Artvin Hopa’da dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2011 yılındaki mitingi öncesi düzenlenen eylemde polisin sıktığı biber gazı sonucu yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümü ile ilgili "taksirle ölüme neden olma" suçlamasıyla 13 polis yargılandığı dava Trabzon 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, 13 sanık polis hakkında beraat kararı verdi.
Kardeşi Neşe Gürhan, "Kardeşim daha morgdayken, Başbakan 'korumam düştü' dedi. Kardeşimin adını da anmadı. Sonrasında o koruma, 'hayır ben kendim düştüm' dedi. O zaman bu kararın verileceği belliydi. Bu karar o zaman verilmişti. Ağabeyimi geri getiremiyoruz, bunları geri göndereceğiz" dedi.
Davanın 11 Haziran 2024’teki duruşmasında savcılık, sanık polislerin ayrı ayrı beraatını istedi.
Saat 8.40 itibarıyla Trabzon Adliyesi'nde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Metin Lokumcu'nun avukatları adliyeye gelmeye başladı.
31 Mayıs 2011'de Hopa'da neler oldu?
Duruşmada Metin Lokumcu ailesi ve avukatları ile sanıkların avukatları hazır bulundu.
Sanıklar
Dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü M.A, Hopa İlçe Emniyet Müdürü F. Ü. ve polis memurları S.B., S.E., T.B., T.V., R.A., M.U., M.S.U., İ.Ç., H.Y., E.D., B.A.K.
Meriç Eyüboğlu: Keşif talebimiz var
Duruşmada ilk olarak Metin Lokumcu’nun ailesinin avukatı Meriç Eyüboğlu konuştu:
“Tanıkların anlattıkları yeterli değil. Biz talep ettik, keşif talep ettik ancak reddedildi. Bize mütalaa da gösterdi ki Metin Lokumcu’nun yaşadıklarının gerçekleştiği alan anlaşılmamış. Boyutları net görülmemiş. Biz halen mahkeme tarafından nasıl bir karar verilirse, olayın gerçekleştiği yeri anlamanızı istedik. Bilirkişi isteyebilirdiniz, ölçümleri isteyebilirdiniz. Metin Lokumcu’nun bulunduğu yerle, o alana gelen gaz bombalarına dair net fikriniz olabilirdi. Dosyada böyle bir bilginin olmaması, önemli bir eksiklik. Meselenin aslı anlaşılmamış. Öncelikle keşif talebimiz var. Uzman bir bilirkişi görevlendirebilebilir. Kendisi olay yerine dair mahkemenize bilgi verebilir. Biz amatör olarak bunu çizdik.”
Eyüboğlu ayrıca, Metin Lokumcu'nun biber gazından etkilendiğini belgeleyen Adli Tıp Raporunu da hatırlattı.
Eyüboğlu: Deliller yeniden incelensin, keşif yapılsın
Bilirkişi Heyetin’de olması gereken kişilerin kimler olması gerektiğine dair bilgi veren Eyüboğlu, şunları söyledi:
“Biz maddi gerçeğe ulaşalım istiyoruz. Biz Türkiye’de bu kararların vermenin ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Ama biz heyetinizden umudumuzu kaybetmedik. Savcının mütalaasına rağmen sizden hukuki bir karar bekliyoruz. Bu kadar insan Trabzon’da adalet var mı? diye geldi bunca insan. Biz tüm rapor ve delillerin yeniden incelenmesini talep ediyoruz. Ayrıca olay yerinde keşif yapılmasını talep ediyoruz.”
Sanıkların avukatları bu taleplerin reddedilmesini istedi. Mahkeme, talepleri reddetti.
“Vicdanen bunları anlatmalıyım”
Ulaş Lokumcu konuştu, şöyle dedi:
“Bugün son duruşma olacak anladığım kadarıyla. Önce not aldım sonra vazgeçtim. Sonra dedim ki hazırlıksız bir şekilde anlatayım dedim. Belki ona göre vicdanlı davranır diye düşündüm. Benim babam bu devletin memuruydu. Polis, savcı, öğrenci yetiştirdi. Benim ona borcum var vicdanen anlatmam gerekiyor.”
