Türkiye Psikiyatri Derneği Kadın Ruh Sağlığı Koordinatörü ve İstanbul Üniversitesi Psikiyatri Psikososyal Travma Program Başkanı Prof. Dr. Şahika Yüksel, "Cinsel istismar olaylarında, istismar uygulayan kişi toplumsal olarak kuvvetli görülen bir konumda ise olayın gizlenmesi yönünde bir toplumsal mutabakat oluşuyor. Cinsel istismarı uygulayan kişi de toplumsal gücünü ve prestijini sorumluluktan kurtulmak için kullanıyor" diyor.
"Hüseyin Üzmez olayı, bu duruma iyi bir örnek. Üzmez'in yerinde eğitimsiz, tanınmayan, sıradan bir vatandaş olsaydı, aynı korunma imkânlarına sahip olamayacaktı. Papa'nın İngiltere ziyareti sırasında kilisedeki cinsel istismar olaylarının nasıl gizlendiği bir kez daha gündeme geldi ve 'dini koruma'nın gücünü hatırlattı."
Ruh sağlığını taciz mi haberler mi bozdu?
Çorum'da Ağır Ceza Mahkemesi, Ensar Vakfı eski Şube Başkanı Z.İ.'nin, 15 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılandığı davada, Z.İ.'nin en az 15 yıl hapis cezası almasına yol açabilecek "nitelikli cinsel istismar" maddesini uygulamadı.
Mahkeme, "aynı suçu birden fazla kere işlediği" gerekçesiyle Z.İ.'yi önce 5 yıl 7 ay hapse çarptırdı, ardından "iyi hal indirimi" uygulayarak cezayı 4 yıl 8 aya indirdi; Z.İ.'nin tahliyesine de karar verdi.
Adli Tıp ve Ankara Tıp Fakültesi, uğradığı cinsel istismar nedeniyle E.Y.'nin ruh ve beden sağlığının bozulduğu yönünde rapor vermişti. Mahkemenin gerekçeli kararında ise "Kızın ruh sağlığının istismar nedeniyle mi yoksa basında çıkan haberlerden dolayı mı bozulduğu konusunda şüphe oluştu" denildi.
Yüksel: Medya, cinsel suçlarla mücadelede önemli bir araç olabilir
Prof. Dr. Yüksel, medyanın cinsel suçlarla mücadeledeki rolünü değerlendirirken etik ve ahlaki ilkelerin önemine vurgu yapıyor:
"Medya, cinsel suçların varlığı hakkında farkındalık yaratmak ve cinsel suçlarla mücadele için önemli bir araç. Oysa verili durumda, cinsellikle ilgili her türlü malzemeyi, cinsel saldırılar ve travmalar da dahil olmak üzere, reyting malzemesi olarak kullanıyor."
Yüksel, "Fatmagül'ün Suçu Ne?" adlı televizyon dizisini bu duruma örnek gösterirken, ekliyor:
"Cinsel travmanın mağdura yaşattığı zorlukları küçümseyen, mağduru aşağılayan, gülünç duruma düşüren yayınlar ve olumsuz mahkeme kararları, mağdurların hakkını aramasını engelliyor, başvuruları sonuçsuz kalmış kişileri de bir kez daha travmatize ediyor." (BB/EÖ)