MGK'den Yunanistan, İsveç ve Finlandiya'ya nasihat, "nefret suçu"na uyarı

Erdoğan başkanlığında, Beştepe'de yapılan MGK toplantısında "2022'de milli güvenlik açısından önem arz eden siyasi, askeri ve iktisadi gelişmelerin tüm yönleriyle değerlendirildiği, 2023'te karşı karşıya kalınması muhtemel meseleler ile bu çerçevede yürütülecek faaliyetler ve alınacak tedbirlerin müzakere edildiği" açıklandı. 

Başlıca kararlar

Yayımlanan Milli Güvenlik Kurulu bildirisinde toplantıda öne çıkan kararlar ve konular şöyle sıralandı:

▶ Yunanistan'ın "kışkırtıcı" olarak nitelenen eylemleriyle "Türkiye'nin milli güvenlik ve menfaatlerini hedef alan herhangi bir oldu bitti[sine] müsaade edilmeyeceği kuvvetle vurgulan[dı]." 

▶ "NATO ittifakına katılmak isteyen devletlerin [İsveç ve Finlandiya] müttefiklik hukukuna ve ruhuna uygun hareket etmeleri gerektiğinin altı çizil[di]. 

▶ [İsveç-Finlandiya'nın] "terör örgütü" olarak nitelenen "PKK/KCK-PYD/YPG ve FETÖ" ile mücadele konusundaki "mutabakat zaptından kaynaklanan yükümlülüklerini somut adımlarla bir an evvel yerine getirmelerinin zaruri olduğu ifade edil[di]. 

▶ MGK "İslam karşıtı ırkçılık" olarak nitelediği, son günlerde İsveç, Danimarka ve Hollanda'da gerçekleşen Kuran yakma ve yırtma eylemlerini "milyarlarca insanın kutsal değerlerini hedef alan menfur saldırıları"  "şiddetle kınadı". "Din, vicdan ve düşünce hürriyeti gibi değerleri temellerinden sarsan, demokrasi ve ifade özgürlüğü ile de izah edilemeyecek eylemleri teşvik ve himaye edenlerin [...] nefret suçuna ortak oldukları[nı hatırlattı]." 

Sınır ötesi operasyonlar

MGK bildirisinin başında "sınır ötesi" operasyonlar iki ayrı başlıkta ele alındı. Bunlara göre

▶ "PKK/KCK-PYD/YPG", "FETÖ" ve "DEAŞ"a yönelik olarak "yurt içinde ve yurt dişinda [...] icra edilen operasyonlar hakkında kurula bilgi sunuldu".

▶ "İhtiyaç duyulmasi hâlinde daha ileri adimlarin atilacağı" [...] "gereken irade ve hazırlıkların tam olduğu kaydedildi." 

Suriye'ye askeri yaklaşım 

▶ MGK bildirisinde "PKKKCK-PYD/YPG ve destekçilerinin, Suriye halkının bariş, huzur ve refaha kavuşması önündeki en büyük engeli teşkil ettiği" ileri sürüldü. "Kalıcı barışa giden yolu" açacak olanın ve "Suriye'nin toprak bütünlüğü ve egemenliğini esas alan kapsayıcı ve bütüncül bir çözüme ulaşılmasının [...] "terör örgütlerinin tamamen bertaraf [edilmesinden geçtiği]" de ifade dildi.

(AEK)