Olay günü yaşananları anlatan Lokumcu, şunları söyledi:
“Babamdan daha önce ‘ben böyle bir saldırı görmedim’ bu cümleyi duymadım. Daha önce bu cümleyi daha önce söylemedi. Benim babama sıkılan gazla polisler arasında çok az fark var. Biz bunların anlaşılması için keşif istiyoruz. Bu olay öyle saçma bir şekilde orantısız güce dönüyor, ben anlam veremiyorum. Bu görüntüler bize polislerden geldi. Ben babamın mukavemet ettiğini görmedim. Görüntü var mı? Yok. Bütün hastanelere yazdınız, sordunuz, ‘bir kere düzenli rahatsızlığı yok’. Size 13 yıldır söylüyorum. Bunun hiç mi hükmü yok? İnanın bu insanlara beraat vermenizin umrumda değil. Benim baban biber gazından öldü. Siz vicdanen bunu yapamazsınız. Siz bu mütalaayı sunamazsınız. Okuyorum anlamıyorum. Deli saçması bir şey. Mütalaada sanki bu rapor yok gibi davranılıyor. Ben nasıl adalete inanacağım?"
Lokumcu son olarak şöyle dedi:
“Benim ceza aldırmak istediğim kişi Erdoğan’dır. Kendisi dedi ‘dağıtın orayı’ dedi. Benim polislerle kişisel bir sorunum yok. Erdoğan, Metin Lokumcu’nun görüntüleri var dedi, 13 yıl oldu hani görüntü?”
"Kendinizi benim yerime koyun"
Sonrasında Metin Lokumcu’nun kardeşi Ayşe Bekar konuştu. “O bizim önderimizdi. Ağabeyim sağlığı ile ilgili yanlış bilgi veriliyor. Ağabeyim sağlıksız değildi. Kalbi rahatsızlığı olan biri dağlara tırmanabilir mi? Ölmeden üç ay önce dağda çekilmiş fotoğraflarımız var. Biber gazlarından onca insan öldü hiçbirine ceza kesilmedi. Bizim davada da anlatmalarına rağmen savcı bu mütalaayı açıkladı. Biz nasıl adalete inanalım? Soruyorum, çayına, doğasına sahip çıkmanın bedeli bu mu? Kendinizi bizim yerimize koyun. Ellerini vicdanlarına koysunlar, Türkiye sizi alkışlasın.”
Kardeşlerinden Neşe Gürhan konuştu:
“Bizimle evcilik oynar gibi konuştular. Görmedim, tanımadım bilmiyorum, dediler. Neyi hatırlamıyorlar? Metin Lokumcu’yu öldürmeye geldik demediler bir tek. Metin Lokumcu öldü öldü, toprak oldu. Herkese teşekkür ederiz, bizi yalnız bırakmadıkları için. Metin Lokumcu hasta değildi. Metin Lokumcu öldü öldü toprak oldu. Gelin hepimizi öldürün. Çözüm bu değil.”
"Vicdanlı karar verin, lütfen"
Metin Lokumcu'nun kardeşi Şengül Çiçekoğlu da şöyle dedi:
“Bizim de acılarımızın hafifletilmesini istiyoruz. Aile büyüğümüz kaybedildi. Vicdanınızla karar vermenizi istiyoruz. Lütfen.”
“Bize bir başsağlığı dilenmedi”
Metin Lokumcu’nun kardeşi Mete Lokumcu da şöyle dedi:
“Metin Lokumcu elinde limonla can mücadelesi verirken oradan şu söylendi, ’23 yıldır Metin Lokumcu’nun ailesine başsağlığı dileseydiniz’ dedi. Dönemim başbakanı ‘Bir öğretmenin başbakana taş atması önemli mi?’ Sayın başkan Metin Lokumcu morda aldığım zaman üzerinde yaralar vardı. Oradan bize başsağlığı bile dilenmedi. Erdoğan daha Hopa’da değildi bu olaylar çıktığında. Metin Lokumcu hasta ise biz neden bilmiyorduk? Hopa Devlet Hastanesi’nde bir gün yatmış olsun, yok. O gün tüm sanıklar takla attı Erdoğan'a yalamak üzere. Ben Hopa'yı tanıyamadım, Hopa bulutun içindeydi.”
Metin Lokumcu'nun diğer kardeşi Nilgün Lokumcu şöyle dedi:
“Sanıklar bir kere geldi. Ne diyim karar sizin. Adalet istiyoruz."
"Yasalara uygun insan öldürebilirsiniz"
Metin Lokumcu'nun ailesi sonrasında avukatları konuştu.
