Avrupa Birliği’ne (AB) üye devletler ile aday ülkelerde basın ve medya özgürlüğü ihlallerini izleyen Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) 2022'yi kapsayan yıllık bir rapor yayımladı.
Rapora göre MFRR bu ülkelerde 1339 kişi veya medya kuruluşunu kapsayan 813 medya özgürlüğü ihlali kaydetti. MFRR 2021'de 654 ihlal kaydetmişti. Ancak MFRR, Ukrayna ve Moldova'nın bir önceki yıl aday ülke olmadıkları için 2021 raporuna dahil edildikleri uyarısını yaptı.
Rusya'nın Şubat sonunda işgalinin başlamasından hemen sonra Ukrayna’yı izlemeye başlayan MFRR, burada 2022’deki ihlallerin yüzde 17,2'sine tekabül eden şekilde 140 medya özgürlüğü ihlali kaydetti.
Kıtadaki gazetecilerin ve medya çalışanlarının güvenliğine ilişkin endişeler, savaş bölgesinde çalışan profesyonellerle sınırlı kalmadı. 2022’de Avrupa'daki muhabirler ölüm tehditlerinden telefonlarının casus yazılımlarla hacklenmesine, özel şirketler tarafından can sıkıcı davalarla hedef alınmaya ya da basın toplantılarına erişimlerinin engellenmesine kadar pek çok baskı ve saldırıyla karşı karşıya kaldı.
415 ihbar Avrupa Birliği üye devletlerinde kaydedilirken, 398 ihlal de aday ülkelerde yaşandı. AB'de başlıca vaka türü, gözdağı ve tehdit (yüzde 24,6) ya da hakaret (yüzde 13,3) gibi (tüm ihbarların yüzde 42,4'ü) sözlü saldırılarla oldu. Bunu hukuk alanındaki ihlaller (yüzde 27.2) izledi.
Fiziksel saldırılar AB'de gazetecilere ve medya çalışanlarına yönelik en yaygın üçüncü saldırı türü olurken (yüzde 20,5), bunu ekipman (yüzde 8,7) gibi mala ve teçhizata yönelik saldırılar (yüzde 15,7) ive 2021'de toplam saldırıların yüzde 8,6'sından 2022'de yüzde 14,5'ine yükselen sansür olayları takip etti.
Şahıslar AB'de gazetecilere yönelik saldırıların ana failleri olmaya devam etti (vakaların yüzde 37,8'i), ancak bu oran 2021'deki vakaların yüzde 50'sine göre düşüş gösterdi. Hükümet ve kamu görevlileri saldırıların en yaygın ikinci kaynağı olurken (yüzde 17,1), bunu polis ve devlet güvenliği (yüzde 11,3) takip etti.
Ayrıca 2021'de protestolar gazetecilerin en sık saldırıya uğradığı yerken (yüzde 39,8) - çoğunlukla COVID-19 önlemlerine veya aşılama programlarına karşı olanlar – 2022’de bu oran yüzde 21'e düştü. Çevrimiçi saldırılar ise 2022'de yüzde 14,1'den yüzde 20,7'ye yükseldi.
İzleme Raporu, MFRR'nin en ağır medya özgürlüğü ihlallerini kaydettiği aday ülkelerdeki medya özgürlüğü durumunu da kapsıyor. 2022’de 10 gazeteci öldürüldü. Dokuzu Ukrayna'da gerçekleşti ve savaşı takip eden medya çalışanlarını etkiledi.
Bir diğeri ise Türkiye'de Ses Kocaeli gazetesi genel yayın yönetmeni Güngör Arslan'ın öldürüldüğü vaka.
Rapor Türkiye için ne söylüyor?
Rapora göre 2022, bağımsız medyaya yönelik sistematik baskının devam ettiği, Türkiye'de basın özgürlüğü için yıkıcı bir yıl oldu. MapMF, Türkiye'de 362 kişi veya medya kuruluşunun dahil olduğu toplam 167 basın özgürlüğü ihlali kaydetti.
Türkiye, dünyada gazetecileri en çok hapse atan ülkelerden biri olmaya devam etti. Raporun yayımlandığı tarihte 41 gazeteci hapisteydi.
AKP hakkında eleştirel haber yapan gazeteciler tutuklanma ve kovuşturmayla karşı karşıya kaldı. Bu arada, gazetecilere yönelik artan fiziksel saldırılar düşmanca ve tehlikeli bir çalışma ortamına katkıda bulundu.
Özellikle Kürt medyası, hem gazetecilik faaliyetleri hem de etnik kökenleri nedeniyle büyük bir baskıyla karşı karşıya.
Şubat’ta yerel Ses Kocaeli gazetesinin sahibi ve genel yayın yönetmeni Güngör Arslan ofisinin önünde vurularak katledildi.
Bağımsız medyayı ve eleştirel gazetecileri susturmak için sistematik olarak kullanılan hukuk yoluyla gerçekleştirilen taciz, belgelenen vakaların yarısından fazlasını (yüzde 53,3, 89 ihlal), keyfi gözaltılar, hapis cezaları, sınır dışı etmeler ve polis baskınları Türkiye için belgelenen vakaların yaklaşık dörtte birini (yüzde 24, 40 ihlal), farklı terörizm suçlamalarını da içeren mahkeme mahkumiyetleri, kaydedilen ihlallerin yüzde 13,2'sini (22 ihlal) oluşturdu.
Gazeteciler ayrıca düzenli olarak taciz kampanyalarına maruz kaldı ve internet üzerinden fiziksel şiddet ve ölüm tehditleri aldı.
Basın özgürlüğüne bir başka büyük darbe de Ekim’de TBMM’nin dezenformasyon yaymakla suçlananların üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını öngören kapsamlı yeni bir yasayı onaylamasıyla geldi. Aynı paket yasanın bir parçası olarak, internet haber portalları resmi haber medyası olarak kabul edildi ve bu portalların yetkililer tarafından yayınlanan "düzeltmeleri" yayınlamaları da zorunlu kılındı. Buna ek olarak, Temmuz’da yürürlüğe giren "Basın Ahlak Esasları" başlıklı bir yönetmelik, yetkililerin medya içeriğini "ahlaka" dayalı olarak sansürlemesine olanak tanıyarak özellikle LGBTQ+ ile ilgili haberleri etkiledi.
Türkiye'nin hükümet kontrolündeki medya düzenleyicisi Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), medya kuruluşlarına yaptırım uygulamaya devam etti ve ayrımcı bir şekilde web sitelerine erişimi engelledi.
Mahkemeler yüzlerce haber hakkında erişim engelleme kararı verdi ve bu ihlallerin büyük hacmi nedeniyle hepsi MapMF'ye kaydedilemedi. Kasım’da İstanbul'da meydana gelen bombalı saldırının ardından Türkiye makamları yayın yasağı kararı aldı ve sosyal medyaya erişimi kısıtladı.
Türkiye'de gazeteciler genellikle polis tarafından (66 hedef gazeteci ile 21 vaka), çoğu da (59 hedef gazeteci ile 16 ihlal) protestoları takip ederken fiziksel şiddete maruz kaldı. MapMF'de kaydedilen tüm fiziksel şiddet vakalarının (33 ihlal) yaklaşık üçte ikisi (yüzde 63,6) polis veya devlet güvenliği tarafından gerçekleştirildi. Kadın gazeteciler de polis tarafından cinsel saldırıya ve tacize uğradı.
bianet'in BİA Medya Gözlem Raporları için tıklayın |
(HA)