Basın Konseyi, her yıl olduğu gibi 2021’de de ifade özgürlüğü ihlallerini, gazetecilere ve medya kuruluşlarına yönelik saldırıları takip ederek, ‘Basın Özgürlüğü Raporu’ hazırladı.
Raporda “Medyamızda, yeni bir şey yok” diyen Basın Konseyi, siyasal ve ekonomik kuşatma altında geçen ‘kara’ bir yılı daha geride bıraktıklarını söyledi. İktidarın ‘tek sesli’ medya yaratma planının, 2021’de ivme kazandığını belirtti.
Ulusal medyanın yüzde 95’inin iktidar kontrolünde olduğunu hatırlatan Basın Konseyi, buna rağmen iktidarın ‘muhalif’ medyayı çökertmek için RTÜK, BİK ve yargıyı aparat olarak bu yılda da sınırsızca kullandığına vurgu yaptı.
Basın Konseyi medyanın 2021 özetini şöyle sundu:
- Kapanan gazeteler ve televizyonlar.
- İşsiz kalan 12 bini aşkın basın emekçisi.
- Gözaltına alınan, yargılanan, mahkum edilen gazeteciler.
- Saldırıya uğrayan, sokak eşkıyalarınca öldüresiye dövülen gazeteciler.
- Gazetecileri hedef alan polis şiddeti.
- Habere erişimin kamu gücüyle engellenmesi.
- İfade ve basın özgürlüğünün hiç olmadığı kadar kısıtlanması.
- Halkın, haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkından mahrum bırakılması.
Türkiye her endekste kötü durumda
Basın Konseyi, “Türkiye’de medyanın maruz kaldığı antidemokratik uygulamalar elbette uluslararası alandaki karnesine de zayıf not olarak yansıdı” diyerek şu karneyi verdi:
>> Türkiye 2021 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 153’üncü sırada.
>> Uluslararası Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde139 ülke arasında 117’nci sırada.
>> Dünyada cezaevinde en fazla gazetecinin olduğu ülkeler sıralamasında, cezaevindeki gazeteci sayısu 37’den 17’ye düşse de yine 6’ncı.
>> Dünya Demokrasi Endeksi’nde 167 ülke arasında 110’uncu sırada hibrit rejimler kategorisinde. Liberal Demokrasi Endeksi’nde ise 179 ülke arasında 149’uncu sırada otokrat seçim demokrasisinde.
>> İnternette Özgürlük Raporu’nda ‘Özgür Olmayan Ülkeler’ arasında.
İktidarın medyaya bakışı
Basın Konseyi 2021 içinde iktidarın medyaya dönük uygulamasından bazılarını ise şu başlıklarla özetledi:
- Cumhurbaşkanlığınca yayınlanan tasarruf genelgesinde kamu kuruluşlarına günlük gazete alımı yasaklandı.
- Basın toplantıları ‘hülle’ oyununa döndü.
- Cevapları önceden hazırlanıp promtere yüklenen sorular, yandaş medyanın muhabirlerinin eline tutuşturularak sorduruldu.
- Gazetecilik, hükümet memurluğu gibi görüldü.
- İktidar medyasının gazeteleri tek merkezden atılan manşetlerle hükümet bülteni; televizyonlar propaganda aygıtı oldu.
- Bağımsız ve eleştirel yayın yapan medya ‘muhalif’ görülerek ötekileştirildi.
- Kamu kurum ve kuruluşlarının reklamları, satmayan okunmayan iktidar medyasına aktarıldı, muhalif medyaya tek kuruş verilmedi.
- Demokrasilerde yasama, yürütme ve yargının yanında dördüncü kuvvet olan basın bu iktidar mensuplarınca, emir komuta ile hareket eden propaganda aracı olarak görüldü.
Eleştirel medyaya engel
Basın Konseyi eleştirel medyayla ilgili de şu özeti geçti:
>> İletişim Başkanlığı, keyfi uygulamayla beğenmediği yüzlerce gazetecinin basın kartını bir neden bulup iptal etti. Meslek kuruluşlarınca açılan davada Danıştay, Basın Kartları Yönetmeliğini kart iptaline gerekçe gösterilen tüm maddelerini iptal etmesine karşın mağduriyetler giderilmedi.
>> Kendisini yargının üzerinde gören İletişim Başkanı, “Basın Kartları Yönetmeliğimizin bazı maddeleri Danıştay’ca iptal edilmiş. Görevde olduğumuz sürece gazetecilik adı altında terörizm propagandası yapanlarla mücadele edeceğiz. Terör seviciler boşuna sevinmesin” diyerek yargıya da kafa tutup meydan okuyabildi.