Avukat Sercan Aran, “Davalar boyunca anladık ki yasalara uygun bir şekilde insan öldürebilirsiniz. Bu salondaki herkes için bu geçerli. Yasalara uygun ama bu bir cinayet. Yasal öldürme bu. Metin Lokumcu’nun acısı ölümü aydınlık geleceğimizin kurulmasında mihenk taşı olacak. Toplum adına adalet karar vermerinizi talep ediyoruz” dedi.
Metin Lokumcu'nun görüntüleri mahkemede izletildi
Duruşmada konuşan avukat Hasan Haktan, şunları söyledi:
“Bu karar sadece Metin Lokumcu’nun öldürülmesi ile ilgili değil, bu karar aynı zamanda bu bölgedeki bütün doğa savunucularının önümüzdeki yıllardaki kaderlerini tayin edecek.
“Çevremizi savunurken yaşam güvencemiz olacak mı olmayacak mı? Heyetin böyle bir sorumluluğu var. Reşit Kibar yargılaması da belki de Trabzon’a taşınacak. Sizler burada olur musunuz bilmiyorum ama bu çeteler bizi katletmez ise bizler buada olmaya devam edecek. Buradan çıkacak karara göre birileri bir karne hazırlayacak. Burada bir ceza çıkarsa emin olun Reşit Kibar davası buraya gelmeyecek. Bu dosya savcılık mütalaası ile gördük 2911’e sıkıştırıldı. Biz bu davada savunma yapmak zorunda kaldık.
Sonrasında konuşan Avukat Nagihan Bulduk: "Al kurtar memleketi diyor ya bana çok ilham veriyor. Götürülmüyor o gün öldürülüyor. O gün Hopa'da kimse gözaltına alınmadı. Gece alındı bütün gözaltılar” dedi.
Bulduk, Metin Lokumcu'ya müdahale edildiği anların videosunu izletti. Görüntüler üzerinden mütalaadaki çelişkilere dikkat çekti.
Mahkeme keşif talebini kabule etmedi, avukatlar meydanı mahkemeye taşıdı
Mahkeme heyeti, olay yerindeki keşif talebini kabul etmediği için (önceki duruşmalarda ve bu duruşmada), Metin Lokumcu Ailesi’nin avukatı Oya Meriç Eyüboğlu, Hopa’da olayların geçtiği meydanın resmini çizdikleri krokileri mahkemeye sundu. Bu görseller üzerinden olayın detaylarını anlattı ve Metin Lokumcu’nun durduğu yeri ve polislerin gaz kullandığı alanı gösterdi. Aradaki mesafeyi gösteren Eyüboğlu, “Mahkemenizin dikkatine sunuyoruz” dedi. Eyüboğlu, "Bu krokiye göre, Hopa halkının polislere zarar vermesi imkansız, bu kısacık mesafede kullanılan gazların insanları etkilediği ortada" dedi. "Mütalaa özensiz" diye ekledi.
Sanık avukatı Görkem Uysal, “Benim müvekkilim polis, atılan taşlardan yaralandı. Raporu da dosyaya sunduk. Biber gazı kullanmak yasak değil” dedi.
Sanık 13 polisin avukatları beraat talep ettiklerini söyledi. Metin Lokumcu’nun ölümünün kalp krizi olduğunu iddia etti.
Mahkeme, 13 sanık hakkında beraat kararı verdi.
"Karar bizim için yok hükmünde"
Karar, adliye koridorlarında “Metin’den Reşit’e herkes için adalet” sloganı ve alkışlarla protesto edildi.
Adliye önünde açıklama yapan Ulaş Lokumcu, “Belki çoğumuz sonucun böyle olacağını biliyordu. Ama biz son ana kadar bir umut bekliyorduk. Karalamaya çalıştılar, babamı hasta ilan ettiler. Göre göre hukukun sınıfta kaldığını izledik. 13 yıldır anlatmamıza rağmen bizi dinlememişler. Bir 13 yıl boyunca bu adliye koridorlarında süründürmüşler. Biz bunu yaşadık.”
"Güçlünün yanında durdular"
“Babam çok sağlıklıydı. O gün orada haklı bir mücadele verdiğine inanıyorum. Bunu da gönül rahatlığı ile tüm Türkiye’nin gördüğüne eminim. Öfkeliyim. Cümlelerimi seçiyorum, sinirime yenik düşmek istemiyorum. Her gün çok üstümüze geliyorlar. Biz inatla yargıya inanmaya adalete inanmaya çalışıyoruz. Ama devlet hep güçlünün yanında oluyor. Biz haklıyız. Asla bu kararı kabul etmiyoruz.”
