Almanya Başbakanı Angela Merkel, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi.
Görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlediler.
Merkel, daha sonra Meclis’e giderek darbe girişimi sırasında bombalanan kısımları ziyaret edecek ve ardından Başbakan Binali Yıldırım ile de görüşecek.
Erdoğan: AB sürecini ve NATO’yu görüştük
Basın toplantısında sözü ilk alan Cumhurbaşkanı Erdoğan özetle şunları söyledi:
“Askeri, siyasi, ekonomik tüm ilişkilerle ulusal, bölgesel tüm terör olaylarını ele alma değerlendirme fırsatı bulduk. Türkiye Almanya ilişkilerini değerlendirme imkanımız oldu. Siyasi ilişkilerde gerek AB [Avrupa Birliği] süreci olsun gerekse NATO ile ilgili konular olsun görüşme imkanımız oldu.
“Ege’deki gelişmeleri değerlendirme fırsatımız oldu.
“Bölgesel olarak ağırlıklı Suriye, Irak konularını değerlendirdik.
“Mülteci sorununu ele alma imkanımız oldu.”
Merkel: Suç, bireysel olarak cezalandırılmalı
“Bu benim darbe teşebbüsünden sonraki ilk ziyaretim. Bu olayı da ele aldık.
“Darbe teşebbüsüne neden olanların da cezalandırılması gerektiğini ama aynı zamanda suçun bireysel olarak cezalandırılması gerektiğini ifade ettim.
“Bu önemli süreçte ifade özgürlüğüne saygı duyulması gerektiğine işaret ettim. Alman gazetecilerin de burada çalışmaları için akreditasyonlarını almaları gerektiğini ifade ettim.
“Her türlü terörle mücadelede yakın bir işbirliği içinde olmamız gerektiğini konuştuk. İlişkiler iyi fakat ekonomik ilişkiler daha da iyi olabilir.
“Mülteci konusu Almanya, Türkiye ve AB için önemli bir konu. AB’nin vaat etmiş olduğu finans desteğin en kısa sürede gerçekleşmesi gerektiğini ifade ettim. Tabii ki somut projelere…
“Suriye konusunda siyasi görüşmelerin sürdürülmesini istiyoruz. Zannediyorum ki AB ile Türkiye arasındaki anlaşma her iki tarafın çıkarına oldu.”
Merkel’den referandumda gözlemci önerisi
Merkel, “Türkiye’de yapılacak olan referandumla ilgili, Anayasa değişikliği kabul edilirse muhalefette güçlerin dağılımının zarar göreceği endişesi var” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Bu kadar derin bir siyasi dönüşüm sürecinde, güçlerin dağılımının, toplumun çeşitliliğini teminat alacak şekilde düzenlenmesi için çaba sarf edilmeli. Referandumda AGİT gözlemcilerinin olmasının iyi olacağını söyledim. Türkiye halkının savunduğu demokratik ilkelerin yeni sistemde korunması gerektiğini söyledim.”
Erdoğan: Yasama yürütme yargı yine var
Erdoğan ise konuyla ilgili şu yorumu yaptı:
“Bir defa muhalefetin özellikle güçler ayrılığıyla ilgili tezinin şu anda yapılmakta olan cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik olarak en ufak bir hakikat payı yok.
“Yasama yürütme yargı yine var. Yani burada güçler ayrılığı noktasında bunların yok edilmesi söz konusu değil.
“Burada bütün mesele şudur: Bir defa yürütmenin çok daha seri çalışmasını sağlayacak imkanlar verilmiş. Yasamanın çok daha seri çalışma imkanı verilmiş. Yargı varlığını koruyor işlevini sürdürecektir. Muhalefetin hedef saptırmaya yönelik attığı adımlardan başka bir şey değildir. Kampanya süreci başlayacaktır. Zannediyorum nisan ayında sandık gelecektir.”
Merkel: Mahkemeye saygı duymalıyız
Merkel, “suçlu iadesi” tartışmasıyla ilgili de şunları söyledi:
“Biz terörle mücadele konusunda kararlıyız. Adım atmamız için elimizde kanıtların olması gerekiyor. Mahkemeler bunları değerlendiriyor. Mahkemelerin ve bağımsız incelemelerin sonucuna saygı duymalıyız.”
Erdoğan’dan “İslamist terör” sözüne tepki
Erdoğan, “İslamist terör” ifadesine tepki gösterdi:
“İslamist terör ifadesi biz Müslümanları ciddi manada üzmektedir. Böyle bir ifade kullanılamaz, doğru değildir. Çünkü İslam ile terör bir araya gelemez. İslam'ın kelime anlamı barıştır. Dolayısıyla kelime anlamı barış olan bir ifadeyi eğer biz terörle yan yana getirirsek bu, o dinin mensuplarını üzer.
“DEAŞ terör örgütünden dolayı, kalkıp 'İslamist terör'ü kullanırsak bu üzücü olur. Bunu lütfen kullanmayalım. Çünkü kullanıldığı sürece biz bunun karşısında durmak durumundayız, sessiz kalırsak bunu kabul olur. Ben Müslüman Cumhurbaşkanı olarak bunu asla kabul edemem. Şu anda dünyada DEAŞ'a karşı bizim verdiğimiz mücadeleyi veren bir ikinci ülke yok.”
Merkel ise “Din özgürlüğünü demokrasinin çok önemli bir parçası olarak görüyorum. Almanya’da Müslümanların inançlarını özgürce yaşaması için elimizden geleni yapıyoruz. İslami ve İslamist arasında bir fark var” diye konuştu. (AS)