Haberin Kürtçesi için tıklayın
Önce Dicle Haber Ajansı (DİHA), sonra dihaber, ardından da Mezopotamya Ajansı (MA). İsimler ve kişiler farklı olabilir ancak 33 yıllık özgür basın geleneğinin bir parçası MA.
İsim değişikliklerinin sebebi 2016’daki darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL KHK’leriyle ajansların kapatılması. 20 Eylül 2017’de "yine ve yeniden biz" dercesine bu kez MA adıyla geri döndü ajans. Bugün OHAL KHK’leri yok. Ancak MA’nın ismi yine aynı değil. Bunun da nedeni tam 34 defa erişime engellenmiş olmaları. Ajans şu an mezopotamyaajansi35.com üzerinden yayın yapıyor.
MA editörü Sedat Yılmaz bunun için aynı kurumun basın açıklamasında olduğu gibi “Bizler aynı isimlerle çıkan gazete, yayın yapan ajans, her gün halkla buluşan radyolarda çalışmak isterdik, ancak olmadı. İktidarda kimin olduğu fark etmedi; onlar kapattı, bombaladı, biz yenilerini yeni isimlerle kurduk, aynı ruhla hakikati yazdık.” diyor.
Ona göre zorlu bir Türkiye gerçekliği ve bu zorlukla beraber sürekli kesintiye uğrayan bir basın geleneğinin içindeyiz. MA da bu uzun yürüyüşün bir parçası.
Yılmaz MA’yı “Basın ve ifade özgürlüğünün engellendiği, basın üzerindeki baskıların hiç bitmediği, kendini ifade etme hakkının sağlanmadığı bu coğrafyada çölde su veren, serinleten bir mecra” olarak tanımlıyor.
"Kalem yazmaya devam eder"
"Bütün bu baskı silsilesinin ortasında işin bir parçasından tutmuşuz. Aynı diğer tüm mecralar gibi…" diye de ekliyor ve şöyle devam ediyor:
"Bu zorlu mücadelenin içerisinde bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Haber alma hakkımızı kullanıyoruz. Halka haber verme hakkımızı kullanıyoruz. Ağırlıklı olarak, söz hakkı baskılanmış, elinden alınmış, yasaklanmış toplulukların, halkların, ırkların, cinslerin, inançların sesi olmaya, dünya halklarıyla, dünyanın bütünüyle buluşturmaya çalışıyoruz.
"Herkesin göz yumduğu, görmemezlikten geldiği şiddeti, baskıyı, savaşı, yoksulluğu, öteleştirmeyi, ötekileştirmeyi haberleştiriyoruz.
"Biz yerel bir kuruluşmuşuz gibi bir bakış açısı var. Ama kaçırdıkları bir şey var. Biz bütünün bir parçasıyız. Yani bu coğrafyanın bir parçasıyız. Bu coğrafyanın bir hakikatiyiz. Dolayısıyla dünyanın bir parçasıyız.
"Ancak bu süreç bizim için kolay bir süreç değil. Tutuklanan arkadaşlarımız var, gözaltına alınan arkadaşlarımızı var. Davalarla boğuşan arkadaşlarımız var. Ama buna rağmen yorulmadan, bıkmadan yoluna devam etmeye çalışan bir mecrayız.
"Bizim çıkış hikayemiz bir ihtiyaçtan kaynaklı. Bu nedenle kapatmaklar baskılamalar, bombalamalar, yok saymalar, engellemeler bir çözüm iktidarlar için çözüm olamaz.
"Çözüm burada şiddetle, kapatmayla değil, daha demokratik, daha özgürlükçü, daha yaşanılır bir ülkede. Halklar bahçesinde bir mozaik yaratabilmekte, birlikte yaşayabilmek için yol ve yöntemleri denemekte.
"Bu yüzden özgür basını susturamazlar. Kalem bir kurşun değildir. Bittiğinde susmaz, bittiğinde tükenmez. Kalem yazmaya devam eder. Görünen, ifade edilmeye devam edilir. Çekilen, anlatılmaya devam edilir. Yaşanılanı, yaşatılanı aktarmaya devam edilir.
"Umarım ve diliyorum ki artık bu baskılar bir son olur ve nice nice beş yılları sonsuz bir basın geleneğiyle sürdürmüş oluruz."
(HA)