(EMK)
Adli Tıp: Lokumcu'nun ölümünde biber gazının etkisi var
31 Mayıs 2011'de Hopa'da neler oldu?
“HADİ AL GÖTÜR BENİ KURTAR MEMLEKETİ”
10 soru/10 yanıt: Metin Lokumcu için adalet
Dava süreci
31 Mayıs 2011 günü Hopa’da, doğanın talan edilmesine, çaya kota konulmasına, HES’lerin yapılmasına itiraz etmek amacıyla yapılacak basın açıklamasına katılmak için Hopa Meydanı’nda bulunan Metin Lokumcu, yoğun kimyasal gaz kullanımı sonrası hayatını kaybetti.
Ölümünden 9 yıl 5 ay sonra, Aralık 2020’de, dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü ve müdür yardımcısı, Hopa İlçe Emniyet Müdürü, Erzurum Çevik Kuvvet Şube Müdürü ve o gün kimyasal gaz kullananlarla birlikte toplam 13 polisin “taksirle öldürme” (TCK 85) suçundan cezalandırılması istemli iddianame hazırlandı.
Dava, duruşma gününe bir gün kala Hopa’dan “güvenlik gerekçeleri” öne sürülerek Trabzon’a taşındı. Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi ikinci duruşmada görevsizlik kararı verdi.
10 yıl 28 gün sonra, 2021 yılında Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından sanıkların “zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama sonucu ölümün meydana gelmesi” (TCK 256’nın yollamasıyla TCK 87/4) suçundan yargılanmaları için, dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesine karar verildi.
Sanık polislerin olası kastla kasten öldürme suçundan (TCK 21/2, 82/1-c) yargılanmaları gerektiğine ilişkin avukatların itirazları görmezden gelindi.
Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 20-21 Aralık 2021 tarihlerinde yapılan ilk duruşmada sanıklar mahkemeye çağrılmadı, SEGBİS ile bağlantı kuruldu.
Yapılan itirazlar sonrasında sanık polislerin mahkemede hazır bulunmasına karar verildi.
Hopa’da olayların geçtiği alanlarda keşif yapılması ve görgü tanıklarının olay yerinde dinlenmesi talepleri ise mahkemece reddedildi.
Metin Lokumcu’nun “kalp hastası” olup olmadığının araştırılması amacıyla, Rize, Trabzon ve Artvin’deki bütün hastanelere yazı yazıldı. Bunun üzerinde hastanelerden gelen cevaplarda Lokumcu’nun iddia edildiği gibi kronik bir kalp rahatsızlığının olmadığı, herhangi bir ilaç kullanmadığı ve kalp rahatsızlığı sebebiyle tedavi görmediği anlaşıldı.
31 Mayıs 2011’de Hopa’da ne kadar gaz kullanıldığının kanunen raporlanması gerekirken, 7 ilin emniyet müdürlüğü o güne dair hiçbir kaydının olmadığını söyledi.
Duruşma sırasında dinlenen iki görgü tanığı Metin Lokumcu’ya polis tarafından cop ve kalkanla vurulurken gördüğünü anlattı. Otopsiye aileyi temsilen katılan görgü tanığı ise otopsi sırasında tıbbi müdahaleden kaynaklanmayan darp izlerini gördüğünü söyledi.
Metin Lokumcu’nun 2012 yılında öldürülmesinden sonra bilirkişi raporu hazırlayan ve ölümün kimyasal gazlardan kaynaklandığı sonucuna ulaşan Türk Tabipleri Birliği bilirkişi heyetinden Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı duruşmaya katılarak, kullanılan gazların ölüme nasıl sebebiyet verdiğini bilimsel olarak anlattı.
1 Şubat 2024 tarihli duruşmada mahkeme olay tutanağında imzası olan 2 polisi dinlemekten vazgeçti ve esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dosyayı duruşma savcısına iletti.
Davanın 11 Haziran'daki duruşmasında savcıl mütalaasını açıkladı ve yargılanan tüm sanıkla için ayrı ayrı beraat istedi.
Metin Lokumcu davasında sanık polislerin beraatı istendi
(EMK)