"FETÖ'nün medya yapılanmasında yer aldıkları" iddiasıyla gazeteci Murat Aksoy ve müzisyen Atilla Taş'ın da aralarında bulunduğu 18'u tutuklu 28 medya çalışanının “örgüt üyeliği” ve “darbe teşebbüsü” suçlamasıyla yargılandığı davada tahliye çıkmadı.
Çağlayan’daki İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 23 Şubat'taki duruşmasında Kapatılan Bugün gazetesi muhabiri Cihan Acar, Türk Solu başyazarıi Gökçe Fırat Çulhaoğlu, kapatılan Zaman gazetesi muhabirleri Habip Güler ve Halil İbrahim Balta esas hakkındaki savunmalarını yaptı.
Acar: Hakkımda sabit delil yok
Evrensel'in haberine göre duruşmada konuşan Acar, esas hakkındaki beyanında, Cumhuriyet Savcısı Murat Çağlar’ın hazırladığı iddianamede tarafına yöneltilen suçlamaların 10 tweet ve 3 haberden oluşan “delillere” dayandığını söyledi.
Basın ve ifade özgürlüğü ile ilgili 2 saat içinde atmış olduğu 10 tweetin delil olarak sayılmasını eleştiren Acar, “O iki saati hayatımdan çıkarsak bu suçlamayla karşı karşıya kalacak mıydım? Ya da imzamla çıkmış 3 haberi çıkarsak yine suçlanacak mıydım” diye sordu.
Acar, “örgüt evliliği yapmaya çalıştığı” yönündeki iddiaları da eleştirerek, “Kızlarla yakınlığım oldu ama şansım pek yaver gitmedi. İddia makamının benimle ilgili en büyük delili evlilik konusu. Genç, bekar bir adamım; bir talimat üzerine evlenecek kadar aklımı ve kalbimi ipotek ettirmedim. Çok şükür elim yüzüm düzgün. O kadar kızla görüştüm ne oldu örgüt içi evlilik mi yaptım? Hala bekarım. Çapkınlık işlerini burada konuşmaktan hicap duyuyorum” dedi.
Vareste tutulmasına rağmen hakkında en ufak şüphe kalmasın diye mahkemeye geldiğini söyleyen Acar, suç işlediği yönünde toplanan delillerin sabit olmadığını söyleyerek beraatini talep etti.
Çılhaoğlu: Avrupa'ya başvurmadım
Esas hakkında beyanda bulunan Çulhaoğlu da savcının mütalaasına itiraz ederek, “Suç vasfının değilmesini kabul etmiyorum, olmayan şeyin vasfı değişemez. 1 buçuk yıldır hukuksuz tutukluyum. Tahliye değil beraat istiyorum” dedi.
Çulhaoğlu şöyle konuştu:
“Paralel devlet tabirini ilk ben kullandım ve adını koyduğum örgütün üyesi yaptınız. Ben bu kavramı kullanmasaydım ne diyeceklerdi? Bana borçlu olan Türkiye bu erken tespitin bedelini ödetiyor. Hem sosyalist, hem Atatürkçü hem milliyetçiyim. Adalet ve beraat istiyorum. Ben Avrupa’ya başvurmadım çünkü doğru kararı Türk mahkemesinin vereceğine inanıyorum. Kendimi Türk adaletine teslim ediyorum.”
Toplamda 13 sanığın esas hakkında savunmalarını tamamlamasının ardından ara kararını veren mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamı yönünde karar vererek, duruşmayı 7 Mart'ta erteledi. (EA)
Ne olmuştu?
30 Ağustos’ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Fethullah Gülen cemaatine yönelik soruşturma kapsamında aralarında gazeteciler ve akademisyenlerin bulunduğu 35 kişi hakkında gözaltı kararı vermiş, 27'si tutuklanmıştı. Farklı zamanlarda tutuklanan gazeteci ve yazarlar 8 ay davanın başlamasını bekledi. AA, gözaltı kararını "FETÖ'nün medya yapılanmasına operasyon” başlığıyla duyurmuştu.
Yargılananlar Millet, Cihan Haber Ajansı, Zaman, Meydan, Yeni Hayat, Bugün gazeteleri, Rotahaber ve Samanyolu Haber siteleri çalışanları, sahipleri ve yazarlarından oluşuyor.
Yargılananların isimleri alfabetik sırayla şöyle: Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Atilla Taş, Bayram Kaya, Bülent Ceyhan, Bünyemin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan* , Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habip Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammet Sait Kuloğlu, Muhterem Tanık, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Said Sefa, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Ünal Tanık, Yakup Çetin, Yetkin Yıldız. |
* Emre Soncan'ın dosyası 22 Şubat 2018'deki duruşmada ayrıldı, davada 28 sanık kaldı.
Davanın 31 Mart'ta görülen duruşmasında Atilla Taş ve Murat Aksoy'un da aralarında bulunduğu 21 kişi tahliye edilmiş, duruşma savcısı 8'inin tahliyesine itiraz etmişti.
Duruşma savcısının itirazını aynı gün işleme koyan 26. Ağır Ceza Mahkemesi talebi kabul ederek Hanım Büşra Erdal, Ahmet Memiş, Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Cuma Ulus, Habib Güler, Halil İbrahim Balta ve Muhammet Said Kuloğlu hakkında yeniden yakalama kararı çıkarmıştı ve söz konusu sekiz kişi tahliye olamadan cezaevinde kalmıştı.
Savcının tahliye talebinde bulunduğu ve mahkemenin de tahliye ettiği aralarında Atilla Taş ve Murat Aksoy'un da bulunduğu 13 kişi hakkında ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aynı gün darbe soruşturması kapsamında gözaltı kararı vermiş, bu kişiler de cezaevinden çıktıktan sonra gözaltına alınarak emniyet müdürlüğüne götürülmüştü. Burada sorgulanan şüpheliler çıkarıldıkları sulh ceza hakimliği tarafından tutuklanarak yeniden cezaevine gönderilmişti.
21 kişi hakkında tahliye kararı veren 25. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İbrahim Lorasdağı, hakimler Barış Cömert ve Necla Yeşilyurt Gülbiçim 3 Nisan 2017'de açığa alınmıştı.
Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, 13 kişi hakkında 7 Haziran'da "darbe teşebbüsü" iddiasıyla ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle iddianame hazırlamıştı.
13 gazeteci için İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmış, daha sonra dava 29 kişilik dosyayla birleştirilmişti. (EA)