Cumartesi anneleri/insanları 604. kez Galatasaray’daki buluşmalarında Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’in akıbetini sordu, sorumluların yargılanmasını istedi.
Buldan: O tuğlayı çekin
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Pervin Buldan ise eşi Savaş Buldan'ın da Mehmet Ağar'ın emniyet genel müdürü olduğu dönemde katledildiğini hatırlatarak, "Bu ülkeye en büyük darbeyi Ağar yaptı. Askeri darbelerin yanında siyasi darbelerin de araştırılması gerekiyor. Bu ülkede siyasi darbelerle binler katledildi ve kaybedildi. Siyasi irade, yargıç ve savcılar bu itirafa sessiz mi kalacak. Ağar kendisi 'Bir tuğla çekersem devlet yıkılır' demişti. Artık o tuğlanın çekilme vakti geldi. O tuğla çekilmeli, duvar yıkılmalı ve hesap verilmeli" diye konuştu.
Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun da, "Siz katilleri götürüp mecliste konuşturuyorsunuz ama bizim burada yıllardır haykırdıklarımıza kulaklarınızı tıkamışsınız. Mecliste kurduğunuz o komisyonu getirin burada kurun da gerçekler nelermiş duyun" dedi.
"İnkar ederek gerçeği unutturamazsınız"
İnsan Hakları Derneği Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu, Necdet Menzir'in İstanbul Emniyet Müdürü, Mehmet Ağar'ın Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemde İstanbul'da kaybedilen onlarca kişiden Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir için bir araya geldiğini söyledi.
"Yıllardır Galatasaray’dan açıkladığımız kayıp dosyalarındaki sorumlular listesinde ismi olan Mehmet Ağar, 15 Temmuz Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu’nda Milletvekili Ali Şeker’in Hasan Ocak’la ilgili sorduğu soruya “Yok canım, haberimiz olan her türlü gayrikanunî hareketlere tabii ki mani oluruz, rahmetli Necdet Menzir de mani olurdu. Yani bundan başka somut bir örneğiniz var mı İstanbul Emniyet Müdürlüğünde kaybolan kimse?” cevabı verdi.
Mehmet Ağar; emir ve talimatlarınızla faaliyet gösteren İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde eline bıçak dahi almamış onlarca insan gözaltında kaybedildi. İnkar ederek bu gerçeği unutturamazsınız. Çünkü biz gerçeği yaşatmak için Galatasaray’dayız!"
Hapis, ev yakma, zorunlu göç
İnsan Hakları Derneği Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu'nun paylaştığı Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir'in hikayesi şöyle:
* Fehmi Tosun Lice’nin Licok köyünde, Hüseyin Aydemir Lice’nin Tüte köyünde yaşıyordu. Köylerinde ağır bir koruculaştırma baskısı vardı.
* 1991 yılında Fehmi Tosun köye yapılan asker baskınında gözaltına alındı, ağır işkence gördü ve tutuklandı. Üç yılı aşkın bir süre hapishanede kaldı. Tosun hapishanede iken evleri yakıldı, ailesi köyü terk etmek zorunda kaldı.
* Hüseyin Aydemir ise evine gelemediği için köyü terk etti. Sık sık evi basan askerler Hüseyin’i bulamayınca “oğlun gelip teslim olsun” diyerek babasını gözaltına aldı. Baba Aydemir, uzun gözaltı süresinde ağır işkence gördü. Köyde yaşama imkânı kalmayan aile önce Diyarbakır’a oradan Bismil ve Adana’ya göç etmek zorunda kaldı.
"Olay komşuların gözü önünde oldu"
* Hapisten çıkan Fehmi Tosun, ardından Adana’ya kaçan Hüseyin Aydemir devam eden baskılar nedeniyle aileleri ile birlikte İstanbul’a taşındılar.
* 19 Ekim 1995 sabahı Fehmi Tosun arkadaşı Hüseyin Aydemir ile birlikte Avcılar’daki evinden çıktı. Fehmi Tosun akşam saatlerinde silahlı, telsizli sivil polisler tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault araçla evinin önüne getirildi. Kendisini gören eşi ve çocuklarına “Gözaltına alındım, beni öldürecekler!” diye bağırdı. Onlar Fehmi'nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek evinin önünden götürüldü. Olay komşularının gözü önünde gerçekleşti.
Türkiye AİHM'de suçunu kabul etti
* Eşini arayan Hanım Tosun İnsan Hakları Derneği’ne başvurdu. Tüm yasal yollara başvurulsa da Fehmi Tosun’un gözaltına alındığı devletin tüm kademelerince inkâr edildi. 36 yaşındaki 5 çocuk babası Fehmi Tosun ve 34 yaşındaki 6 çocuk babası Hüseyin Aydemir'den bir daha haber alınamadı.
*İç hukuktan sonuç alınamayınca dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşındı. AKP Hükümeti 2003 yılında AİHM'e yaptığı savunmada: “Hükümetimiz Fehmi Tosun’un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. Maddesinin ihlalini oluşturduğunu kabul etmektedir.” diyerek Fehmi Tosun’un yaşam hakkının ihlal edildiğini kabul etti. Yaşama hakkının gelecekte güvence altına alınmasını sağlamak için, gerekli tüm önlemleri alıp, etkili soruşturmaların yürütülmesini zorunlu kılan talimatları vermeyi taahhüt etti.
21 yıldır ceza yok
* Bu taahhüdün üzerinden 13 yıl geçti ama hükümet bu konuda hiçbir adım atmadı. Zamanaşımından takipsizlik kararı verilen dosya Anayasa Mahkemesine taşındı. Fehmi Tosun dosyası iç hukukta 21 yıldır cezasız bırakıldı.
* Toplumsal hafızamızda yer etsin diye bir kez daha söylüyoruz: Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’in kaybedilmesinden dönemin, İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Reşat Altay, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Kadir Akbıyık, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Başbakan Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel sorumludur. (NV)
* Bu haberde Dicle Haber Ajansı'ndan yararlandık.