Fotoğraf: Evrim Kepenek/bianet(arşiv)
Artvin Hopa'da dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mayıs 2011 tarihindeki mitingi öncesinde polisin sıktığı biber gazı sebebiyle fenalaşıp kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun ölümüne dair dava sürüyor.
Davanın bugün Trabzon 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 5’inci duruşmasında sanık polis, “Gaz kullanımından önce herhangi bir uyarı yapıldığını duymadım” dedi.
Duruşmada, "taksirle ölüme neden olmak" suçundan yargılanan 13 sanıktan polis Taner B. hazırdı. Duruşmaya Lokumcu ailesinin yanı sıra çevre kentlerden çok sayıda kişi katıldı.
Katılma talepleri reddedildi
Duruşmada ilk olarak Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Komisyonu, Sinop Nükleer Karşıtı Platform Derneği, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, İkizdere Çevre Derneği, Hemşin Yaşam Derneği, Ordu Çevre Derneği, Eğitim Sen Trabzon Şubesi ve Yeşil Artvin Derneği tarafından katılım talebinde bulunuldu. Mahkeme heyeti bu talepleri, suçtan doğrudan zarar görme ihtimalinin bulunmadığı gerekçesiyle reddetti.
"Talimatla gaz kullandık"
Katılma taleplerinin ardından sanık polis Taner B.’nin savunmasına geçildi. Olay günü geçici görevle Erzurum’dan Hopa’ya geldiklerini söyleyen B. şöyle dedi:
“Erzurum Çevik Kuvvet ekibiyle 50-60 kişi İş Bankası ile inşaat arasındaki alana görevlendirildik. Ben gazcı olarak bulunuyordum. Bizim olduğumuz yerin önünde bir basın açıklaması gerçekleşti.
"Önce TOMA suyla müdahalede bulundu. Sonrasında bize doğru tabureler atıldı. Arkasından bize talimat geldi ve gaz kullanmaya başladık. Metin Lokumcu’yu tanımam. Olay anında şahıs şahıs kişileri ayırmak da mümkün değil.
"O esnada gaz kullanıldıktan sonra bir arkadaşım yaralanmıştı, onun kullandığı aleti alarak ben kullandım. Bizim sorumlu amirimiz Erol Darcan’dı. Bize gaz kullanın talimatı da Erol Darcan’dan geldi."
Sanık beyanının ardından Metin Lokumcu'nun ailesinin avukatları konuştu.
Metin Lokumcu’nun polis müdahalesi nedeniyle yaşamını yitirmesine ilişkin görülen davada, avukatlar dönemin Hopa Kaymakamı Abdullah Aktaş hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
Mahkeme ara kararlarında; tüm talepler ve mütalaa yönünde heyet değişikliği nedeniyle bir sonraki celse değerlendirilmesine karar verdi. Davanın bir sonraki duruşması 30 Eylül’de.
Duruşma sonrasında basına açıklama yapan Metin Lokumcu'nun yakınları, "Adalet istiyoruz" diye seslendi.
Duruşma sonrası basın açıklaması https://t.co/avEJYCDQAN
— Metin Lokumcu Davası (@MetinLokumcuDv) July 1, 2022
TIKLAYIN - 10 soru/10 yanıt: Metin Lokumcu için adalet
TIKLAYIN - Metin Lokumcu davası: Süreç nasıl ilerleyecek?
31 Mayıs 2011'de Hopa'da Neler Oldu?Dönemin Başbakanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim gezileri kapsamında il merkezi yerine bir ilçede miting yapmayı tercih etti. Erdoğan'ın mitingi Hopa sahil dolgu alanında bulunan festival alanında gerçekleşecekti. Başbakan'ın kentlerine geleceğini öğrenen Hopalılar, hidroelektrik santraller ve çay tarımında yaşanan sorunlar üzerine Hopa meydanında basın açıklaması yapmak istediler. Henüz mitinge saatler vardı, henüz Başbakan kente gelmemişti ama basın açıklaması çok sert polis şiddetiyle karşılaştı. HES'lere karşı yaşamı savunmak için horona duranları, çay üreticilerinin hakları için el ele tutuşanları gazlarla boğmak istediler. Metin Lokumcu da, Hopa meydanında, tüm şehri gazla boğmak isteyenlere karşı oradaydı. Korkmadan, yılmadan, cesurca yürüdü üstlerine, "Yeter be" dedi "Yeter, bunalttınız beni". Sonra ellerini arkasına götürdü, kendisini çocukları için feda edercesine haykırdı: hayde alın beni, alın da kurtarın memleketi! Lokumcu; Başbakanı'nın korumaları ve polislerin yoğun kimyasal gazlı saldırısına fazla dayanamadı, ikinci kimyasal gaz bombardımanından sonra meydanda bekleyen ambulansa doğru götürülürken, ambulansın altına yeniden gaz fişeği atıldı. İyice ağırlaştı, Hopa Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Tüm Hopa'nın gaz altına kalmasının, bu gaz kapsülleri nedeniyle bir lokantanın çatısının yanmasının, hedef gözeterek atılan gaz fişekleriyle kafasından, vücudunun çeşitli yerlerinden yaralananların haberleri kulaktan kulağa yayıldıkça protesto için daha çok kişi sokaklara çıktı. Metin Lokumcu'nun ölüm haberi bardağı taşıran son damla oldu. Ağır polis şiddeti nedeniyle çok sayıda Hopalı yaralandı, hastane önünde bekleyenler de bu şiddete maruz kaldı. Hopa'da ismi konmamış sıkıyönetim ilan edildi; siyasi partiler, dernekler, oteller, kahvehaneler basıldı. O gece yapılan nokta operasyonlar ile 60 kişi darp edilerek gözaltına alındı. Telefon hatları ve internet bağlantıları kesildi. Hopa kent merkezine giriş-çıkış yasaklandı... Metin Lokumcu'nun ölüm haberi üzerine Hopa'da başlayan protestolar hızla yayıldı. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere birçok kentte Metin Lokumcu'nun polis şiddetiyle öldürülmesi protesto edildi. Türkiye'nin her yerinde 100'lerce insan gözaltına alındı, tutuklandı, yargılandı. Hopa'da gözaltına alınanlar, ailelerine ve avukatlarına haber verilmeksizin bir gece yarısı Erzurum'a kaçırıldı. Uzun ve zorlu gözaltı sürecinin sonunda tutuklanan 17 kişi, Erzurum Yüksek Güvenlikli Cezaevine götürüldü. 7 ayı aşkın süre hapishanede kaldı. |
(EMK)