>> Anıtkabir’de milli günlerde düzenlenen törenlerde muhalif medyaya akreditasyon uygulandı. İktidar medyasına sonuna kadar açılan törenleri, muhalif medyanın izlemesi yasaklandı.
>> Emniyet Genel Müdürlüğü toplumsal olaylarda polis şiddetinin basına yansımasını önlemek için, ‘Polis görevini yaparken ses ve görüntü alınmasının engellenmesi, bu eylemde bulunanlar hakkında işlem yapması’ genelgesi yayınladı. Anayasa teminatı altında olan basın özgürlüğüne tamamen aykırı bu genelge yargıda iptal edilse de fiilen uygulandı.
Gazetecilere saldırılar arttı
Basın konseyi raporunda saldırıya uğrayan gazetecilere de yer verdi. Basın Konseyi “İktidarın medya düşmanlığı ile yaratılan bu iklimde, belli odaklarca kışkırtılan sokak eşkıyasının gazetecilere saldırıları tırmandı. Ne tesadüftür ki saldırıya uğrayanlar hep iktidarın ‘muhalif’ gördüğü gazeteciler oldu” açıklaması yatı ve saldırılardan bazıları şöyle sundu:
- Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu, evinin önünde 3 kişinin saldırısına uğradı yaralandı. Aynı gün Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’a da saldırı yapıldı.
- Gazeteci Levent Gültekin, Halk TV’nin İstanbul Bakırköy’deki merkez binası önünde, 25 kişilik grubun saldırısında dövüldü. Gültekin o halde canlı yayına çıktı.
- Marmaris’ten orman yangınlarıyla ilgili canlı yayın yapan Halk TV ekibi ve program konukları, aralarında AKP yöneticisinin de bulunduğu bir grubun saldırısına uğradı.
- İstanbul’da KRT TV’de program yapan avukat Afşin Hatipoğlu ve Osman Güdü, hemen hemen aynı günlerde sopalı saldırılarda yaralandı.
- BirGün gazetesi eski yazarı Erk Acarer, yaşadığı Almanya’daki evinde bıçaklı bir kişinin saldırısına uğradı.
- Bursa’da, Uludağ gazetesi sahibi Ferruh Varanoğlu, silahlı saldırıda yaralandı.
- Osmaniye’de Hasan Tolga Balcılar; Samsun’da İbrahim Akkuş; İstanbul’da Celal Eren Çelik saldırganlar tarafından, Konya’da ise Muhammed Emin Güleç polis tarafından dövüldü.
- Muğla’da orman yangınları sırasında TRT ve NTV ekipleri “Orhaniye’de yangın devam ediyor, neden söndürüldü dediniz” diyen köylüler tarafından engellendi.
- İstanbul Şile’de boğulma olaylarını takip için giden A Haber ekibi, plajdaki cankurtaranların saldırısına uğradı.
RTÜK ve BİK
Raporda RTÜK ve BİK’in de icraatlarına yer veren Basın Konseyi eleştirel medyaya kesilen cezalara dikkat çekti.
RTÜK’ü ‘iktidarın sopası’ olarak nitelendiren Basın Konseyi, “Keyfilik, ayrımcılık, görevi kötüye kullanma ve partizanlık 2021’de doruğa çıktı” dedi.
1 Ocak- 24 Aralık döneminde RTÜK’ün yaptığı 50 toplantıda, televizyonlara toplam tutarı 21 milyon 500 bin lirayı bulan idari para cezası kestiğini belirten Basın Konseyi, Halk TV’ye 23; TELE 1’e 21; Fox TV’ye 15; KRT’ye 8 ve Habertürk’e 4 olmak üzere toplam 71 idari para cezası uygulandığını bildirdi.
İktidara yakın kanallara ise hiç ceza verilmediğini açıkladı.
Basın İlan Kurumu’nun da eleştirel gazetelere cezalar kestiğini belirten Basın Konseyi şunları kaydetti:
“Muhalif gazeteleri bitirmek için haftalar ve aylar süren resmi ilan kesme cezaları veren BİK, hakkında açılan davalarda Anayasa Mahkemesi’nin ‘ifade ve basın özgürlüğü ihlali’ olduğuna karar vermesine rağmen aynı uygulamaları sürdürdü. Meclis’te verilen bu keyfi uygulamalarla ilgili soru önergelerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ‘mevzuat’ yanıtını vermekle yetindi.”
Evrensel’in, 2019’dan bu yana kesilen cezalar nedeniyle resmi ilan yayınlayamadığını hatırlattı. Buna rağmen BİK’in yine de bazı haberleri bahane edip Evrensel’e yeni cezalar verdiğini kaydetti. (HA)