17 Ağustos 1999'da yaşanan Kocaeli, Gölcük merkezli depremin üzerinden tam 24 yıl geçti.
Marmara Bölgesi'nin yanı sıra Ankara'dan İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedilen, ancak sonuçları itibariyle tüm ülkeyi sarsan depremde, resmî verilere göre 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 48 bin 901 kişi de yaralandı.
Ayrıca yıkık-ağır hasarlı 96 bin 796 konut ve 15 bin 939 işyeri, orta hasarlı 107 bin 315 konut ve 16 bin 816 işyeri ve az hasarlı 113 bin 382 konut ve 14 bin 657 işyeri olmak üzere toplam 364 bin 905 hasarlı konut ve işyeri tespiti yapıldı.
Resmî olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50 bin kişi hayatını kaybederken, ağır-hafif 100 bine yakın kişi de yaralandı, 133 bin 683 çöken bina ile yaklaşık 600 bin kişi evsiz kaldı ve 16 milyon insan değişik düzeylerde depremden etkilendi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu ve TMMOB'ye bağlı odalar, 17 Ağustos Marmara Depremi'nin yıl dönümüne ilişkin yaptıkları açıklamalarda, aradan geçen 24 yılda Türkiye'nin afetlere dirençli bir ülke haline getirilemediğine dikkat çekti.
Bu durumun 6 Şubat'ta yaşanan Maraş merkezli depremlerde de görüldüğünü belirten meslek örgütleri, olası İstanbul depremi için uyarılarda bulundu, "Can ve mal kaybını en aza indirmek bilimsel ve teknik olarak mümkün" diyerek yetkililere seslendi.
TMMOB: Çağdaş bir "risk yönetim" sistemi oluşturulmalı
"Benzer felaketleri bir daha yaşamamak için derhal adım atılmalıdır. Yapı denetimi sistemi TMMOB ve bağlı Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla kamusal bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir. Yapılaşmadan kaynaklanan risklerin bertaraf edilmesi için çağdaş bir 'risk yönetim' sistemi oluşturulmalıdır.
"Güvenli yapılaşmanın sağlanması ve tüm bu süreçlerin sağlıklı işletilebilmesi için meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci modeli benimsenmelidir. Depremlerde can kayıplarının önlenmesi için izlenmesi gereken tek yol mühendislik ve mimarlık hizmetlerinin bilimsel-teknik doğruların ışığında kamucu bir yaklaşımla uygulanmasıdır."
TMMOB Başkanı Emin Koramaz'ın açıklamasının tamamı için tıklayın
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası: Afet farkındalığı yükseltilmeli
"AKP iktidarı 20 yılı aşkın süredir ülkemizi doğa kaynaklı afetlere hazır hale getirip, risklerini azaltmak yerine imar afları, kentsel dönüşüm yerine rantsal dönüşümü esas alan uygulamalar, fay zonlarının üstü, sıvılaşma, heyelan, kaya düşmesi, çığ ve taşkın tehlikesi yüksek jeolojik sakıncalı alanları imara açmak gibi uygulamalarla, afet risklerini daha da artırmıştır.
"Doğa kaynaklı olayların afete dönüşmemesi ve ülkemizde yaşanan acıların tekrarlanmaması için doğa ve teknoloji kaynaklı afet risklerine karşı etkin bir mevzuat altyapısını, güçlü kurumsal yapılanmayı, afet güvenliğini önceleyen bir ekonomiyi, tedbirleri kararlılıkla uygulayan bir siyaseti ve afet farkındalığı yüksek bir toplumu yaratmak ve bu yolda ilerlemek zorundayız."
Açıklamanın tamamı için tıklayın
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası: Yapı denetim sistemi değişmeli
"Tarihimizin en yıkıcı depremlerinden olan 17 Ağustos Marmara Depreminin üzerinden 24 yıl, 6 Şubat Depremlerinin üzerindense 6 ay geçti. Söz konusu depremlerin, coğrafyamızın gördüğü en büyük depremlerden olduğuna hiç kuşku yok.
"6 Şubat depremleri açık bir şekilde göstermiştir ki yapı denetim hizmeti en temelde bir kamu görevi olarak ele alınmalı, serbest piyasa koşullarına terk edilmemelidir.
"Gerek merkezi, gerekse yerel yöneticilerin esnetip gevşetemeyeceği yasal düzenlemeler yapılmalı, kaynakların doğru ve yerinde kullanımı için önlemler alınmalı, aksine davranışların hukuki ve cezai yaptırımları olmalıdır."
