Beyoğlu'nda İngiliz Konsolosluğu'na 20 Kasım'da düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden iki polis için İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde gerçekleştirilen cenaze töreninde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan basın ve medyayı daha sorumlu davranmaya çağırırken İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah, medyayı sert şekilde eleştirerek şunları söyledi :
"Sorumluları belirlemiştik, takip etmek üzereydik. Onları 1 saat farkla kaçırdık. Eğer basının sorumsuzluğu olmasaydı, şehit vermeyecektik, 27 vatandaşımız ölmeyecekti" Ancak sorumsuzca yapılan bu yayınlar, özgür basın adına, maalesef 27 vatandaşımızın şehit olmasına sebep oldu. Bunun için mutlaka Basın Yasası'nda bazı değişikliklerin olması lazım Sayın Başbakanım".
Basının 20 Kasım'da işlenen saldırı sorumlularının bulunmasını engellediği şeklindeki bu açıklamaların ardından Basın Konseyi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) birer açıklama ile Cerrah'ın açıklamalarına tepki gösterdiler.
Ekşi : "Konumunu ve haddini bilmiyor"
Cerrah'ın konuşmasını yaptığı gün, Basın Konseyi Başkanı Ekşi'nin başkanlığında bir araya gelen medyanın bazı temsilcileri, özgür yayıncılığa dair bağlılık vurgulanırken diğer yandan da bu gibi durumlarda sorumlu davranılması için çalışma yapılmasını kararlaştırdı.
Toplantıda "Basına karışmak onun boyunu aşar"diyen Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, şunları açıkladı :
Sayın Cerrah galiba yerini karıştırıyor. Bir Emniyet Müdürünün basının özgürce görev yapmasının kısıtlanmasını talep etmesi önce konumunu ve haddini bilmediğini gösterir.
Kaldı ki söylediklerinin sorumluluk duygusu olan bir Emniyet Müdürünün ağzından çıkması mümkün değildir. Çünkü Sayın Cerrah "Failleri de uzantılarını da tespit ettik. Ama basın onları deklare edince yakalayamadık ve ikinci terör eylemleri gerçekleşti" derken unutuyor:
Dediği doğru olsa, ikinci eylemin failleri deşifre edilince yakalanmaktan korkup eylemden vazgeçerlerdi. Görüldüğü gibi dediğinin mantıkla zerre kadar ilgisi yok.
"Suçlayacağına düzenli bilgi versin"
Kaldı ki medyayı kamuoyuna bilgi verdiği için suçlayacağına İstanbul'da görev yaptığı bir yıl içinde medyaya düzenli ve sağlıklı bilgi nasıl verilir sorusuna yanıt arasa, işleyen bir mekanizma kursa, verdiği sağlıklı ve açık bilgilerle medyanın güvenini kazanmış olsaydı, bugün şikayet ettiklerinin hiçbiri meydana gelmezdi. ABD'yi örnek gösterenler, orada medya ile kamu kurumları arasındaki ilişkinin böyle yürüdüğünü öğrensinler.
Üçüncüsü... Eğer 27 kişinin öldürülmesinden medyayı sorumlu tutmak mümkünse, yeterince istihbarat yapamayan, bu eylemlere zamanında engel olamayan Celalettin Cerrah'ın baş sorumlu olması gerekir.
* Sayın Cerrah kendi işini doğru yapsın yeter. Basına karışmak onun boyunu aşar.
TGC : "Açıklama duygusal ve sorumsuzca"
Aynı gün TGC de bir açıklama yayımlayarak, "Medyaya yapılan eleştirilerin yersiz olduğu kadar sorumsuzca olduğunu bildiren TGC, "Açıklamalar mantıktan çok duygusallığın ağır bastığı bir ortamda ama sorumsuzluktan uzak bir yaklaşımla gerçekleştirildi" dedi. Başarısızlıkları medyaya fatura etmek, alışılageldiğimiz bir yaklaşımdır. Türkiye'nin içinde bulunduğu psikolojik koşullar suçlamalara aynı ağırlıkta yanıt vermemizi engelliyor" dedi.
ÇGD : "Basınla mücadeleye dönmemeli"
Cerrah'ın açıklamalarına tepki gösteren ÇGD de, "Terörle mücadele basınla mücadeleye dönüştürülmemeli" dedi.
Karaca : "Yayınlar etiğe yakışmalı"
Hükümetin yazısı üzerine toplandığını belirten RTÜK Başkanı Karaca da, "ilk günkü haberlerin ardından yayınların Cuma günü (22 Kasım) habercilik anlayışına uygun hale geldiğini bundan da Üst Kurul'un memnun olduğunu açıkladı.
Karaca, ilk günkü yayınlardan dolayı medya yöneticilerinin bizzat özürlerini ilettiklerini bu ve bu gibi durumlarda birlik ve beraberlik içinde hareket edilmesinin önemini vurguladı.
Karaca, yayınların etik değerlerimize yakışır bir şekilde devam ettirilmesi noktasında ortak hareket edilmesi gerektiğini, kamuoyundan yayımlanan görüntülerle ilgili pek çok şikayetin geldiğini, medyada iç denetimin öneminin bir kez daha ön plana çıktığını belirtti.
"Medyaya eksik bilgi verildi"
Karaca, ilk gün yaşanan olayların biraz da resmi enformasyon eksikliğinden kaynaklandığını, bu nedenle haberlerin eksik enformasyonla yapılmak zorunda kalındığını, Göztepe için yapılan haberin de buna örnek teşkil ettiğini açıkladı.
Resmi doğrulama veya aksi durumun bildirilmemesi nedeniyle kuruluşların, eksik enformasyon durumunda kaldığını belirtti.
İçişleri Balkanıyla temasa geçtiğini, "yayıncı kuruluşların resmi bilgi alma noktasında rahatlatılması gerektiğini"vurgulayan Karaca bu eksikliğini giderileceğini bildirdi.
Ayrıca bayram tatili sonrasında Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın başkanlığında televizyon temsilcileri ile bir araya gelerek bu toplantıda ileriye dönük çalışmaların gündeme alınacağı dile getirdi.
Karaca, bu tip olaylarda "mevcut veya çıkacak yasa maddelerinden daha ziyade etik kurallara uyulmasının daha yararlı olacağını" vurguladı.
Cerrah : "Duygusal bir konuşma idi"
Dün akşam ATV'de Savaş Ay'ın sunduğu programa katılan İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah, cenaze törenindeki konuşmasının duygusallık içerdiğini, basınla Emniyet arasındaki ilişkilerin iyi olduğunu açıkladı.
Güler : "Polemik yapmayın"
Emniyet Müdürünün medyaya gönderme yapmasını eleştiren İstanbul Valisi Muammer Güler, polemiğe girmek istemediğini ifade ederek, "Biz şimdi olayı çözelim. O konular zaman içinde halledilir" dedi.