Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Melda Onur 30 Ağustos’tan beri Karadeniz İsyandadır Platformu’nun düzenlediği 3.Karadeniz Doğa ve Yaşam Yolculuğu’nda.
Termik santraller, maden ocakları ve hidroelektrik santrallere (HES) karşı yereldeki direnişlerle dayanışma ve doğa talanına dikkat çekmek için düzenleyen yolculuk Ereğli’den başladı.
Amasra ve Sinop’un ardından vardıkları Fatsa’dayken konuştuğumuz Melda Onur yolculuğa katılma nedenlerini, karşılaştıklarını, yapılması gerekenleri ve yapmayı planladıklarını anlattı.
Milletvekili direnişte kadınların etkinliğinin altını çizdi, yereldeki çevre hareketlerinin birbirine entegre olmasının önemine değindi, gittikleri yerlerdeki halkı Meclis’e çağırdığını da ekledi.
Yolculuktayım çünkü…
Melda Onur, yolculuğa katılma nedenlerini sıralarken ülkenin çeşitli yerlerinde var olan, kimi zaman zayıf, kimi zaman güçlü toplumsal muhalefeti kamuoyuna duyurmak açısından bir milletvekilinin de yolcukta olmasının önemine değindi. Diğer nedenlerini şöyle sıraladı:
“Çevre komisyonu üyesiyim, gittiğim yerlerde araştırmalar yapıp, veriler toplayabiliyorum. Köylülerin yaklaşımını, çevre hareketinin gücünü, kendi örgütlerimizin yaklaşımını görmek açısında da önemli.
“Bir milletvekili geldiğinde parti kurumsal olarak ilgilenmiş oluyor, onlar açısından daha motive edici olmuş oluyor. Birlikte takip edeceğimizi söylüyorum.”
Direnişteki kadınlar
Melda Onur, inşaatlar başlamadan hareketliliğin pek olamayabildiğini belirtirken, kadınların durumu daha iyi anladığını ve yereldeki çevre mücadelesinin kadın hareketiyle özdeşleştiğini söylüyor:
“Türkiye genelinde inşaatların başlamadığı yerlerde bir duyarsızlık olabiliyor. Çünkü daha ne olduğunu görmüyor. İnşaat başladıktan sonra çok büyük kıyametler kokuyor, çünkü insanlar sularının azaldığını, kirlendiğini, göç etmek zorunda kalacaklarını görüyorlar.
“Biz bunun için inşa başlamadan önce daha sonra başlarına neler geleceğini anlatmak için bilinçlendirmeye çalışıyoruz.”
“Kadınlar bu durumu daha iyi anlıyor. Türkiye’nin her yerinde bu iş kadın hareketiyle özdeşleşmiş. Onun için kadınlar Tortum’da iş makinesinin önüne atıyorlar, İkizdere’dekiler dayak yiyorlar.
“Erkekler biraz daha ‘Bir bakalım’cı. Herhalde daha çok bir yerlerde ücretli olara çalışıyorlar. Onlar için maaşlı olarak çalışınca nerede çalıştıklarının çok da önemi olmayabiliyor. Ama kadın orada yaşamı, toprağı, suyu, çocuklarını, evini ayakta tutmaya çalışıyor. Onu açısından daha belirleyici oluyor direnişlerde hangi tarafta olacağı.
“Özellikle inşaatların daha başlamadığı yerlerden Ereğli’de kadınların ilgisi daha fazlaydı.”
Nükleer
Yolculuğun bir durağı da nükleer santrale karşı mücadelenin sürdüğü Sinop’tu. Melda Onur nükleerin saatli bomba gibi olduğunu ve uluslararası önemi olduğunu söylüyor.
“Bu kadar güzel bir doğaya değil, hiçbir yere nükleer yapılamaz” diyen Melda Onur, nükleere karşı özel bir çalışmanın gerektiğini söyledi.
Sinop’un balıkçılık, tarım ve turizm gücüne dikkat çeken Onur, kentin herhangi bir enerji yatırımı içi uygun olmayacağını anlattı.
“Çok bol ve nefis balıklar çıkıyor, Türkiye’de hiç görmediğim kadar güzel bir fiyortta insanlar yüzüyor, İğne Burnu doğasıyla çok güzel. Nükleer santral bunları tamamen yok eden bir proje, buna karşı soru önergesi de verdim.”
Şimdi bulundukları Fatsa’da da altın madenleri söz konusu. Onur, henüz çalışma olmadığını, direnişteki köylülerle görüşmeye gittiklerini söyledi.
Çevre hareketleri entegrasyonu
Melda Onur, çevre hareketinin eskiden daha çok yerel dinamiklerin katıldığı minik hareketler olduğunu ancak toplumsal muhalefet, doğa ve kentsel dönüşüm talanıyla birbirlerine eklemlenmeye başladığını anlattı.
“Bundan sonra yapılması gereken entegre bir şekilde bu işe karşı çıkmak. Amasra’daki termik santral karşıtı mücadeleyle İzmir’dekinin, kuzeydeki ile güneydoğudaki HES mücadelesinin aynı olması gerekiyor.”
Bunu gerçekleştirmek için büyük bir çevre platformu oluşturması yönündeki çalışmanın çok faydalı olacağını belirten Onur, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden çevre gruplarını bir araya getirip ağ oluşturmak için elinden geleni yapacağını söyledi.
Direniştekilere Meclis daveti
Gezip gördüklerini Meclis’e nasıl taşıyacağı sorumuzu ise şöyle cevapladı:
“Gittiğimiz her yerle ilgili soru önergesi vereceğiz. Bunun yanında her yerin halkını Meclis’e davet ettim. ‘Meclis açılınca sırayla gelin, basın açıklaması yapın, grup başkanları, komisyon üyeleriyle görüştüreyim’ dedim. Meclis’e gelince kamuoyunu etkileme ve sahiplenme oluyor. Kamuoyu yaratma ve projelerden geri adım attırmaya çalışacağız.”
Melda Onur kurultay çalışmaları nedeniyle Ordu’da ayrılacağı yolculuk Rize ve Arhavi’ye uzanarak 6 Eylül’de sona erecek. Yolculuğu twitter üzerinden #DoğalDireniş etiketiyle takip edebilirsiniz. (BK)
* Fotoğraflar: Melda Onur / twitter