Terör suçlarının kapsamını genişleten tasarının, son anda yapılan değişiklikle basın ve yayın kuruluşları için getirdiği ağır düzenlemelerin geri çekildiği belirtiliyor.
Yalnızca "terör örgütünün talimatlarını iletir nitelikte yayın yapan basın kuruluşlarına ceza" öngörülmesi yönünde değiştirildiği ifade edilen tasarı, TMK'nın geçmişteki uygulamaları nazara alındığında endişe uyandırıyor.
TGC : Reformla bugüne geldik, reformla geri gidiyoruz
TMY'nin Avrupa Birliği'ne uyum çalışmaları kapsamında 2002'de değiştirildiğini hatırlatan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), yazılı bir açıklama ile, TMY tasarısının, el koymayı sınırlandıran, toplatmalara son veren ve el ol koymayı hakim kararına bağlayan Basın Yasası'ndaki iyileştirmeleri "geçersiz kılmayı amaçladığını" açıkladı.
Tasarının ciddi bir yaklaşımla oluşturulmadığını savunan TGC, bunun diğer bir kanıtının da, "yürürlükten kaldırılmış olan Basın Yasası'nın numarası ile maddelerine gönderme yapılması" olduğunu bildirdi.
Tasarının 5. maddesinde geçen ve "terör örgütünün propagandası niteliğinde olan içerik" tanımıyla belirlenen suçun, doğrudan yoruma açık ve halkın bilgilenme hakkını da engelleyen bir nitelik taşıdığını bildiren TGC, "1991 tarihli TMY, 'demokratikleşme' gerekçesiyle değiştirilmişti. Nasıl bir çelişkidir ki bu kez de yine demokratikleşme kapsamında değişiklik yapılmakta ve yasanın ilk şekline dönülmektedir" diye açıkladı.
Adalet Komisyonu toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise, özgürlüklerin kısıtlandığı yönünde eleştiriler aldıklarını ifade ederek bunları "Tasarı metninin iyi okunmaması"na bağladı.
Medyaya "propaganda" cezalarında geri adım
Tasarıda yeri adım atılan konular arasında 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın 6/1 maddesinde yer alan "Terörle mücadele görevlilerinin kimliklerini açıklama" ve 6/2 maddesinde "terör örgütlerinin açıklama ve bildirilerini yayımlama" ile ilgili düzenlemeler bulunuyor.
Para cezası öngören bu iki fiilin yeni TMY Tasarısında üç yıl hapis cezası verilmesi biçiminde düzenlenmesi öngörülüyordu. Edinilen son bilgilere göre, hapis cezası verilmesi girişimlerinden vazgeçildi.
Medya için öngörülen diğer bir değişiklik de, "Terörü öven süreli kuruluşların yayınlarının 15 günden bir aya kadar durdurulabilmesi" idi.
Eski Basın Kanunu ve Olağanüstü Hal Bölgesi'nde yürürlüğe konan OHAL Yasaları'nı andıran ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki (AİHM) bazı mahkumiyetlere temel teşkil eden uzun süreli kapatma cezalarından da geri dönüldü.
Avrupa Birliği'ne uyum sürecinin etkisiyle Şubat 2002'de değişikliğe gidilen ve "terör örgütü propagandası"nı cezalandıran TMY'nin 7/2 maddesi de, ağırlaştırılmaktan vazgeçilen konular arasında yer alıyor.
Üç yıllık ceza istemi, örgüte ait amblem ve işaret taşıyanlar, slogan atanlarla, üniformayı andırır giysiler giyenler ve gösterilerde yüzlerini kapatanlar için de dile getiriliyor.
Erinç: Meslektaşlarımız terörden yargılanıyor
The Marmara Oteli'nde düzenlenen 2005 Yerel Gazetecilik Ödülleri töreninde 7 Nisan'da bir konuşma yapan TGC Başkanı Orhan Erinç, tasarıyla ilgili endişelerini İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın da bulunduğu bir ortamda dile getirmişti.
TMY ile değişiklik taleplerini değerlendiren Erinç, özellikle uygulamaya dikkat çekerek, "Yasaların izin verdiği ölçülerin dışına çıkan uygulamalar var. Teröre karşı olduklarını çok iyi bildiğimiz kimi meslektaşlarımız TMY'ye göre yargılanıyorlar" demişti.
TMY'de yapılacak düzenlemelerin basının sesi kısacak girişimler olmayacağını iddia eden Vali Güler ise, "Devletin, terörle mücadelede etkisinin artırılması amaçlanıyor. AB'nin terörle mücadele standartları neyse Türkiye'de de bunun olmasını istiyoruz. Daha fazlasını değil" diye konuşmuştu.
Gazeteci Neşe Düzel'in 5 yıl hapsi isteniyor
Ancak mevcut TMY'ye dair uygulamalar yayın basın açısından bile olumsuz sonuçlar yaratıyor: "Radikal" gazetesinde "Öcalan bir Gün Serbest Kalacak" başlığıyla yayımlanan röportajı nedeniyle "terör örgütü propagandası" yaptığı gerekçesiyle Neşe Düzel'e dava açıldı.
Demokratik Toplum Partisi (DTP) kurucu üyelerinden Orhan Doğan ile yaptığı ve 15 Ağustos 2005'te yayımlanan röportajından Düzel'in 5 yıl hapsi isteniyor. Gazeteci, Doğan ile birlikte 2 Mayıs'ta Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.
Bağcılar Cumhuriyet Başsavcılığı, "Elinizde 3 bin silahlı insanınız var ve altı yıldır dağda bekliyor" ifadelerini suça gerekçe olarak gösteriyor.
Kandil röportajına "propaganda" davası
Yaygın basına bir başka dava da, Kandil Dağı'nda Kongra-Gel militanlarıyla görüşme yaptıktan sonra, bunun haberini çektiği fotoğraflarla "Hürriyet" gazetesinin Pazar Eki'nde yayımlanan Sebati Karakurt ve gazete yetkililerine açıldı.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararı vermesinin ardından Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlayan yargılamaya 4 Mayıs'ta devam edilecek.
TMY'nin 6/2 maddesi uyarınca "terör örgütü açıklamasına yer vermek" ve 7/2 maddesinden "terör örgütü propagandası yapmak" iddiasıyla 5 yıl hapis ve para cezası istemiyle yargılanan Karakurt ile birlikte, sorumlu müdürler Necdet Tatlıcan ile Hasan Kılıç da 7/2 maddesinden yargılanıyor.
Ülkede Özgür Gündem gazetesine 400 dava
Ayrıca, "Ülkede Özgür Gündem" gazetesinin yazar ve yetkililerine, bir bölümü TMY'nin 6/2 ve 7/2 maddelerinden olmak üzere bugüne kadar 400'den fazla dava açıldı. (EÖ)