“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza verdikleri için tutuklanan Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya’nın tutulduğu Metris T Tipi Kapalı Cezaevi önünde dayanışma eylemleri vardı.
Dev-Genç üyesi yedi kişi akademisyenlere ve öğrencilere özgürlük talebiyle cezaevi kapısı önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamanın ardından oturarak türkü söyleyen gruba polis müdahale etti, yedi kişi gözaltına alındı.
Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma Ağı (TÖDA) ise saat 14.00'te hapishane önündeydi. Polisin açık ders yapmalarına izin vermediği TÖDA, yaptığı basın açıklamasında öğrencilere, akademisyenlere ve avukatlarına özgürlük talebini dile getirdi.
Akademisyenlerle dayanışma için gittiği adliyede gözaltına alınan ve sınır dışı kararı beklenirken İngiltere’ye giden İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Chris Stephenson için de dayanışma dövizleri taşıdılar.
"Üniversitelere, öğrencilere ve akademisyenlere uygulanan bu baskı ve sindirme politikalarına karşı duyarlı kamuoyunu tüm öğrenci ve öğretim üyelerini sesini yükseltmeye, dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz. Hepsine özgürlük istiyoruz."
Tutuklu akademisyenin babası: Serbest bırakılmalarını istiyoruz
Tutuklu akademisyenlerde Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya’nın babası Müslüm Kaya da açıklamaya katılanlar arasındaydı. Kaya, çocuğunun ve arkadaşlarının haksız yere tutuklandığını ve serbest kalmalarını istediklerini söyledi.
“Haksız yere tutuklanan çocuğumun ve arkadaşlarının bir an evvel bırakılmasını istiyoruz Memleketimize huzur güzellik gelsin. Savaş istemiyoruz. Madem ki özgürlük, konuşma hakkı varsa çocuğumun da arkadaşlarının da bırakılmasını istiyoruz.
“Bu durumu beklemiyordum. Beklenecek bir durum değildi. Bir özgürlük varsa, konuşma hakkın varsa kendini fikrini anlatabilirsin. Ama üzüntü var. Ne çare ki memleketimizde yasak oldu. İnşallah düzelir diye temenni ediyorum.”
Yılmaz: Arkadaşlarımızın ve sözlerinin yanındayız
Barış İçin Akademisyenler’den İstanbul Üniversitesi doktora öğrencisi Tebessüm Yılmaz da tutuklu akademisyenlerin ve sözlerinin yanlarında olduklarını söyledi.
“Arkadaşlarımızın haksız yere içeride olduklarını biliyoruz. Barış istemekten başka talepleri yok. Bu hepimizin derdi. Derslerimize giremiyor, çalışmalarımıza devam edemiyoruz. Ama bir aradayız, arkadaşlarımızın da sözlerinin de yanındayız.”
TÖDA: Öğrenciler tutuklu
TÖDA adına yapılan açıklamayı Mahmut Koçyiğit okudu. Tutuklu öğrencilerin, onların davalarını izleyen avukatların ve akademisyenlerin tutuklanmasının birbirinden bağımsız olmadığını söylediler.
“TÖDA olarak bugüne kadar yaptığımız çalışmalarda cezaevlerinde, politik faaliyetleri suç sayılarak üniversitelerinden alıkonulmuş, eğitim hakları ellerinden alınmış 274 tutuklu öğrenci olduğu bilgisine ulaştık. Tutuklu öğrenciler cezaevlerinden sürgün ediliyor, eğitim ve sağlık hakları kısıtlanıyor. Marmara Üniversitesi öğrencisi Resul Özbey Van F tipi Cezaevinde ve ileri düzeyde verem hastası. Silivri Cezaevinde tutulan İstanbul Üniversitesi öğrencisi Bayram Yılmaz ise kalp hastalığı var.
“Dışarıda kalan öğrencilere de yükseköğretim kurumlarından yüzlerce soruşturma açılarak, uzaklaştırma, okuldan atma gibi cezalar veriliyor.
“Tutuklu öğrencilerin avukatları gözaltında”
TÖDA, tutuklu öğrencileri ve akademisyenlerin avukatlarının da gözaltına alındığını, avukatların tutuklu öğrencilerin yakın tarihlerde görülecek duruşmalarına hazırlandığını belirtti.
"Yeni gündem: Tutuklu akademisyenler"
Üç akademisyenin tutuklanmasıyla “tutuklu akademisyenler” başlığında yeni bir gündemleri olduğunu aktardı.
“Tutuklu akademisyenler ve tutuklu öğrenciler birbirinden bağımsız iki ayrı gündem değil. Bu tutuklamalar topyekun bilime, eğitime, kaleme, ifadeye hatta toplumun geleceğine, üniversitelerimize açılmış bir savaştır. Hocalarımız ve arkadaşlarımız aynı fakülteleri paylaşan, birlikte bir anlam ifade eden, eğitim kavramının bütününü oluşturan parçalardır." (BK)