*TIME dergisinden bianet stajyeri Eslem Kınay tarafından çevrilmiştir. Fotoğraf: Pixabay.
Çin'de ortaya çıkmasından bu yana 20'den fazla ülkeye yayılan yeni koronavirüs, ilk kez Aralık 2019'da duyurulduğundan beri dünyanın dört bir yanında manşetlere konu oldu.
Çünkü bilim insanları ve medya kuruluşları virüsün kökenlerini, gidişatını ve etkilerini anlamak için çabalıyordu.
Ağustos 2018'de başlayıp bugüne kadar devam eden Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ndeki (KDC) Ebola salgını gibi diğer son zamanlarda ortaya çıkan sağlık tehditleriyle kıyaslandığında, Covid-19 olduğu bilinen virüsün haber yayın süresi alışılmadık derecede fazla oldu.
Ocak 2020 boyunca, 41 binden fazla İngilizce basılı haber makalesinde "koronavirüs" kelimesi geçti ve neredeyse 19 bininde haber başlığı olarak yer aldı.
Ebola salgınının ilk ayı olan Ağustos 2018'de ise, virüs sadece 1,800 İngilizce basılı haber makalesinde ve de 700'e yakın haber başlığında geçmişti.
"Bu yoğunluk gerçekten şaşırtıcı"
Rutgers Gazetecilik ve Medya Çalışmaları Okulu'nda profesör olan Steven Miller bu konuya ilişkin şöyle diyor:
"Bu virüsle ilgili ifadelerin bu kadar çabuk yayılması ve haber yayın süresindeki bu yoğunluk gerçekten şaşırtıcı. Bana öyle geliyor ki, koronavirüs, 2018'deki Ebola'dan sansasyonel anlamda daha fazla yer kaplıyor."
Fordham Üniversitesi'nde iletişim ve medya çalışmaları profesörü olan Paul Levinson, bunun sebebini; koronavirüsün yeni olmasına, kimsenin hikayenin nasıl biteceğini bilmemesine ve insanların ne yapmaları gerektiğiyle ilgili bilgilere aç olmasına bağlıyor. Buna karşın Ebola salgını, 2014 ile 2016 arasındaki geniş kapsamlı bir Batı Afrika salgınından iki yıl sonra geldi.
Hastalığın en iyi nasıl tedavi edileceği ve bir salgının nasıl ele alınacağı konusunda hala bilinmeyenler vardı, ancak virüs en azından daha öncesinden görülmüştü.
"2018'deki haber yayın süresi çok hızlı bir şekilde geçip gidiyor gibi görünüyordu, çünkü birçok insanın zihninde bir devam filmi gibi olmuştu" diyor Miller.
Ebola KDC'nin gerisinde kaldı
Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ/WHO) göre, vakaların yaklaşık yarısında ölümcül olan hemorajik ateşe neden olan Ebola, inanılmaz derecede güçlü ve yaklaşık olarak 3 bin 500 kişinin 2 bin 246'sını öldürdü.
Dünya Sağlık Örgütü, salgını geçen yıl "uluslararası kaygılarla halk sağlığı acil durumu" ilan ederken, Ebola KDC'nin çok ötesine geçmedi. (Daha önceki Batı Afrika salgını daha yaygındı: 11 binden fazla insanı öldürdü ve birden fazla kıtaya yayıldı.)
Grip benzeri semptomlara neden olan Covid-19 ise, şimdiye kadar bulaştığı kişilerin yaklaşık yüzde 3,4'ünü öldürdü, ABD dahil olmak üzere 80'den fazla ülkeye yayıldı. Bu hususta Miller şöyle diyor:
"Ne zaman ABD'yi etkileyen bir sorun olsa, Batı basını tempoyu artırıyor. Bunların çoğu ise ABD ve Çin arasındaki ilişki hakkında, yani virüslerin kendisinden daha fazlasını söyleyen şeyler."
ABD ve Çin arasındaki seyahat oldukça yaygın ve ekonomik ile jeopolitik çıkarları, ABD ve KDC'nin ilişkisinden daha fazla iç içe geçmiş durumda.
Çoğunluğunun KDC'de yer alan bir salgının haber yayın süresinin az olmasının da şaşırtıcı olmadığını söyleyen Miller, "Çünkü yanlış bir şekilde, Afrika, genellikle Amerikalılardan sonra düşünülüyor" diyor.
Çin'in şeffaflığıyla ilgili soru işaretleri
Levinson ise haber yayın süresindeki bu uyumsuzluğun geçmiş hatalardan öğrenmeyi, bir dereceye kadar da olsa yansıttığını söylüyor.
2014-2016 Ebola salgını sonrasında, ABD basını, Amerikalılar için olası tehdidi abarttığı için eleştirilmişti. 2018'de daha az yoğun olan basın yayın süresinin, ortaya çıkan ihtiyatlılığı kısmen gösterebileceğini söyleyen Levinson,
"2020 koronavirüs için yayımlanan haber yayın süresi de tartışmasız aşırı, fakat özellikle Çin'in şeffaflığı ve raporlama standartları hakkında endişeler olduğu için, insanlara istedikleri bilgilerin verilmesi bunu değerli bir hizmet kılıyor" diyor.
Sosyal medya bağımlılığı etkili
Genel haber ortamının ve sosyal medyaya olan bağımlılığın, 2018'den beri bile değiştiğini belirten Levinson:
"Abartısız her geçen gün, hayatımızdaki haber ve bilgi aktarımcısı olan sosyal medya, git gide daha önemli bir konuma geliyor. 7/24 haber yayın süresine sahip. Bu bazen kişiselleştirilmiş bir süre de olabilir" ifadelerini kullanıyor.
Haber kuruluşları, virüs kaynaklı bir salgının ön saflarındaki kişilerden -birinci şahıs hesapları gibi- giderek sosyal medyada daha fazla yeni tür hikayeler buluyor ve doygun çevrimiçi haber ortamında rekabet etmek için daha çok hikaye yayımlıyor.
Okuyucuların isteklerine de hitap ettiğini söyleyen Miller, sözlerini şöyle sonlandırıyor:
"İnsanların anlık bilgi ihtiyacı, sosyal medyanın gelişiyle ortaya çıkıyor. Buna da canavarı beslemek deniyor."
(EK/PT)