"Sağlıklı yapılaşma, nitelikli bilimsel/teknik kurallar, nitelikli eğitim, nitelikli mesleki hizmetler, nitelikli müteahhitlik ve nitelikli kamusal denetim ile mümkündür."
Açıklamanın tamamı için tıklayın
TMMOB Mimarlar Odası: Dönüşüm ve kentleşme politikaları terk edilmeli
"Yaşanan depremler gerekçe gösterilerek; iktidar; afet ve kriz koşullarını kendi adına bir fırsata dönüştürmüştür.
Kamusal ve hukuki denetim yok sayılarak planlama ve imar süreci yeniden yapılandırılmış, kamuya ait kaynaklar, kentler, doğal, kültürel değerler yatırım araçlarına dönüştürülmüştür.
Bugüne kadar pek çok yurttaşın hayatına mal olmuş ve olmaya devam eden, büyük yıkımlara ve kayıplara sebep olan rant odaklı planlama, kentleşme ve yapılaşma politikaları terk edilmelidir.
Planlamadan, yapı üretim ve kullanım sürecine; asli sorumluluklarını yerine getirmeyerek kayıplara sebep olan tüm sorumlular bağımsız yargıya ve topluma hesap vermelidir."
Açıklamanın tamamı için tıklayın
TMMOB Maden Mühendisleri Odası: AFAD'ın yapısı değiştirilmeli
"İktidara çağrımızdır: Birincisi; 6 Şubat Depremleri olası İstanbul depremi için çok önemli bir uyarı olarak görülerek, güvenli yapılaşma konusunda TMMOB ve ilgili meslek Odalarının açıklamalarına ve raporlarına, bilim çevrelerinin uyarılarına kulak verilmelidir.
"İkincisi; Arama kurtarma çalışmalarını yürütecek ekipleri nicelik, nitelik ve araç-gereç açısından güçlendirilmeli, arama kurtarma çalışmalarının koordinasyon ve icra merkezlerinde deneyimli maden mühendisleri görevlendirilmeli, arama kurtarma ekiplerinin başına birer maden mühendisi sorumlu olarak atanmalıdır.
"Bunun için, AFAD'ın yapısı değiştirilmeli, madencilerin arama-kurtarma çalışmalarındaki mesleki deneyimleri ve yetenekleri göz önüne alınarak yeniden yapılandırılmalı, yapılandırma sürecinde Odamız ile AFAD arasında protokol imzalanarak çalışmalara gecikmeden başlanılmalıdır."
Açıklamanın tamamı için tıklayın
TMMOB Makina Mühendisleri Odası: Rantçı yaklaşım reddedilmeli
"Depremlere karşı önlemler bütünlüğünü, güvenli yapılaşmayı, halkın sağlıklı yaşam ve doğal çevre hakkı ile kamusal denetimi yok sayan piyasacı rantçı yaklaşımın reddedilmesi gereklidir.
"Depremle ilgili bütün kurum ve kuruluşlar, ilgili Meslek Odaları ve bilim çevreleriyle ilişkilendirilerek yeniden ve liyakat-uzmanlık temelinde yeniden yapılandırılmalıdır."
Açıklamanın tamamı için tıklayın
TMMOB Şehir Plancıları Odası: İstanbul'a özel yasayı reddediyoruz
"24 yılda yapılan yasal düzenlemeler, yerel ve merkezi idarelere tanımlanan yetkiler, imar afları İstanbul başta olmak üzere ülkenin tüm kentlerini rantın merkezleri haline getirirken, geçtiğimiz haftalarda İstanbul'a özel bir yasa hazırlanması gündeme getirildi.
"Öyleyse soruyoruz: 24 yılda iktidar, elindeki sonsuz ve sınırsız güç ile hazırladığı tüm yasal düzenlemelere rağmen neyi yapamamıştır ki, bugün İstanbul'a -daha da- ayrıcalıklı imar hakları tanımlayacak, herkesin olan yaşam hakkını İstanbul'a özel koşullara indirgeyecek özel bir yasadan medet ummaktadır? Sorun yasalarda değil, sorun politikalarda değil, sorun yasaların ve politikaların uygulanış şeklindedir.
"17 Ağustos depreminin 24. yılında, İstanbul'un yaklaşan büyük depremi hazırlıksız ve dirençsiz bir şekilde beklediğini bir kez daha hatırlatıyor, bilimin ve planlamanın rehberliğinde, güvenli yaşam hakkını odağına alan kamu politikalarının ivedilikle hayata geçirilmesi için meslek odalarıyla, üniversitelerle, ilgili STK'larla ve halkla birlikte hareket edilmesi için merkezi ve yerel tüm idarelere çağrı yapıyoruz."
TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi'nin açıklamasının tamamı için tıklayın
(VC)