti. Ben hemen Latif'i sahneye davet ettim. O gazinonun sahibi de Celal Saygı adında arkadaşım. Celal, Latif'i sahneye çıkarmayı düşündüğünü söyledi. Ben de kendisine hiç kaçırma hemen anlaş dedim. Nitekim o gün söylediklerimi Celal zaman zaman telefonla arayarak bana anlatır. Latif iyi bir çocuk. Ona öncelikle bu yörenin insanlarının sahip çıkması gerekir. Mesela Harfane gurubumuzda çok iyi. O 'arkadaşlarımıza özellikle sahip çıkılması ve desteklenmesi gerekir.
Sanatçı olmada Gaziantep geçiş noktası mı?
Tam üzerine bastın. Bu alemde ve bu yörede sanatçı olmak istiyorsan Gaziantep'den 'olur' alman gerekiyor. Alamazsan olmaz.
Kitap okuyor musunuz?
Vallah ben eskiden çok kitap okurdum. Ama son zamanlar okuyacak zaman bulamıyorum. Fakat okumadığımdan dolayı da çok üzülüyorum. Okumanın yaşı ve mesleği olmadığını savunanlardanım. Okumanın hayatın ilacı olduğunu her zaman kabul ederim. Bu ilacı tadamamanın üzüntüsü içerisindeyim.
50. yıl etkinliklerinin kutlama programlarını hasıl buldunuz?
Gerçekten güzel bir organizasyon. Kolay kolay ulusal kanallar bu tür etkinlikler için şehirlere gitmezler. Belediye Başkanımız Sayın Necip Büyükaslan ve ekibini canı gönülden kutlarım. Tabi bu tür organizelerde ufak tefek aksaklıklar olabilir. Bu aksaklıkları gündeme getirmenin faydası olmaz. Lakin organize bütünüyle ele alınırsa çok güzel.
Kapalı Spor Salonunun yetersizliği nedeniyle bazı aksaklıklar meydana geldi. Bu da organizeyi yapanların değil, geçmişte bu salonun genişletilmesi için çaba sarf etmeyenlerin düşünmesi gerekir.
Adıyaman'a yakışır çok amaçlı bir kültür merkezinin yapılıp hizmete konulmasını temenni ediyorum."
İlerde Adıyaman'a yerleşmeyi düşünüyor musun?
Zor. Artık İstanbul'a yerleştik. Çocuklarımız yüksek öğrenimlerine devam ediyorlar. Elinizi öpsün, Elvan adında birde torunum var. Fakat Adıyaman'dan kopmam mümkün değil.
İstanbul'da Adıyaman'ın nelerini özlüyorsun?
Ya, bir kere bizim Adıyaman'ın insanının sıcaklığı hiçbir yerde yok. İstanbul'da Adıyaman'daki örf ve ananeyi görmek zor. Şimdi sen ne kadarda Adıyaman'da olsan Malatya'yı özlemez misin? Özlersin. Bizimkide öyle bir şey. Adıyaman'ın yazın tavası ve narını özlediğimizi İstanbul'da 'Şimdi Adıyaman'da olsak' diyerek, dillendiririz.
Söyleşimizin sonuna geldik. Bize zaman ayırıp, okuyucularımızla birlikte olduğunuz sizlere teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim. İskender Bey, Kamalı Mıçı bir yerlere gelmişse Dr. Nevzat Binzet'in büyük emeği vardır. Bunu hiçbir zaman unutmadım. Mesela rahmetli Rıza Ertürk ağabeyinde güzelliklerini ve desteğini gördüm. Sizin aracılığınız ile başta Nevzat Binzet abim olmak üzere tüm Adıyamanlı hemşehrilerime saygılarımı sunar, sağlık ve mutluluklar dilerim.
Bu arada gazetenizin sahibi değerli ağabeyim Mahmut Tekin'in kardeşi ve yakın dostum, arkadaşım Nevzat Tekin'in rahatsızlığına çok üzülüyorum. Nevzat'a geçmiş olsun dileklerimi sunarken, kendisine iyi bakmasını temenni ederim.
İskender bey, size ayrıyeten teşekkür ederim. Sizin, şahsıma Malatya'da ve Adıyaman'da yakın ilgi göstermen beni oldukça memnun etti. Gazetenizde çalışan Fadıl abi, Abuzer Demir'e saygılarımı sunar, Ferit'e ve diğer çalışanlarına teşekkür ederim. (BB)