Medya Derneği, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nün sadece basın mensupları için değil tüm toplum için büyük önem taşıdığını bildirdi; "Daha özgür, bağımsız ve kaliteli bir basın, ülkemizdeki demokrasinin kalitesini ve yaşam standartlarımızı arttıracaktır" dedi.
Dernek, ABD merkezli Freedom House izleme örgütünün basın özgürlüğünün geçen yıl dünyadaki hemen her bölgede azaldığını, basın özgürlüğünde üst üste sekiz yıl düşüş yaşandığına dair tespitlerini hatırlattı.
Medya Derneği: Birçok gazeteci yargılanıyor, ceza alıyor
Türkiye'nin yarı-özgür ülkelerden biri olarak görüldüğüne işaret eden dernek, Türkiye'nin 196 ülke arasında basın özgürlüğü açısından 108. sırada yer aldığını belirterek, "Türkiye'nin 2009 yılında IMF, Dünya Bankası ve CIA'in raporlarına göre Gayrısafi Yurtiçi Hasılası (GSYIH) ile dünyada 17. sırada yer aldığı düşünüldüğünde, ekonomideki performansının basın özgürlüklerine tam olarak yansımadığı açıkça görülebilir" diye belirtti.
UNESCO'nun verilerine göre 2010 yılının ilk dört ayında tüm dünyada görevleri esnasında öldürülen gazeteci sayısı 12 olduğunu kaydeden dernek, geçen yıl öldürülen 48 gazeteci arasında Türkiye'den "Güney Marmara'da Yaşam" gazetesi yayın yönetmeni Cihan Hayırsevener'in de sayıldığına işaret etti. UNESCO listesinde, gazeteciler için en tehlikeli ülkeler arasında Meksika, Honduras, Kolombiya, Kongo, Somali, Rusya, Pakistan, Afganistan ve Irak göze çarpıyor.
Hrant Dink Cinayeti ile ilgili mahkeme sürecinin birçok tartışmalara neden olmaya devam ettiğini açıklayan dernek, "Bugün Türkiye'de ne yazık ki birçok gazeteci aleyhine çeşitli davalar açılmakta, açılan davalar sonucunda da bu gazeteciler çeşitli para ve hapis cezaları almaktadırlar" dedi.
Dernek, Nazlı Ilıcak, Şamil Tayyar, Sevilay Yükselir, Hüseyin Kocabıyık ve Ahmet Can Karahasanoğlu gibi çeşitli gazetecilere yazılarından dolayı mahkumiyetle karşılaştığını duyurdu.
"Bu tip sayısız örnekler ülkemizde basın özgürlüğü önündeki engelleri kaldırmaya yönelik yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini göz önüne sermektedir. Basın özgürlüğü konusunda özellikle Avrupa Birliği ülkelerindeki özgürlükçü düzenlemeler ve basın özgürlüğü lehine yapılan içtihatlar dikkate alınmalıdır."
"Herkes düşünce ve anlatım özgürlüğü hakkına sahip"
Uluslararası İnsan Hakları Bildirgesi'nin 19. maddesi, herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğü hakkı olduğunu açık bir şekilde belirtir. Bu hak ve düşüncelerinden dolayı kimse rahatsız edilemez. Ülke sınırları söz konusu edilmeden bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkı herkes için sabittir.
Bu haktan yola çıkan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 3 Mayıs 1991'de UNESCO'nun Namibia'nın Windhoek kentinde düzenlediği "Bağımsız ve Çoğulcu Afrika Basınının Geliştirilmesi" başlıklı konferansta çıkan deklarasyon anısına, uluslar arası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün de girişimleriyle, 3 Mayıs'ı "Dünya Basın Özgürlüğü Günü" olarak ilan etti. (EÖ)