Haberi: Eylem Aktaş, mediapart.fr'den çevirdi.
Meksika’da Ocak ayında, her gün onun üzerinde kadın öldürülüyor. Yeni sol hükümet ise bu konuya değinmekten kaçınıyor.
TIKLAYIN - bianet erkek şiddeti çeteleleri
Zue Valenzuela metro çıkışında beklerken, arkasından yaklaşan biri onu çantasından tuttuğu gibi sürüklemeye başladı. Valenzuela önce bir hırsızlık olayı zannetmesine karşın, iki kişinin olduğu bir araca sürüklenmeye başlandığı an paniklemeye başladı. Valenzuela, şöyle konuştu:
"Kendimi yere attım ve çığlık atmaya başladım. Tam o sırada sokaktan genç bir adam geçiyordu ve saldırganın 'Onu tanıyorum, bir sinir krizi geçiriyor. Hadi, yürüyün , eve gidelim' Saldırgan kaçarken, yüzümdeki şaşkın ifadeyi gören genç adam, hemen polisleri aradı."
Meksika medyası: "Sakin ol aşkım"
Olay 15 Ocak saat 22.30'da Coyoacán metro durağında, Başkentin güneyindeki sakin, en yaşanılabilir olarak adlandırılan semtlerden birinde gerçekleşti. Bir sonraki ay ise 48 kişi saldırı teşebbüslerinden dolayı şikayette bulundu. Meksika medyasının ise bu şikayetlere karşı cevabı "Sakin ol aşkım" oldu.
Hükümet raporlarına göre 2015’ten beri saldırılarda ve cinayetlerde büyük bir artış var. 2018’de en az 3 bin 600 kadın öldürüldü. Buna rağmen cinayetler hükümetin "ilgi" alanına girmiyor.
STK ve hükümetin raporları farklı
İki kadından biri her gün öldürülüyor lakin hükümet istatistiklerine göre geçen yıl sadece 861 cinayet bu kategoriye alındı. Buna karşın sivil toplum kuruluşları tarafından hazırlanan raporlar ise dehşet verici. Birleşmiş Milletler 2018 kadın raporuna göre, Meksika’da günde 7’den fazla kadın cinayeti gerçekleşiyor.
İki rapor arasındaki farkın en büyük nedeni ise yasaların yorumlamaya açık oluşu, net olmayışı ve ceza kanununda kapsayıcı bir şekilde yer almaması şeklinde sıralanıyor.
Suçun kapsamlı bir şekilde tanımını yapanlar ve tanıyanlar ise bunu sistematik bir şekilde uygulamaya koymuyor. Zúe Valenzuela şikayette bulunmak için karakola gittiği zaman yetkililer direk şu sonuca vardı: "Hiçbir şey çalınmamış, Valenzuela sağlıklı ve hayatta bu yüzden soruşturma açacak herhangi bir veri bulunmuyor."
Baskı altında yetkililer, "Hırsızlık teşebbüsü" adı altında bir dosya açmak zorunda kaldılar. "Ne olacağını çok iyi bir şekilde bildiğim için, karakola gitmek istemedim" diyen Valenzuela şöyle devam etti:
"Bana büyük bir ısrarla olaylar sırasında saatin kaç olduğunu ve nasıl giyindiğimi sordular. Beni muayene etmesi gereken doktor, beni muayene dahi etmeden hükmünü vermişti."
Meksikalılar kendilerini güvende hissetmiyor
Saldırıya uğrayan bir çok kadın bunu sosyal medyada paylaşmasına rağmen gidip şikayette bulunmuyor. Şikayetlerin olmayışı, hükümetin saldırıları siyasi boyutta görmezden gelmesine neden oluyor.
Valenzuela, "Meksiko şehri, şiddet dolu bir ülkenin içerisinde güvenli bir şehir olarak tanıtılıyor. Bunun benim başıma geleceğini hiç düşünmezdim. Meksiko adeta şehrin bir aynası, eğer başkentte yolunda gitmeyen bir şeylar varsa, bütün ülkede yolunda gitmeyen bir şeyler var demektir." diyor.
Meksiko, başkenti sarmalayan 16 milyonluk nüfusu ile son yıllarda yaşanan cinayetlerle birlikte "Cezasız kalanların müzesi" olarak adlandırılan, Amerika Birleşik Devletleri sınırındaki Ciudad Juárez şehrini tahtından ediyor. Özellikle Ecatepec Morelos bölgesi basın tarafından "kadın cinayetleri’nin yeni başkenti" olarak adlandırılıyor.
Meksiko şehri fakirlik, altyapı yetersizliği ve büyük bir şiddet sorunu ile boğuşuyor. Yaşayanların % 93.4 kendilerini güvende hissetmiyor. (EA/EMK)