Gezi Direnişi sırasında güvenlik güçlerinin şiddeti sonucu hayatını kaybeden sekiz kişiden birisiydi Medeni Yıldırım. Diyarbakır Lice’deki Kayacık Köyü’ndeki kalekol protestosunda toplanan gruba jandarmanın ateş açmasıyla öldü.
Aradan geçen dokuz yılda Medeni Yıldırım’ın ölümüne sebep olduğu için kimse ceza almadı. Yıldırım’ın abisi Mehmet Yıldırım, kardeşinin öldürenlerin serbest olduğunu belirtip, Gezi Davasında verilen cezalara tepkili.
Abi Yıldırım “Osman Kavala, Mücella Yapıcı ve diğer arkadaşları en kısa sürede özgürce alanlarda ve yanımızda görmek için mücadelemizi sürdüreceğiz” diyor.
25 Nisan'daki Gezi Davasında İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi Osman Kavala'ya hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'ye ise bu suça yardımdan 18 yıl hapis cezası verdi. |
“Gezi doğal gelişen bir isyandı”
Abi Yıldırım, Gezi’nin, Osman Kavala’nın ya da diğerlerinin organize edebileceği veya kontrol edebileceği bir isyan olmadığından bahsediyor.
Gezi’nin toplumun tamamında süregelen politikalara karşı bir isyan olduğunu ve doğal geliştiğini söylüyor:
Bu nedenle de Mehmet Yıldırım Gezi 8’lisinin beraat ettikleri davadan tekrar yargılanıp hapse mahkum edilmelerinin hukuki değil siyasi olduğu düşünüyor:
“Tutuklananlar arasında Mücella Yapıcı’yı tanıyorum. Yaşadığı ülkeye, yaşadığı şehrin yapısına kayıtsız kalmayan, kalamayan bir mimar ve duyarlı bir vatandaştı.
“Gezi Kararları muhaliflere bir gözdağı”
“Gezi kararı yargı yoluyla tüm muhaliflere, tüm sağduyulu insanlara verilmek istenen bir gözdağıdır. ‘Bir daha çıkıp bir ağacı, son kalan yeşil alanı savunursanız muhatap olacağınız cezalar ve yargılama süreci budur’ deniyor.
“Arkadaşlarımızın bu süreçleri yaşaması bizi üzse de karar bizim ne kadar güçlü olduğumuzu hatırlamamıza sebep oluyor. Bu kadar uğraşılması Gezi’den sonraki sürecin iktidar açısından ne kadar tedirgin edici olduğunu gösteriyor. Sonuç olarak umutsuz ve ümitsiz değiliz, arkadaşlarımızı da alacağız.”
“Bir erin emir gelmeden ateş etmeyeceğini biliyoruz”
Abi Yıldırım Gezi’den çıkan karara karşılık kardeşinin ölümüne neden olan silahı ateşleyen jandarma er Adem Çiftçi’nin “haksız tahrik altında olası kasıttan” yargılandığını belirtiyor. Sonra da 8 Temmuz 2021’de beraat kararı çıktığını hatırlatıyor:
“Bizim davada Adem Çiftçi beraat etti. Bu karara itiraz ettik ve sonucu ne olacak diye bekliyoruz. Hangi platformda olmamız gerekiyorsa orada olacağız. 19 yaşında bir gencin öldürülüp daha sonra sorumluların cezalandırılmaması, yaptırıma tabi olmaması kabul edilebilir değil. Sonlandırdıkları gencecik parlak hayatlar.
“Adem Çiftçi’nin tek başına yargılanması da adil yargılama olmadığını gösteriyor. Bir dava oldu ama emri veren, Adem Çiftçi’den sorumlu olan komutanlardı. Oysa komutanlar sadece tanık olarak dinlendi. Bir askerin emir gelmeden ateş etmeyeceğini biliyoruz.
“Düzenin kendisi sorunlu”
“Her ne kadar tetiği çekenin kusurlu olduğunu düşünsek de insanların üzerine ateş açma emrini verenin de en az onun kadar suçlu olduğunu biliyoruz. Fakat onlar ceza almadılar ve o günden bugüne görevlerine devam ettiler. Eğer sadece Adem Çiftçi ceza almış olsaydı bile biz bununla yetinmeyecektik.
“Burada tek başına Adem Çiftçi değil toplanma ve yürüyüş hakkını kullanan insanlara ateş açan düzenin kendisi sorunlu. Zaten Gezi’nin yargılanmasını da bu nedenle asla kabul etmiyorum ve Gezi’nin yargılanamayacağını tekrar söylüyorum.
“Adaleti toplum duyarlılığı sağlayacak”
Kenara sinip olup biteni izleyecek durumda değiliz. En azından Medeni’ye olan borcumuz onun mücadelesini sürdürmek ve yapılanın hesabını sormaktır.
“Gezi’de hayatını kaybeden Ahmet Atakan’ın davasını açan bir kimse bile olmadı. Valilik soruşturma izni dahi vermedi. Adaleti toplum olarak bizim duyarlılığımız sağlayacak. Türkiye’de genellikle sosyal medyada belli bir konuda ağırlık olduğunda sonuç alınabiliyor ama öteki türlü üstü kapatılıyor.
“Biz bu kısır döngüyü eleştiriliyoruz. Bu noktada bizim mücadele etmekten başka bir şansımız yok. Bu duruma karşı sessiz kalamayız ve kabul edemeyiz.”
(MD / HA)
- Sami Elvan: Tutuklananlar kendi ailemiz gibiler
- Gürkan Korkmaz: Katillerin cezasız kalması adalet duygumuzu öldürdü
- Adnan Cömert: "Hakkınızı aramayın, öldürüldüğünüzde kalın" diyorlar
- Mehmet Yıldırım: Medeni'ye olan borcumuz mücadele etmek
- Nuray Gedik: 9 yıl sonra ikinci bir darbe yedik
- Emsal Atakan: Oğlumu öldürenlere dokuz yıldır bir soruşturma bile açılmadı
- Ali Ayvalıtaş: Gezi kararı çıktığında kapımızda polis bekliyordu
- "Gezi hassasiyeti Sarısülük davasında polisin kollanmasında kendini gösterdi"
- Gezi Aileleri Direniyor: 9 yıldır devam eden mücadele