Hükümetin anayasa değişikliği paketinde memurlara toplu sözleşme ve grev hakkının resmen tanınması da yer alıyor. Ancak uygulamada, bu haklar zaten mevcut. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin iki kararı, Türkiye'nin memurlara toplu sözleşmeyi ve grevi yasaklayan uygulamalarını mahkum etti.
bianet'in görüştüğü Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Başkanı Sami Evren ve konfederasyonun hukuk danışmanı Oya Aydın Türkiye'nin bu kararları herhangi bir anayasa değişikliği yapmaksızın uygulayabileceğini söyledi. Evren hükümetin diğer yandan memurların iş güvencelerini ortadan kaldıracak uygulamaları sürdürmesini de eleştirdi.
Toplu sözleşme yerine toplu görüşme, grev hakkı yerine grev yasağı
Anayasada, memurlara toplu sözleşme yerine son sözü hükümetin söylediği "toplu görüşme" süreci tanımlanıyor. Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası da bu sürecin ayrıntılarını tanımlıyor.
Anayasada hak grevi, dayanışma grevi, genel grev, işyeri işgali, iş yavaşlatma yasaklanmış durumda. Ayrıca işverenler için de lokavt hakkı tanınmış durumda.
Devlet Memurları Yasası'nda memurların grev düzenlemesini, greve katılmalarını yasaklayan "grev yasağı" başlıklı bir madde var.
Yasakların, sınırların hiçbiri geçerli değil
AİHM, 2008'de Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası'yla ilgili aldığı kararında, "toplu sözleşme hakkı yoksa, sendikal haklar işe yaramaz" diyerek, Türkiye'de memurların toplu sözleşme hakkının olduğunu ortaya koymuştu.
AİHM, bir başka kararında sendikacı Erhan Karaçay'a sendika eylemine katıldığı için verilen cezayı haksız bulmuş ve iki yıl önce Türkiye'yi mahkum etmişti. Strasbourg'daki mahkeme, memurların grev ve iş bırakma hakkını da bu kararla belirtmiş oldu.
Özetle, kamu emekçilerinin hem grev hem de toplu sözleşme hakkı var; ancak hükümet bunu uygulamıyor. Evren ve Aydın geçen yıl 25 Kasım'da düzenledikleri bir günlük genel grev söz konusu olduğunda, Başbakan'ın ve idarecilerin "yasadışı" diyerek emekçileri tehdit edişini anımsatıyor.
Yapılacaklar belli
Evren ve Aydın, uluslararası standartlara göre hükümetin yapması gerekenleri şöyle sıraladı:
Toplu pazarlık: Anayasa'dan ve Kamu Çalışanları Sendikaları Yasası'ndan "toplu görüşme" metni çıkmalı. Toplu sözleşme, toplu pazarlık hakkı güvenceye alınmalı.
Grev: Genel grev, hHak ve dayanışma grevleri yasağı kalkmalı; bu haklar güvenceye alınmalı. Grev Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) standartlarına göre, yalnızca afetlerde ve acil, can ve mal kurtarma süreçlerinde ertelenebilmeli.
Lokavt dışarı: Lokavt anayasadan çıkmalı; Türkiye bu hakkı anayasasında tanıyan istisna ülkelerden biri.
Avrupa Sosyal Şartı çekinceleri: Avrupa Sosyal Şartı'nın iki maddesindeki çekinceler kalkmalı. Bunlar, silahlı kuvvetler hariç, polisler de dahil bütün kamu emekçilerinin, herkesin sendikalaşma hakkını güvenceye alan 5. madde ve herkes için toplu pazarlık ve grev hakkını güvenceye alan 6. madde. AİHM zaten bu çekinceleri dikkate almadığını Türkiye'yle ilgili kararlarında vurgulamıştı. (TK)