"Ahmet Kaya’nın mezarına Türkiye yazınca, ona zarar vermiş olmuyorsunuz. Bu vicdan meselesi değil akıl meselesi. Siz gidip o mezara Türkiye yazınca vatanı kurtarmış mı oluyorsunuz? Siz bunu yaparken Ahmet Kaya'yı bir kere daha öldürdüğünüzü mü sanıyorsanız? Siz Ahmet Kaya’yı öldüremezsiniz."
Sanatçı Ahmet Kaya'nın Paris’te yaşayan kızı Melis Kaya’nın bu sözleri Ölülere Saygı ve Adalet Konferansı'nda yankılandı.
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi'nin, Şişli Nazım Hikmet Kültür Evi'nde düzenlediği, "Ölüye Saygı ve Adalet Konferansı" ikinci gününde “tutulamayan yas ve ölülere yönelik şiddetle mücadele” konusu masaya yatırıldı.
Konferansın son oturumunda “Tutulamayan yaslar ve ölülere yönelik şiddetle mücadele” konusuydu. Oturumu Elif Bulut yönetirken, Evin Genç, Eyüp Burç, Nafiye Yiğit ve Melis Kaya konuşmacı olarak yer aldı.
“Sistem ölüden de intikam alıyor“
İlk olarak ANYAKAY-DER Evin Genç konuştu.
Genç, “Ölü bedene müdahale etmek çok acılıdır. Sistem, ölülere müdahale ediyor. Sistem ölüden de intikam alıyor. Tarihin hiçbir sayfasında bugünlerde olduğu gibi ölüye yapılan saygısızlığa rastlamıyoruz.
"Garzan Mezarlığı’ndaki ölülere yapılanları biliyoruz. Ölüler sürgün ediliyor. Kargo ile gönderilen cenazeler, buzdolabında bekletilen çocuk bedenleri. Kürtlere yapılan bu zulüm bir gün nefret olarak dönecektir.
“Bin yıldır birlikte yaşıyoruz diyenlere çağrımızdır, hangi inanca göre cenazelerimize bu vahşeti yapıyorsunuz? Bu mudur müslümanlık?”
“Çocuklarımızın kemiğine hasretiz”
Barış Anneleri’nden Nafiye Yiğit söz aldı. Şu noktalara değindi:
“Barış Anneleri olarak 23 yıldır çalışmalar yapıyoruz. Hiç kimse ölmesin, hiçbir anne ağlamasın diye mücadele ettik şimdiye kadar ama kimse bize el uzatmadı.
"Aramızdaki her bir anne üç çocuğunu, dört çocuğunu vermis anneler var aramızda ben oğlumu yitirdim. Çok zorluk çektim hiç bir anne bunu çekmesin. Barış Anneleri olarak kimse zarar görmesin diye mücadele ettim.
"Anneler olarak kendimizi canlı kalkan yaptık. Askerlere geleceğine kurşun bize gelsin dedik, gerillaya geleceğine bize gelsin dedik. Barış köprüsü olalım dedik ama kimse bize el uzatmadı.
"Beyaz eşarp barış sembolü olarak görülüyor. Savaşan iki tarafın arasına açacağız dedik. İki tarafın arasına bu atıldığında savaş dururdu geçmişte.
"Ama bizi dikkate almadılar. Binlerce annelerin çocukları insanların cenazeleri ortada yok. Çocuklarımızın bir kemiğinin parçasına dair hasret durumundayız. Anneler bu ülkeye barış gelsin diye sokaktalar."
“Ahmet Kaya'yı öldüremezsiniz"
Sanatçı Ahmet Kaya’nın skyp bağlantısı ile konferansa bağlanan kızı Melis Kaya konuştu. Şu noktalara değindi:
“Çok ağır tanıklıklar dinledik. Bunun üzerine konuşmak benim için çok zor olacak. Fakat Kasım 2021'de Ahmet Kaya’nın mezarına yapılan saldırıyı da bunlardan bağımsız düşünemeyiz.
"Biraz babamın mezarlığından söz edeyim. Büyük bir yer neredeyse kasaba gibi. İçinde sokakların caddelerin olduğu, güvenliklerin gezdiği bir yer. Paris Komüni’nden bugüne kadar onlarca aydın, sanatçı, ilerici, devrimci insanın mezarının da burada olduğunu ve bir açık hava müzesi olduğunu da söyleyebiliriz.
“Aynı zamanda en bilinenler Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya fakat başka Kürt siyasetçiler de var. Geçen yıl Kasım ayında babam Ahmet Kaya’nın 21. ölüm yıldönümünden hemen önce babamın mezarlığına saldırı yapıldı. Ben saldırıyı bana gelen mesajlardan öğrendim.
"Çok geç bir saatti. O gelen videolarda şunu gördüm. Babamın mezarının başındaki kısmına Türkiye yazılmıştı. Bazı yerlerin kırıldığını gördüm.
"Ben bunları gördüğümde mezarlık kapandığından gidemedim ama ertesi gün hemen gittim. Gittiğimde ‘Türkiye’ yazısı görünüyordu. O arada Paris İl Mezarlıklar Müdürlüğü aradı.
"İlk defa böyle bir şeyle karşılaştıklarını söyledi. Mezarlığın müdürü refleks olarak diğer Kürtlerin mezarlarına da baktıklarını söyledi. Sonra emniyettekiler saldırının 5 dakika içinde gerçekleştirildiğini söyledi."
"Akıl meselesi"
Kaya, babası Ahmet Kaya'nın "Tarifi imkansız acılar içindeyim Gurbette akşam oldu yine rüzgar peşindeyim Yurdumdan uzak yağmurlar içindeyim Akşam oldu sürgün susuyor" Sürgün Acısı şiirini hatırlattı ve konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ahmet Kaya’nın mezarına Türkiye yazınca, ona zarar vermiş olmuyorsunuz.
"Bu vicdan meselesi değil akıl meselesi. Siz gidip o mezara Türkiye yazınca vatanı kurtarmış mı oluyorsunuz? Siz bunu yaparken Ahmet Kaya'yı bir kere daha öldürdüğünüzü mü sanıyorsanız? Siz Ahmet Kaya’yı öldüremezsiniz.
"Biz daha önce de benzer saldırıları gördük. Katledilip bedeni buzdolabında bekletilen çocuklarımızı, katledilen bedeni sokakta bekletilen annelerimizi, yıllardır kemikleri için mücadele eden annelerimizi biz unutmadık, unutmayacağız.
"Bizim kolektif hafızamızda bu yaşıyor. Nerede olursak olalım biz bu nefretin acemisi değiliz. Bize sadece yeni mücadele alanı açıyor bu tip nefret saldırıları. İnisiyatifi çok önemsiyorum bütün aklım ve kalbimle sizlerle dayanışma içindeyim. Kürtçe merhaba dedim. Kürtçe bitireyim..."
Son olarak Eyüp Burç konuştu. Êzidîler açısından ölüye saygısızlığı teorik çerçevede anlattı. Burç, Êzidîler'in tarij boyunca yaşadığı hak ihlallerini de anlattı. Konferans, forum kısmıyla devam etti.
(EMK/ED/RT)